24 Kasım Öğretmenler Günü münasebetiyle Üniversitemizde geniş içerikli bir kutlama programı gerçekleştirildi. Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde düzenlenen programa Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, Akçaabat Belediye Başkanvekili Cevdet Bayraktar, Genel Sekreterimiz Doç. Dr. Ufuk Töman, dekanlarımız, müdürlerimiz, daire başkanları ile akademisyenlerimiz ve çok sayıda öğrencimiz katıldı. Fatih Eğitim Fakültemiz tarafından hazırlanan 24 Kasım Öğretmenler Günü kutlama programına eğitim camiasından misafirlerle emekli hocalarımız da yoğun ilgi gösterdi. Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından Fatih Eğitim Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. İsmail Hakkı Demircioğlu karşılama ve kutlama konuşması yaptı. Demircioğlu, “Öğretmen sadece ders vermez. Bilgi, beceri ve tutum kazandırmanın yanında değer, kişilik ve kimlik kazandırır. Onlar geleceğimizi inşa edecek gençlerimize ruh üfleyen kimselerdir. Teknisyen tip öğretmen yetiştirmeyeceğiz. Teknisyen tipi öğretmen, yönerge ne diyorsa onu yapar. Gerçek öğretmenlik sadece sınıf içinde yapılan bir etkinlik değil, zil çaldıktan sonrasına da kafa yoran, düşünen, planlayan ve dizayn eden bir meslek erbabıdır” dedi. Daha sonra Fatih Eğitim Fakültesi emekli öğretim görevlileri adına konuşma yapmak üzere kürsüye davet edilen Cemal Yazıcı “Aranızda bulunmaktan onurluyum. Bu kurumda 40 yıl çalışmış biriyim. Buradan nice güzide öğretmenler yetiştirdik. Öğretmenlik artık bir yarış. Ekmek aslanın ağzında. Kendinizi iyi hazırlayın” dedi. Yazıcı, “Profesör emekli olduğunda profesördür. Özlük hakları aynı şekilde devam eder. Fakat emekliye ayrılan bir öğretmenin başöğretmenliği de, uzman öğretmenliği de; bütün unvanları elinden alınıyor. Maaşları yarı yarıya eksiliyor. Öğretmenlerin maddi-manevi haklarını almalarının özlemi içerisindeyim” diye konuştu. ÂŞIKKUTLU: ÖĞRETMENLİK İNCE BİR SANATTIR Arkasından kürsüye gelen Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, Başöğretmen Atatürk’e ve öğretmenlik mesleğini icra ederken hayatlarını kaybeden öğretmenlere rahmet temennilerinde bulunduktan sonra öğretmenlik mesleğinin kutsal yönlerine işaret ederek şunları söyledi: Zira ilk insan, ilk peygamber; ilk peygamber de insanlığın ilk öğretmenidir. Dolayısıyla öğretmenlik aslında bir peygamberlik mesleğidir. Kutsal Kitabımız Kur’an-ı Kerim’de ilk inen ve ‘Yaradan Rabbinin adıyla oku” diye başlayan ayetlerin devamında “… insana bilmediklerini belletten, kalemle -yazmayı- öğreten, Kerem sahibi Rabbinin (adıyla) oku buyrulur. Hz. Ali’ye atfedilen bir sözde ise ‘Bana bir harf öğretenin kölesi olurum’ denilmiştir. Öğretmen insanı inşa ve ihya eder; insan da toplumu oluşturur. O halde öğretmenlerimiz, toplumu inşa ve ihya ederler, topluma can katarlar ve ruh verirler. Aynı zamanda insana ahlaklı ve vicdanlı olmayı öğretirler ve gösterirler. Çünkü örnek olmak, sözden daha etkili ve kalıcı bir öğretme ve eğitme unsurudur. Öğretmen sadece bildiğini öğreten kişi değildir; o öğrencisine bilgi ile birlikte hayatı öğreten, erdemi aşılayan örnek kimsedir.” Başöğretmen Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Öğretmenler; yeni nesil sizlerin eseri olacaktır’ özdeyişini hatırlatan Rektörümüz, “Bu büyük bir sorumluluktur. Öğretmenlik mesleğinin gerektirdiği vicdan, ahlak, değer ve sorumlulukları en üst düzeyde hissetmek ve bunları yerine getirmek zorundayız” dedi. Programda fakültemizde 25 yılını dolduran hocalarımızla TÜBİTAK programlarında başarı gösteren hocalarımıza ve projelerini tamamlayan öğrencilerimize teşekkür belgeleri verildi. Fatih Eğitim Fakültemizden mezun olup yurdun çeşitli yerlerinde görev yapan öğretmenlerimizin hazırladığı kısa videoların sunumundan sonra kutlamada özel müzik dinletisi gerçekleştirildi ve program 24 Kasım Kokteyli ile sona erdi.

Geride bıraktığımız yıl verileri ışığında dünyadaki bilim insanları arasında ilk yüzde 2'lik dilim içerisinde yer alan bilim insanları listesi açıklandı. Elsevier veri tabanında yayınlanan listede "Kariyer Boyu Etki" ve "Yıllık Etki" Kategorisi’nde en çok atıf alan bilim insanları arasında Üniversitemizden iki hocamız yer aldı. Sıralamada “Standardize Atıflar”, “H-İndeks”, “Hm-Indeks”, “C-Skor”, “Yazar Sırasına Bağlı Atıf” gibi göstergelerin dikkate alındığı “Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları Listesi"nde "Kariyer Boyu Etki Kategorisi" ve "Yıllık Etki Kategorisi"ne akademisyenlerimiz Prof. Dr. Muammer Çalık ve Prof. Dr. Ünal Çakıroğlu yeniden isimlerini yazdırmayı başardı. Amerika Birleşik Devletleri'nin Kaliforniya eyaletindeki Stanford Üniversitesi tarafından hazırlanan ve Kariyer Boyu Etki Kategorisi verilerine göre; Prof. Dr. Muammer Çalık - Fatih Eğitim Fakültesi - [Sosyal Bilimler] Yıllık Etki Kategorisi; Prof. Dr. Ünal Çakıroğlu- Fatih Eğitim Fakültesi - [Sosyal Bilimler] uluslararası düzeydeki başarılarını tekrarlayarak göğsümüzü kabarttı. Dünyanın En Etkili Bilim İnsanları Listesinde yer alan akademisyenlerimizi bir kez daha tebrik ediyor, yeni başlayan yükseköğrenim döneminde de başarılarının devamını diliyoruz.

Üniversitemiz ev sahipliğinde İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi tarafından düzenlenen “Yavuz Sultan Selim Bilim, Düşünce, Sanat Sempozyumu” törenle başladı. Osmanlı Devleti’nin önemli siyasi dönüşümler yaşadığı Yavuz Sultan Selim Han’ın 1512 ile 1520 yılları arasındaki yönetim dönemindeki bilim, düşünce ve sanat etkinlikleri ile bu alanlarda öne çıkan eserlerinin Osmanlı kültürel mirasına katkılarının inceleneceği 8-10 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek uluslararası sempozyum için 9 farklı ülkeden bilim insanları Trabzon Üniversitesi’nde bir araya geldi. Tarih, dil, edebiyat, felsefe, İslami ilimler, bilim ve sanat tarihi gibi alanlarda çalışan 70 akademisyenin katılımıyla başlayan sempozyumda disiplinler arası bir değerlendirme ortamının hedeflenirken bilimsel organizasyonda 37 ayrı üniversite ve kuruluş temsilcisi yer aldı. Türkiye’den 56, Azerbaycan’dan 4, İran’dan, ABD ve Kanada’dan 2’şer; Ukrayna, Macaristan, Ürdün ve KKTC’den 1’er akademisyenle temsil edildiği sempozyumun Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde gerçekleştirilen açılış törenine kalabalık bir davetli topluluğu katıldı. Açılış töreninde Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, Rektör Yardımcılarımız Prof. Dr. Atilla Çimer, Prof. Dr. Hasan Karal, Prof. Dr. Hüseyin Serencam, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Ömer Faruk Ursavaş, İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Uygun, İl Müftüsü Selami Aydın, Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim, Türk Tarih Kurumu Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Yunus Pustu, Sempozyum Düzenleme Kurulu Başkanı İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Bilal Kırımlı ile il ve ilçe mülki idare amirleri, sivil toplum kuruluş temsilcileri, dekanlarımız, müdürlerimiz, idari ve akademik personelimiz ile konuk bilim insanları ve öğrenciler hazır bulundu. Programın açılış konuşmasını yapan İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Bilal Kırımlı, “Geçmişimizden feyz alarak insanımızı daha iyi yetiştirme amacındayız. Üzerine çok şey söylenmesine rağmen Yavuz Sultan Selim döneminin doğru anlaşılması ve kitlelere doğru anlatılması bu sempozyumdaki ana amacımızdır. İnşallah sempozyumumuz bu manada faydalı olacaktır” dedi. Ardından konuşan Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, “Yavuz Sultan Selim; dedesinin fethettiği oğlunun (Kanuni) doğduğu Trabzon sancağında 24 yıl gibi uzun sayılabilecek bir süre şehzadelik yapmış; askeri ve idari tecrübesi ile 8 yıl gibi kısa sayılabilecek bir hükümdarlık süresi içinde tarihçilerin ifadesi ile 80 yıllık işlere imza atmış, çok değerli ve karizmatik bir Osmanlı padişahıdır” dedi. Yavuz Sultan Selim’in bu kısa sürede bölgesel bir güç olmaktan çıkardığı Osmanlı’yı cihan imparatorluğuna dönüştürdüğünü dile getiren Rektörümüz, şöyle devam etti: “İslâm dünyasının siyasi birliği yanında dini liderliğini de temin eden Yavuz Sultan Selim, Osmanlı’nın doğu sınırlarını güvence altına almış, halifelik makamını Osmanlı’ya kazandırmıştır. Halifelik otoritesini kullanarak bir İslam birliği inşâsına yönelmiş, İslâm dünyasında merkezi bir dini otorite tesis etmeyi başarmıştır. Kısa fakat aktif ve etkili yönetim tarzı sayesinde doğuda ve batıda imparatorluğun gücünü pekiştirmiş, Osmanlı’nın coğrafi ve siyasi sınırlarını yeniden tanımlamıştır. İlim, sanat ve edebiyata olan ilgisi ile de şöhret bulan Yavuz Sultan Selim, “Selimi” mahlası ile yazdığı şiirlerle bir divan oluşturacak yekûn teşkil eder.” Türk Tarih Kurumu Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Yunus Pustu ise “Bir entelektüel, bir sanatsever bir düşünür olarak Yavuz Sultan Selim’in zengin kültürel mirasını konuşmak üzere bir araya geldik” diyerek başladığı konuşmasında şunları kaydetti: “Yavuz, kısa yönetimi döneminde derin izler bırakan bir Osmanlı padişahıdır. Edebiyatı önemseyen, sanata düşkün, kültürel gelişmeleri takip eden bir şahsiyettir. Selimî mahlası ile yazdığı eserler; sadece kılıç tutan değil, kalem tutan bir padişah olarak önemini betimler. Onun döneminde sanat gelişmiştir. Bilim ve sanatta önde gelen insanları sürekli desteklemiştir. Sayesinde İstanbul düşünürlerin, şairlerin ve edebiyatçıların buluşma noktası haline gelmiştir. Sanatı ve ilmi destekleyen yaklaşımı sadece kendi döneminde değil sonraki dönemlerde de devam etmiştir. Düşünce ile gücü aynı zeminde buluşturma gücünü taşıyan müstesna bir şahsiyettir. Bu sempozyumun Fatih’in fethettiği, Kanuni’nin doğduğu, Yavuz’un yönettiği Trabzon’da düzenlenmesi de bizim için çok değerlidir.” Vali Aziz Yıldırım ise şunları söyledi: “Yavuz Sultan Selim Han’ın vefatı bundan yaklaşık 500 yıl önce gerçekleşmiş. Yaklaşık 50 yıllık bir ömre çok önemli işler sığdırabilmiş bir cihan padişahı. Trabzonumuz’u anlatırken biz Fatih’in fethettiği, Yavuz’un yönettiği, Kanuni’nin doğup büyüdüğü şehir diyoruz. Cumhuriyetimizin mimarı Mustafa Kemal Atatürk de burayı üç kere ziyaret etmiş. 88. Halife, dokuzuncu Osmanlı padişahı ve aynı zamanda cür’etimi bağışlayın; bizim meslektaşımız oluyor. Çünkü burada valilik yapmış. Kendisi tahtta kaldığı 8 yıl zarfında Osmanlı topraklarını iki katına çıkarıyor. Büyük bir İslam birliği kuruyor. Dünyada Osmanlı’nın bir güç olarak varlığını ortaya koyuyor. Sadece ülkenin siyasi sınırlarını değil, aynı zamanda ilmi, kültürel ve manevi ufkunu da genişleten bir padişah. Onun kısa fakat derin izler bırakan derin hükümdarlık dönemi İslam dünyasında önemli bir döneme işaret ediyor.” Konuşmaların ardından başkanlığını Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesinden Prof. Dr. Mehmet Hüsrev Subaşı’nın yaptığı ilk oturumda İstanbul 29 Mayıs Üniversitesi’nden Prof. Dr. Feridun Mustafa Emecen ve İstanbul Medeniyet Üniversitesinden Prof. Dr. İhsan Fazlıoğlu sunumlarını gerçekleştirdi. Açılış oturumunun ardından Üniversitemiz Ahmet Hilmi İmamoğlu Kütüphanesi içerisinde oluşturulan Türk Tarih Kurumu Yüzüncü Yıl Kitaplığı” Rektörümüz, Trabzon Vali Yardımcısı Fatih Kızıltoprak ve Türk Tarih Kurumu Başkan Yardımcısı Doç. Dr. Yunus Pustu tarafından hizmete açıldı.

Trabzon Uluslararası Öğrenci Derneği (TÖDER), Evrensel Hâfızlar Derneği Trabzon Şubesi (EHAD), İl Müftülüğü ve Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) ile Trabzon Üniversitesi (TRÜ) arasında Hafız Kardeşliği protokolü imzalandı. Söz konusu protokol ile Trabzon’da hafızlık eğitimi gören uluslararası öğrencilere rehberlik desteği sağlanarak karşılıklı kültür alışverişi sağlanması konusunda 5 kurum ve kuruluşun temsilcileri iş birliği yaptı. Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörlüğü’nde gerçekleştirilen organizasyonla “Hafız Kardeşliği Programı” adlı protokolü imzalayan paydaşlar, Trabzon’da hafızlık öğrenimi gören uluslararası öğrencilerin önemine dikkat çekerek gençlerin kendilerini geliştirme, ülkelerini ve kültürlerini tanıtma, kurslarda öğrenim gören öğrencilere rehberlik etme, genel uyumlarını artırma, ülkemizdeki hafızlık geleneği ve eğitimi hakkında bilgilendirme amacı taşıyan iş birliği anlaşmasını gerçekleştirmiş oldu. Hafız Kardeşliği  Protokolünü Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, TÖDER Başkanı Abdülkadir Yılmaz, EHAD Başkanı Seyfullah Hacıfettahoğlu ile Trabzon İl Müftüsü Selami Aydın imzaladı.

İstiklâl Marşı’nın kabulünün 104. yıldönümü münasebetiyle Üniversitemizde panel programı düzenlendi. “İstiklâl Marşı ve Mehmet Akif” adlı panelde İstiklâl Şairi Mehmet Akif yad edilirken Fatih Eğitim Fakültesi Öğretim Üyeleri Prof. Dr. Suat Ungan ile Prof. Dr. Ebru Demircioğlu birer sunum gerçekleştirdi. İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Bilal Kırımlı ise moderatörlüğü üstlendi. Vatan müdafaasında canlarını feda eden şehitlerimiz için saygı duruşu ve ardından İstiklâl Marşı’nın okunması ile başlayan panelde daha sonra Mehmet Akif’in biyografisi, milli duruşu ve 104 yıl önce “Allah bu millete bir daha marş yazdırmasın” diyerek Türk Milleti’ne armağan ettiği İstiklâl Marşı ile gençliğe verdiği mesajlar hatırlatıldı. Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde gerçekleştirilen panelde Vali Yardımcısı Fatih Kızıltoprak, Şehit Meriç Alemdar Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürü İsmail Akıntürk, Rektör Vekilimiz Prof. Dr. Atilla Çimer ile Rektör Yardımcılarımız Prof. Dr. Hasan Karal, Prof. Dr. Hüseyin Serencam, Genel Sekreterimiz Doç. Dr. Ufuk Töman, Fatih Eğitim Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. İsmail Hakkı Demircioğlu ve akademisyenlerle öğrencilerimiz hazır bulundu. Prof. Dr. Ebru Demircioğlu “Mehmet Akif Ersoy ve İstiklâl Marşı’nı Yazma Süreci” Prof. Dr. Suat Ungan ise “Milli Marşları Doğuran Unsurlar ve İstiklal Marşımız” konularında sunumlar yaptı. Panelin moderatörlüğünü üstlenen Prof. Dr. Bilal Kırımlı, “Üç kıtada senelerce hüküm süren bir medeniyetin düne kadar vilayeti konumunda olan Yunanistan’ın istilasına nasıl düştüğü, en az İstiklal azmi ve kahramanlığı kadar unutulmaması gereken bir husustur” ifadesini kullandı. “Çağ değişti; insan hakları, uluslararası hukuk, adalet anlayışları değişti fakat ‘hakların kardeşliği’ nostaljik bir söylem olarak kaldı” diyen Kırımlı “Gençlerimiz, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısı ve özellikle Gazze katliamından sonra Batı’nın hiç değişmediğini bilmek zorunda” değerlendirmesinde bulundu. Mehmet Akif Ersoy’un hayatından kesitler sunan Prof. Dr. Ebru Demircioğlu, “İstiklal Marşımızın Şairi; vatanı için her şeyi göze alan, şiirlerine nakış nakış vatan sevdasını işleyen, Milli Marşımızın yazarı, ömrünün son demlerine kadar vatan hasretiyle yanıyordu. Şiirlerini elleriyle değil yüreğiyle yazıyordu. Milli marş yarışmasına gelen ilk 724 şiir arasında onun şiiri yoktu. Görev tevdi edildiğinde ise İstiklâl Marşı’nı yazdı. Esere imzasını koymadı. Her okunduğunda alkış kopuyor, gözyaşları sel oluyordu. Mebuslar 8 altın maaş alırken Akif’e 500 altın teklif edildi. Kabul etmedi. Zorla verilince de gitti ‘Darül Mesai’ye bağışladı. Parayla hiç işi olmadığını ise herkes bilirdi” diye konuştu. Akif’in hayatı ile ilgili geniş içerikli ve kronolojik bir sunum yapan Demircioğlu, “Herkes vatanseverdir ama Akif’in vatan sevgisi onda ete-kemiğe bürünmüştür. Bugün bu ülkenin her yerinde bir şekilde onu anıyorsak bu milletin kendisinde ondan bir şeyler bulmasındandır. Belki biz Akif’siz kaldık ama o Asım’ların nesli yaşadıkça Fatiha’sız kalmayacaktır” ifadelerini kullandı. Daha sonra kürsüye gelen Prof. Dr. Suat Ungan ise milli marşları doğuran unsurları sıralarken kavramın birlik-bütünlük oluşumundan ve millet anlayışından geldiğini anlattı: “Mili marşların yazılmasında süreç coğrafyadan vatana doğru ilerler. Devamında dil, din, kültür, tarih bilgileri vardır. En başta ise kabile ve karşı taraf gelir. Yani başlangıcında mutlak bir düşman vardır. Bunlar birleştikçe millet birleşiyor” dedi. Türkiye’nin bir aydın problemi yaşadığını söyleyen Ungan, “Bu aydın kesim bir şey anlatmıyor, sadece suçluyorlar. Halka yobaz, gerici gibi yakıştırmalar yapıyorlar. Böyle olunca halk yön değiştiriyor. Gerekirse yüz bin defa anlatacaksın. Aksi halde muhafazakâr toplumda doğan muhafazakâr oluyor. Bu da ulus olarak bizi zayıflatıyor. Kültür yok edilirse ilerisi için direnç kalmaz. İstiklal Marşımızı da kültür katmanları içerisine koyabiliriz. Marşta ise ritim, güfteden önemlidir” ifadelerini kullandı. Etkinlik sonunda, panel programına katkı sağlayan akademisyenlerimize Trabzon Vali Yardımcısı Fatih Kızıltoprak, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer ve Şehit Meriç Alemdar Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürü İsmail Akıntürk tarafından birer teşekkür plaketi takdim edildi.

Bu yıl ilk kez kayıt yaptıran öğrencilerimize birimlerimizi tanıtarak uyum dönemini hızlandırmak, temel imkan ve hizmetler hakkında bilgilendirme yaparak adaptasyon süreçlerine katkıda bulunmak için hazırlanan uyum programımız Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. “2025-2026 Eğitim Öğretim Yılı Uyum Programı” adlı etkinliği akademik ve idari personelimizle çok sayıda öğrencimiz ilgiyle takip etti, merkez kampüsü dışındaki birimlerimizde de sunumlar çevrimiçi olarak canlı izlendi. Yeni öğrencilerimizi “Ailemize hoş geldiniz” diyerek karşılayan Rektör Vekilimiz Prof. Dr. Atilla Çimer, açılış konuşmasında gençlere önemli mesajlar verdi: AİLELERE TEŞEKKÜR “Bu yıl 81 ilimizin 80’inden toplam 2 bin 300 yeni öğrencimiz aramıza katıldı. Ayrıca yabancı uyruklu 101 öğrencimiz var. Trabzon Üniversitesi olarak gururluyuz. Güven duyup sizleri bize emanet eden ailelerinize teşekkür ediyoruz. Biz 2018 yılında kurulmuş genç bir üniversiteyiz. Ancak kökleri çok eskilere dayanan bir üniversiteyiz. 2025-2026 Eğitim-Öğretim Yılı Uyum Programımızın uygulanmasıyla birlikte karşılaşabileceğiniz, ihtiyaç duyabileceğiniz, danışabileceğiniz, merak edebileceğiniz her konuda sizlere yol ve yöntem gösterilecektir. Sizlerle birlikte sağlıklı, verimli, uyumlu ve başarılı bir yükseköğrenim dönemi geçirmeyi diliyoruz.” İLK DERS “FİLİSTİN” YÖK tarafından belirlenen “İlk Ders Filistin” yönergesi doğrultusunda gençlere insan hayatının, temel insan haklarının ve özgürlüğün önemine vurgu yapan Çimer, “Maalesef hemen yanı başımızda bir soykırım gerçeği var. İnsanların yaşam haklarına saldıran katil bir devletle karşı karşıyayız. Gazze’de yüzbinlerce insanın hayatına kastetmiş bir devlet, maalesef temel hak ve hürriyetlerin kullanılmasına bile karşı çıkıyor. Katil İsrail ve Netanyahu’nun Filistin’de yaptığı şiddeti, katliam ve soykırımı şahsım ve üniversitem adına nefretle kınıyorum. Hayatını kaybeden Filistinliler’e rahmet diliyorum. Yüce Allah’ın gazabı soykırımcı katillerin üzerlerine olsun!” dedi. EVRENSEL MİSYON Devamla Üniversitemizin vizyonunu özetleyen Prof. Dr. Atilla Çimer, “Temel hak ve hürriyetlere bağlı, yaşam hakkına saygılı bir gençlik yetiştirmek istiyoruz. Cumhuriyetimizin kurucu değerlerine sahip çıkan, milli birliğimizi koruyup yücelten, milli-manevi değerlerimize bağlı, tarih bilinci taşıyan, çağdaş konuları takip eden, üstün nitelikli mezunlar yetiştirmeyi hedefliyoruz. Nitelikli yeni ar-ge projeleriyle toplumumuzun refah ve kalkınmışlık düzeyini yükseltmeyi; evrensel konularla ilgilenerek milletimize ve tüm insanlığa katkılar sunan bir gençlik temenni ediyoruz. Adalet ve liyakati daima ön planda tutun. En önemli paydaşlarımız sizlersiniz” diye konuştu. KULÜPLER SİZİNDİR Rektör vekilimiz mesajlarının sonunda, “Sadece bilişsel ve mesleki öğrenmeye dayalı değil, sizlerin sosyal, kültürel ve sportif olarak gelişmesinde topluluklarımızın katkıları çok önemli. Her yıl kişisel gelişiminize katkılar sunmak üzere kurulmuş öğrenci kulüplerimize üye olmanızı tavsiye ediyoruz” dedi. Ardından birimlerin bilgilendirme sunumları gerçekleştirildi ve öğrencilerden gelen sorular cevaplandı. Kültür merkezi girişindeki fuaye alanında açılan serbest yağlı boya resim sergisi ve sunum aralarındaki müzik dinletisi beğeni topladı. Seri tanıtım sunumlarından sonra ödüllü bilgi yarışması ve kokteyl programı ile 2025-2026 uyumluluk programı tamamlandı.

Mesleki Eğitim Değerlendirme ve Akreditasyon Derneği (MEDEK) tarafından görevlendirilen değerlendirme takımları, Beşikdüzü Meslek Yüksekokulu, Çarşıbaşı Meslek Yüksekokulu ve Tonya Meslek Yüksekokulu’nda gerçekleştirdikleri saha değerlendirmelerini tamamladı.   Saha Değerlendirmesi süreci 10 Kasım 2025 Pazartesi günü başlayıp, 12 Kasım 2025 Çarşamba günü çıkış bildiriminin sunumuyla sona erdi. Saha Değerlendirmesi kapsamında Meslek Yüksekokulu yönetimi, öğretim elemanları, öğrenciler, Üniversitemizin ilgili daire başkanlıkları, Üniversitemiz üst yönetimi ve akreditasyona başvuru yapan programların dış paydaşları ile bir dizi görüşmeler yapan değerlendirme takımı üyeleri, aynı zamanda meslek yüksekokullarımızın eğitim-öğretim, sosyal, kültürel ve sportif alanlarına ilişkin fiziki alt yapı ve mekânlarında da inceleme ve gözlemlerde bulundu. Saha değerlendirmesi süreci, değerlendirme takım başkanlarının takımlarıyla birlikte hazırladıkları çıkış bildirimlerini 12 Kasım 2025 Çarşamba günü Rektörlük Senato Salonunda yapılan toplantıda ayrı ayrı sunmalarıyla tamamlandı. Çıkış Bildirimi sunumu toplantısına değerlendirme takımı üyelerinin yanı sıra Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer, Genel Sekreterimiz Doç. Dr. Ufuk Töman, Kalite Koordinatörümüz Doç. Dr. Selcen Sarı Aytekin, Beşikdüzü Meslek Yüksekokulu Müdürümüz Dr. Öğr. Üyesi Ertuğrul Karoğlu, Çarşıbaşı Meslek Yüksekokulu Müdürümüz Dr. Öğr. Üyesi Lokman Şılbır, Tonya Meslek Yüksekokulu Müdürümüz Dr. Öğr. Üyesi Galip Usta, müdür yardımcıları, meslek yüksekokulu öğretim elemanları ve sekreterleri ile Kalite Koordinatörlüğü öğretim elemanları katıldı. Takım başkanları tarafından çıkış bildirimlerinin okunmasından sonra çıkış bildirimi dosyalarının Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu ve Meslek Yüksekokulu Müdürlerine ayrı ayrı takdimini takiben fotoğraf çekimi ile toplantı sona erdi. Program akreditasyonu süreci, değerlendirme takımlarının hazırladıkları taslak raporlarına dayanılarak, Mesleki Eğitim Akreditasyon Kurulu (MEK)’nun kendi takvimine göre programlarımız hakkında nihai akreditasyon kararını alıncaya kadar devam edecek olup, nihai akreditasyon kararı kamuya açık olarak ilan edilecek.  

Bahar Şenlikleri olarak anılan Bilim, Kültür, Sanat ve Spor Şenlikleri 2025 yılı programları ve öğrenci kulüpleriyle genel etkileşim hususlarının değerlendirilmesi amacıyla düzenlenen toplantıda Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer ile öğrenci kulübü temsilcileri bir araya geldi. GÜNCEL BİLGİLENDİRME Fatih Kampüsümüz içerisindeki Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde gerçekleştirilen toplantıya çoğunluğunu kulüp başkanlarının oluşturduğu temsilci öğrenciler yoğun katılım sağladı. Toplantıda Doç. Dr. Ayça Çebi (Dijital Dönüşüm ve Yazılım Koordinatörlüğü), Dr. Öğr. Üyesi Burcu Aktaş (Engelli Öğrenci Birimi Koordinatörlüğü) Öğr. Gör. Göksel Çelenk (Kurumsal İletişim Direktörlüğü) ve Gençlik Lideri Hanife Günbay Yıldız (Genç Ofis) branşları ile ilgili bilgilendirme sunumu gerçekleştirerek birimleri hakkında güncel bilgilendirmelerde bulundu. Sağlık Spor Kültür Daire Başkanı Recep Demir de toplantıda hazır bulundu. Bilgilendirme sunumlarının ardından gençlere hitap eden Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer özetle şunları söyledi: ETKİLEŞİMİNİZİ ARTIRIN “Bahar Dönemi toplantımızı aktif ve nitelikli bir katılımla gerçekleştiriyoruz. Her zaman bu gibi toplantılarda bir araya gelemesek de öğrencilerimizin önceliklerini ilgili birimlerle sürekli olarak değerlendirme halindeyiz. Trabzon şehrinde rahat bir öğrencilik geçirmeniz, öğrenciliğinizi en güzel şekilde tamamlamanız ve başarıyla mezun olmanız için elimizden geleni yapıyoruz. Üniversitemizin 20’nin üzerinde uygulama araştırma merkezi ile koordinatörlük birimleri var. Bunların her biri özelleşmiş alanlarda bilim üreten önemli birimler. Sizinle etkileşimimizi bu birimler üzerinden artırmak istiyoruz. Öğrencilerimiz bu süreçlere dahil olduğunda eminim ki çok daha faydalı ve zengin içerikli çalışmalar yapabileceğiz. Kulüp faaliyetlerinizi mutlaka Anayasamıza ve kanunlara bağlı kalarak sürdürün.” 61 KULÜP; 4 BİN 385 ÜYE 2024-2025 Bahar Şenlikleri için 14-16 Mayıs tarihlerinin belirlendiğini bildiren Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer, kulüplerden bu yönde gelecek önerilerin 2 Mayıs tarihine kadar tamamlanmasını istedi. ÜNİDES programına başvuran ve destek almaya hak kazanan kulüpleri tebrik eden Rektör Yardımcımız, Eylül 2025 döneminden başlayarak yıllık faaliyet planı istenileceğini duyurdu, özellikle özel belirli gün ve haftalara mahsus etkinlikler yapılmasını önerdi. Üniversite bünyesinde aktif ve kayıtlı öğrenci kulüp sayısının 59’a yükseldiği, onayda bekleyenlerle bu sayının 61’e ulaştığı belirtildi. Kulüp üyesi sayısı da 4 bin 385 olarak açıklandı.

Üniversitemiz Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Akademi iş birliğinde düzenlenen "C# ile Nesne Yönelimli Programlama Eğitimi" tamamlandı. Eğitimi başarıyla bitiren kursiyer öğrencilere sertifikaları Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu tarafından verildi. Bahar dönemi örgün ders programlarının başlamasından önce Üniversitemiz Yapay Zeka ve Robotik Kodlama Merkezinde düzenlenen kursa ülke genelinden katılan 26 öğrenci bugün sertifikalarını aldı. Bilgisayar ve Bilişim Bilimleri Fakültesi Dr. Öğr. Üyesi Arda Üstübioğlu tarafından verilen eğitim 10 gün sürdü. Kursta amacın 'C#' programlama dilinin sözdizimini ve sınıf kavramını öğreterek, güçlü bir programlama altyapısı oluşturmak olduğu belirtilirken kurs bitiminde bir değerlendirme yapan Üstübioğlu, Türkiye'nin farklı üniversitelerinden gelen öğrencilerin bu kursla birlikte sınıf ve nesne kavramlarının yazılım geliştirmedeki önemini kavrayıp nesne tabanlı düşünme yeteneğini geliştireceklerini dile getirdi. Sertifika törenine katılan Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu ise dijital bilgi teknolojilerinin mühendislikten sağlığa, ekonomiden eğitime kadar birçok alanda kullanıldığına işaret ederek şunları söyledi: “Dünya bilgi işlem odaklı gelişime evrilirken bu kurs kariyer planlamanızda donanımlı ve hazır olmanız anlamında size güç verecektir. Kendinizi mesleki alanlarınızda daima geliştirmek durumundasınız. Dolayısıyla hepinize benzer kursları takip etmenizi tavsiye ederim. Bilgisayar ve bilişim teknolojileri etrafında gelişen meslekler giderek çoğalıyor. Tatilinizi bölüp buradaki kursa verdiğiniz emekler mutlaka değerlendirilecektir ve boşa gitmeyecektir.” Sıcak ve samimi bir ortamda gerçekleşen sertifika takdim töreninde konuşmaların ardından Rektörümüz genç kursiyerlere kendi adlarına düzenlenmiş olan sertifikalarını verdi. Törende Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürümüz Öğr. Gör. Dr. Recep Çolak ile Müdür Yardımcılarından Öğr. Gör. Göksel Çelenk ve Öğr. Gör. Begüm Sultan Ünsal da hazır bulundu.

Doğa Takvimine göre ‘ağaçlara su yürüme zamanı’ olarak bilinen Mart'ın ilk günlerinde Üniversitemizde fidan dikme şöleni düzenlendi. 1-7 Mart Yeşilay Haftası kapsamında Merkez kampüsümüz Rektörlük binası altındaki yeşil alanda gerçekleştirilen fidan dikme şöleninde akademisyenler, çevre gönüllüleri, sivil toplum kuruluş temsilcileri, bürokratlar ve öğrenciler bir araya geldi. Aronya ve Fıstık Çamı meyve fidanlarını toprakla buluşturan gönüllü ekipte; Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer, Yeşilay Trabzon Şubesi Başkanı Işıl Demir Güner, Trabzon Orman Fidanlık Müdürü Savaş Ayvaz, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Fatma Zehra Aydın, Akçaabat İlçe Gençlik ve Spor Müdürü Engin Uzun ile Trabzon Büyükşehir Belediye Gençlik Meclisi üyeleri yer aldı. Şenlik havasındaki etkinlikte akademisyenlerimiz, gönüllüler ve öğrenciler fidanları hep birlikte dikerek can suyu verdi. Havanın güneşli, toprağın nemli olmasının fidanlar için önemli olduğunu belirten İl Orman Fidanlık Müdürü Savaş Ayvaz, uygun tür ve popülasyonda meyve ağaçları seçtiklerini dile getirdi. Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer etkinliğin düzenlenmesinde emeği geçen tüm paydaşlara ve katılımcılara teşekkür etti.

Üniversitemiz Karadeniz Kültür ve Tarihi Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen “Ermeni Meselesi; 1915 Olaylarının Dünü-Bugünü” konulu panelde Ermeni Meselesi başlığı altında 1915 olaylarının iç yüzü konunun uzmanları tarafından gözler önüne serildi. Küresel Ermeni lobilerince sözde soykırımın başlangıcı sayılan 24 Nisan 1915 olaylarının gerçek yüzüne projeksiyon tutan akademisyenler konuyu Üniversitemizde enine-boyuna masaya yatırdı. Trabzon Üniversitesi (TRÜ) ile Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) öğretim üyelerinin birlikte gerçekleştirdiği sunum ve anlatılarla sözde Ermeni soykırımının, tehcir politikalarının ve manipülatif propagandaların tutarsızlığı, gerçek veriler ve somut deliller eşliğinde ortaya konuldu. Konuşmacılar, Kurtuluş Savaşı yıllarında devlet kurma emelleri doğrultusunda Osmanlı’yı sırtından hançerleyen Ermenilerin bugün de dezenformasyon ve kirli küresel propagandalardan başka bir argüman kullanmadıklarını dile getirdiler. GÜÇLÜ GENÇLİK GÜÇLÜ GELECEK Fatih Yerleşkemiz içerisindeki Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde gerçekleştirilen panelde moderatörlüğü Fatih Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümünden Prof. Dr. Mehmet Akpınar üstlendi. KTÜ Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümünden Prof. Dr. Hikmet Öksüz ve Prof. Dr. Uğur Üçüncü ile Üniversitemiz İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Nurettin Çakıcı sunumlar yaptı. Panelde Prof. Dr. Öksüz “Ermeni Terörü ve Propaganda” konusundaki tespitlerini paylaşırken, Prof. Dr. Üçüncü “Sevk ve İskân Kanunu Bağlamında Ermeni Meselesi”ni ele aldı. Dr. Öğr. Üyesi Çakıcı ise “Ermeni Meselesinin Tarihsel Arka Planı”nı anlattı. Prof. Dr. Akpınar açılış konuşmasında, “Tarihi anlamak salt geçmişi öğrenmek değildir; geçmişten geleceğe projeksiyon tutmaktır. Diaspora çalışıyor. Biz çok daha güçlü bir gençlik yetiştirmek zorundayız” dedi. İlk olarak söz alan konuşmacı Dr. Öğretim Üyesi Nurettin Çakıcı, 1915’te vuku bulan Ermeni olaylarında Batı devletlerinin kışkırtmaları, 1789 Fransız İhtilali ve 1878 Berlin Antlaşması’nın etkili olduğunu belirterek, “Türk-Ermeni ilişkilerinin kırılmasına yol açan olay Berlin Antlaşması’dır. Osmanlı İmparatorluğu’nun doğusunda yaşayan Ermenilerin dini inançlarına saygı duyulmasını, olası her türlü tehditten korunmasını öngören maddeler yer alıyordu. Bu antlaşma Ermenilere ‘devlet kurma’ cesareti verdi. Ayaklanmalar ve isyanlar tertip ettiler. Osmanlı kimseyi sürgün etmemiştir; zaruri gördüğü için Ermenileri yine kendi toprağı olan Suriye’ye sevk etmiştir” dedi. TEHCİR YOK, SOYKIRIM YOK Bazen küresel algıların bilimsel olguların önüne geçtiğini belirten Prof. Dr. Uğur Üçüncü, “Sevk ve İskân Kanunu durup dururken çıkarılmamıştır. Ermeniler o dönemde tebâsı oldukları devletin karşısına geçtiler. Bulgarlardan etkilendiler; Ruslarla birlikte hareket ettiler. Çanakkale’de verilen Kurtuluş Savaşı için eli silah tutan herkesi cepheye koştuğu bir yerde Doğu’da birçok noktaya Ermeni saldırısı gerçekleşti. Devlet ilk hamleyi istişare yoluyla yapmaya çalıştıysa da netice alamadı. Sarıkamış’tan sonra bir de böyle bir ihanet söz konusu olunca devlet reaksiyonu verilmesi kaçınılmaz hale gelmişti. Bu kovuşturmanın başlangıcını sürgün olarak ileri sürüyorlar ve akıl almaz hatıralarla dramatize ediyorlar. Oysa o dönemde münferit suistimaller yargılanmıştır. Genel bir ihmal ya da tehcir ya da soykırım diye bir şey yoktur. Hiç kimse Türk tarihi boyunca soykırım diye bir kavram bulamaz” diye konuştu. BATI ERMENİSTAN KÜSTAHLIĞI Aynı zamanda Türk Tarih Kurumu Bilim Kurulu Üyesi olan Prof. Dr. Hikmet Öksüz ise, “Modern dönemlerde propagandayı en etkili şekilde kullanan, gerçeği ters-yüz ederek zalimi mağdur durumuna düşüren bir ırk varsa o da Ermenilerdir” dedi. Öksüz, “Çıkardıkları gazetelerde soykırım algısını yayarak Batı’nın Osmanlı’ya müdahale etmesini istediler. II. Abdulhamid’e bombalı suikast girişiminde bulundular. Asala’yı kurarak 24 diplomatımızı şehit ettiler. Devlet olunca Ülkemiz için ‘Batı Ermenistan’ tabirini kullanmaktan geri durmadılar. Bugün de kitle iletişim imkanlarını kullanarak, kısa dijital içerikler üretilerek karalama kampanyalarını sürdürüyorlar. Gençlerimizin ödevi tarihin gerçekliğini olduğu gibi, belgelere dayanarak ortaya koymaktır. Bu işin arka planının ne olduğunu kamuoyuna aktarmak bizim milli görevimizdir. Türk Milleti’nin tarih önünde veremeyeceği hiçbir hesabı yoktur” dedi. Özellikle gençlerden yoğun ilgi gören panel programına Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer, Prof. Dr. Hüseyin Serencam, dekanlarımız, müdürlerimiz, daire başkanlarımız, akademik ve idari personelimiz ile öğrencilerimiz katıldı. Sunumlar sonunda konuşmacılara sunumları, dinleyenlere ise katılımları için teşekkür eden Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer, panele katkı sağlayan misafir öğretim üyeleriyle Üniversitemiz öğretim üyelerine birer teşekkür belgesi takdim etti.  

Kalite Koordinatörlüğümüz tarafından hazırlanan 2025-2026 Kalite Güvence Sistemi Kurumsal Dış Değerlendirme ve Akreditasyon Ölçütleri (KDDA) Eğitim Toplantısının birincisi, Üniversitemiz Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Yükseköğrenim Kalite Kurulu Başkanlığı (YÖKAK) yönergesi çerçevesinde akademik ve idari personelimiz ile yetkili birim temsilcilerimizin katıldığı programda Kalite Süreçlerinden Sorumlu Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer, 2025-2026 yükseköğretim dönemi kalite süreçlerine ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Geçen yıla ilişkin Kurumsal İç Değerlendirme Raporu (KİDR) süreçlerini özetledikten sonra yeni dönemde tüm personelin akademik ve kurumsal hassasiyetle üniversitenin kurumsal akreditasyonunu desteklemesini isteyen Çimer, “Program akreditasyonları, bizim kalite kültürümüzü ve kalite uygulamalarını benimsediğimizi gösterir. Artık 2026 yılı için hazırlık yapıyoruz. Birimlerimiz kendi sorumlulukları çerçevesinde koordinasyon sağlarsa kurumsal akreditasyonu da gerçekleştirmiş olacağız. Sadece akademik değil idari birimlerimiz de topluca bu süreçte. Liderlerimiz de bu aşamaların içerisinde. Yeni dönemde neler yapacağımıza karar verip uygulayacağız ve bunları kontrol edip iyileştireceğiz. Yönetişim durumumuzu güncelleyeceğiz. Salt dönem sonu fotoğraf kanıtları bizim için yeterli değil; tüm yıla yayılmış süreç ve içerikleri görmezden gelemeyiz. Bunları özeleştiri olarak değerlendirebiliriz” dedi. HIZLI BÜYÜYORUZ; YERELLEŞEMEYİZ Değerlendirme süreçlerinde dönem sonuna yaklaşıldığında kalite olgusuna yoğunlaşmanın kurulları boşluğa düşürebileceğine dikkati çeken Çimer, dönem boyunca kalite süreçlerinin gözetilmesinin, kalite sürdürülebildiği açısından tüm kuruma yayılmasını vazgeçilmez koşul olarak öne çıkardığını vurguladı ve kalitenin üniversiteye girişten itibaren başlatılması gereken bir süreç olduğuna işaret etti: “Girişteki güvenlik personelinin sizi nasıl karşıladığı, bu üniversite hakkında az-çok bir fikir verecektir. Planlama yapmadan önümüzü göremeyiz. Performansımızı ölçmeden seviyemizi bilemeyiz. İyileştirme ve verimlilik çok değerli. YÖKAK kalite süreci bu miyopluğumuzu ortadan kaldırabiliyor. Kısır döngüye düşmeyeceğiz. 80 farklı vilayetten öğrencimiz var ama birçoğu çevre illerden. Hızlı büyüyoruz; vizyon olarak yerelleşemeyiz.” Yükseköğrenim terminolojisinde kısaca “PUKÖ Döngüsü” olarak kullanılan; ‘Planla, Uygula, Kontrol Et, Önlem Al’ şeklindeki kalite süreçlerini hatırlatan Kalite Süreçlerinden Sorumlu Rektör Yardımcımız Çimer, “Hedeflerin belirlenmesi, planlama, ölçüm izleme ve değerlendirmeler, gelişmeye açık yönlerin tespiti, iyileştirme yapılıp yapılmadığı” gibi YÖKAK kriterlerini not ettirirken değerlendirme gibi; ödül teşvik uygulamalarının öne çıkarılmasını istedi ve Kalite Güvence Sistemi Kurumsal Dış Değerlendirme ve Akreditasyon (KDDA) Ölçütlerinden “Liderlik, Yönetişim ve Kalite” alanına ilişkin ölçütlerin açıklandığı bu ilk toplantıdan sonra “Eğitim ve Öğretim”, “Araştırma ve Geliştirme” ve “Toplumsal Katkı” alanlarına ilişkin ölçütlerin eğitimlerin de Ekim ayı içerisinde düzenlenecek ardışık toplantılarda gerçekleştirileceğini belirtti. Üniversitemiz Kalite Koordinatörü Doç. Dr. Selcen Sarı Aytekin ve Öğr. Gör. Tuba Bazancir’in hazırladığı iki aşamalı etkinlikte takdimi Öğr. Gör. Funda Hatipoğlu gerçekleştirdi. Soru-cevap aşamasıyla tamamlanan etkinlikte kalite süreçlerinden sorumlu personelimiz sahneye yansıtılan kriterlere ilişkin bilgi ve maddeleri ilgiyle takip etti.

Üniversitemiz Bilgisayar ve Bilişim Fakültesi Bilgisayar Mühendisliği Bölümü akademisyenlerinden Dr. Öğr. Üyesi Samet AYMAZ'ın "Yapay Zeka Destekli Görüntü İyileştirme Ve Gelişmiş Zaman Serisi Analizi ile Otomatikleştirilmiş Prostat Kanseri Teşhisi" başlıklı projesi “TÜBİTAK 1002 - A Hızlı Destek Modülü” kapsamında desteklenmiştir.   Projesi desteklenen akademisyenimizi tebrik eder, başarılarının devamını dileriz.   Proje Ekibi: Prof. Dr. Cemal KÖSE (Trabzon Üniversitesi) Prof. Dr. Hasan Rıza AYDIN (TRÜ Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi) Doç. Dr. Ali KÜPELİ (TRÜ Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi) Dr. Öğr. Üyesi Şeyma AYMAZ (Karadeniz Teknik Üniversitesi) Uzm. Dr. Nur KARA OĞUZ (TRÜ Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi)

Her yıl 22 Mart’ta kutlanan Dünya Su Günü, 21-26 Mart Orman Haftası ve 30 Mart Sıfır Atık Günü münasebetiyle Üniversitemizin ev sahipliğinde üç devlet üniversitesi tarafından farkındalık konferansı düzenlendi. Akademisyenlerin “gezegenin karakutusu” ve “dünyanın dibi” olarak nitelendirilen Antarktika’dan çarpıcı deneyimlerini paylaştığı konferansta yenilenebilir enerji kaynaklarının önemi vurgulandı, azalan su kaynaklarına dikkat çekildi ve 100 çam fidanı toprakla buluşturuldu. Trabzon Üniversitesi (TRÜ), Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) ve Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi (RTEÜ) akademisyenleri bir araya gelerek Dünya Su Günü, Sıfır Atık Günü ve Orman Haftası için ortak bir etkinlik düzenledi. Üniversitemiz Sıfır Atık Koordinatörü Doç. Dr. Nazihan Ursavaş ve ekip arkadaşlarınca hazırlanan program Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde gerçekleştirildi. Etkinliğe Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, Rektör Yardımcılarımız Prof. Dr. Atilla Çimer, Prof. Dr. Hüseyin Serencam ve Genel Sekreterimiz Doç. Dr. Ufuk Töman’ın yanı sıra Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Trabzon İl Müdürü Uğur Korkmaz da katıldı. Birleşmiş Milletler (BM) Sıfır Atık Yüksek Düzeyli Şahsiyetler Danışma Kurulu Başkanı Emine Erdoğan’ın Sıfır Atık Vakfı tarafından İstanbul'da düzenlenen "22 Mart Dünya Su Günü: Su Verimliliği Zirvesi"ne katılarak Trabzon Üniversitesi’ni temsil eden Doç. Dr. Nazihan Ursavaş, Mahmut Goloğlu Kültür Merkezindeki organizasyonda yaptığı açılış konuşmasında bu konuya değinerek, “Dünyadaki su kaynakları üzerindeki baskı her geçen gün artıyor” dedi. Dünyanın süreç olarak çevre, orman ve su gibi üç kritik temanın kesişim noktasında bulunduğunu belirten Ursavaş, “Bu süreç; sadece doğanın dengesini değil, insanlık için sürdürülebilir geleceği oluşturmanın temelini oluşturuyor. Dünya Su Günü’nün teması bu yıl buzullara vurgu yapıyor. Su kaynaklarının korunması açısından buzullar kritik öneme sahip. Son yıllarda özellikle küresel ısınma nedeniyle buzullar hızla eriyerek deniz seviyelerini yükseltiyor. Bu konu, milyonlarca insanın suya erişimini etkileyecektir. İnsanlık olarak geleceğe daha temiz bir çevre bırakmak ise çevreyi daha az etkileyecek faaliyetlerde bulunmaktan geçiyor. Özellikle, bu yıl Sıfır Atık Gününün de teması olan moda anlayışı çerçevesinde alışveriş alışkanlıklarımızı yeniden gözden geçirmemiz gerekiyor” diye konuştu. Etkinlikte KTÜ’den Prof. Dr. Hülya Kalaycıoğlu “Orman, Orman Ürünleri, Sürdürülebilirlik ve Hayatımızdaki Önemi” konusunda gençleri bilgilendirdi. RTEÜ’den Prof. Dr. Ülgen Aytan ise “Mikroplastiklerin Yolculuğu: Karadeniz’den Antarktika’ya” adlı sunumunda dünyanın güney ucundan güncel deneyimlerini gençlerle paylaştı. Özellikle Prof. Dr. Ülgen Aytan’ın güncel görsellerle aktardığı Antarktika deneyimleri öğrencilerden yoğun ilgi gördü. GELECEĞİMİZİ KORUMAK ZORUNDAYIZ İnsanlığın her türlü yaşam fonksiyonlarıyla dünya iklimini zorlar hale geldiğini söyleyen Prof. Dr. Hülya Kalaycıoğlu, “İklim değişikliğinin sebebi yaşam süreçlerinde gerçekleştirdiğimiz faaliyetler. Geleceği düşünmüyormuşçasına hareket ediyoruz. Dünya da küresel ısınma, sel, deprem, yanardağ patlamaları şeklinde bize tepkiler veriyor. Geleceğimiz için toprağı, havayı ve suyu korumak zorundayız. Eğer tüm dünya Türkiye gibi yaşasaydı, dünya gibi bir buçuk gezegene ihtiyacımız vardı, çünkü çok temiz yaşamıyoruz. Yaşadığınız ortamda işlenmemiş bir parça çam bulundurun, havanın temizlenmesini sağlar. Plastik ve pvc doğramalardan uzak durun. Ulaşım alışkanlıklarınızı değiştirin; yürüyün, toplu taşıma aracı ya da bisiklet kullanın. Kartalkaya’daki yangının sebebi ahşap değildir. Karbonlaştırılan ahşap malzeme yanmaz; evlerinizi ahşap malzemeden inşa edin” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Ülgen Aytan ise deniz okuryazarlığımızın çok düşük olduğunu belirterek, “Okyanus ve deniz; manzaradan, yüzmeden, balıktan çok ötede bir gerçek. Gezegen için çok kritik önemi var; soluduğumuz havanın yüzde 50’den fazlası okyanuslardan geliyor. Plankton ekolojisi çok önemli; iklimimizi okyanuslar regüle ediyor” dedi. Aytan şöyle devam etti: BUZULLARDA BİLE MİKROPLASTİKLER VAR “Plastik poşet 1960’lı yıllarda ilk olarak keşfedildiğinde ormanları koruma amacı taşıyordu ama gelecekte çok büyük bir felakete yol açabileceği öngörülemedi. Bugün üretilen plastiğin yüzde 50’sinden fazlası tek kullanımlık. Geri dönüşüm maalesef yüzde 8’ler civarında. Kullandığınız her eşyada, dokunduğunuz her yerde ağırlığı 400 milyon tona ulaşan plastikler var. Her türlü nihai kirleticinin ulaştığı ortam olduğu için denizler kritik öneme sahip. Plastik atıklar genel iklim ve denizel canlılar için büyük tehlike oluşturuyor. Balıkların midesinde en çok sentetik fiberlere rastlıyoruz. Özellikle alışveriş yaparken tekrar düşünelim; nitekim giydiklerimiz ve tükettiklerimizle doğrudan bir plastik kapanı içerisindeyiz. Yaşarken de sürekli mikroplastik üretiyoruz. Antarktika’daki buzullar içerisinde mikroplastiklere rastladık. Bunlar erimeyi de hızlandırıyor. Plastiklerle mücadelenin yolu onu reddetmektir. Reddedemiyorsanız azaltın, azaltamıyorsanız ger dönüştürün” önerilerinde bulundu. Daha sonra Antarktika turu çerçevesindeki deneyimlerini katılımcılarla paylaşan başarılı bilim insanının heyecan uyandıran görüntülü ve videolu sunumu büyük beğeni toplarken Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu ise yaptığı teşekkür konuşmasında şunları söyledi: “Bugün burada faydalı bir sunum serisini izledik. Gerçekten izlediğimiz sunumlar hayatın ta kendisi ile ilgili, yani su, çevre, orman… Hepsi birbiri ile çok yakın ilişkili olan kavramlar. Hayat bunlarla kaimdir, bunlarla devam ediyor ama belki hiç farkında olmadığımız en önemli nimetler de bunlar. Her saniye bunları tüketiyoruz ama neyi tükettiğimizin nasıl tükettiğimizin bunun sonucunda neyle karşılaşacağımızın farkında olmadığımız belli. Su, çevre ve orman sorunları nedeniyle dünyanın yakın gelecekte ne büyük tehditlerle karşı karşıya kalacağını öğrenmiş olduk. Bu tür programların tüm kurumlar tarafından bilinç oluşturmak için çok yoğun şekilde yapılması gerekiyor. Üniversite olarak biz bu konuya büyük önem veriyoruz. Bize destek veren Sıfır Atık Koordinatörü Nazihan hocamıza ve ekibine teşekkür ediyorum. Bizlere bugünkü sunumda önemli farkındalık parametresi oluşturan kıymetli konuşmacılara kalbi teşekkürlerimi sunuyorum.” Kübra Tekin ve Rümeysa Var adlı TRÜ Fen Bilgisi Öğretmenliği Bölümü son sınıf öğrencilerinin TÜBİTAK destekli 2209-A kodlu Sıfır Atık konulu projelerinin sunumunun yapıldığı etkinlikte su tasarrufu, ağaç sevgisi, sıfır atık bilinci ve çevre duyarlılığı konularına değinildi.. Sunum yapan öğrencilere Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı İl Müdürü Uğur Korkmaz tarafından teşekkür belgesi takdim edilerek üniversitemiz tarafından hazırlanan hediyeler verildi. Program akışında Okul Öncesi Öğretmenliği Bölümü öğrencilerince farkındalık kazandırmak amacıyla hazırlanan video gösterileri yüzlerde tebessüm oluşturdu. Konferansa katkıda bulunan hocalara da birer teşekkür belgesi, rozet ve fidan hediye edildi. Etkinlik sonunda Trabzon Orman Fidanlık Müdürlüğünden temin edilen fıstık çamları katılımcılara dağıtıldı.

Üniversitemiz, ÜNİDES 5. Dönem kapsamında büyük başarı elde etti. Üniversitemiz öğrenci kulüplerinin yürüttüğü yenilikçi ve toplumsal katkı odaklı 12 proje, ÜNİDES kapsamında değerlendirilerek destek almaya hak kazandı. T.C. Gençlik ve Spor Bakanlığı Gençlik Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yürütülen Üniversite Öğrenci Toplulukları İş Birliği ve Destek Programı (ÜNİDES) 5. Dönem kapsamında destek almaya hak kazanan projeler açıklandı. Trabzon Üniversitesi (TRÜ), bu dönem 6’sı ulusal, 6’sı yerel olmak üzere toplam 12 proje ile desteğe layık görüldü. TRÜ, desteklenen bu proje sayısı ile "Ulusal Projeler"de Türkiye 4’üncülüğünü paylaşırken ÜNİ-DOKAP Üniversiteleri arasında ise Bayburt Üniversitesi’yle 2’nciliği paylaştı. Kabul edilen 12 ayrı projeleriyle öğrenci kulüplerimiz toplamda 1 milyon 173 Bin TL hibe desteği alacak.  ÖĞRENCİLERİMİZİN VİZYONLARINI GELİŞTİRMEYE DEVAM EDECEĞİZ  Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, destek almaya hak kazanan tüm kulüpleri ve öğrencileri tebrik ederek “Öğrencilerimizin ortaya koyduğu yenilikçi fikirleri, üretken çalışmaları ve toplumsal yarar sağlamayı hedefleyen projeleri bizleri büyük bir gurur ve memnuniyetle sevindirmektedir. Trabzon Üniversitesi olarak, gençlerimizin girişimci ruhunu desteklemeye, onların vizyonlarını geliştirmeye ve hedeflerine ulaşmalarına katkı sunmaya devam edeceğiz. Bu süreçte emek veren tüm öğrencilerimizi, akademik ve idari personelimizi içtenlikle kutluyorum” dedi.   ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİ TOPLULUKLARI İŞ BİRLİĞİ VE DESTEK PROGRAMI (ÜNİDES) 5. DÖNEM KAPSAMINDA DESTEK ALMAYA HAK KAZANAN PROJELERİMİZİN LİSTESİ PROJE ADI TOPLULUK ADI ONAYLANAN PROJE TÜRÜ MATEMATİKSEL KALİTE YOLCULUĞU GENÇ KALİTE KULÜBÜ ULUSAL ÜNİTALKS GİRİŞİMCİLİK KULÜBÜ YEREL YAPAY ZEKÂ ÇAĞINDA KİŞİSEL VERİLERİN KORUNMASINA İLİŞKİN HUKUKİ, ETİK VE TOPLUMSAL YAKLAŞIMLAR HUKUK KLİNİKLERİ KULÜBÜ YEREL TOPRAĞIN ALTINDAN GELEN SES; BONCUKLU HÖYÜK İLETİŞİM KULÜBÜ ULUSAL EĞİTİMDE DÖNÜŞÜM: İNGİLİZCE ÖĞRETİMİNDE YENİ ÖLÇME VE DEĞERLENDİRME YAKLAŞIMLARI İNGİLİZCE ÖĞRETMENLİĞİ KULÜBÜ YEREL GÜNEYDOĞU’NUN IŞIĞINDA GELECEĞE UMUTLA KARİYER KULÜBÜ ULUSAL MATEMATİK ATÖLYELERİ: GÜNLÜK HAYATTA MATEMATİĞİ KEŞFET MATEMATİK EĞİTİMİ KULÜBÜ YEREL SAHNEYE YOLCULUK SANAT KULÜBÜ ULUSAL YEŞİL KARDEŞLİK KÖPRÜSÜ: TRABZON'DAN MARDİN'E TRABZON ÜNİVERSİTESİ GENÇ YEŞİLAY KULÜBÜ ULUSAL MECLİS SİMÜLASYONU TRABZON ÜNİVERSİTESİ HUKUK KULÜBÜ YEREL “KAMPÜSLERDEN FİLİSTİN’E DAYANIŞMA: FARKINDALIK OLUŞTURULMASI VE DUVAR (MURAL) PROJESİ" TRABZON ÜNİVERSİTESİ ÜNİVERSİTELİ AKTİF GENÇLER KULÜBÜ YEREL DİJİTAL DÖNÜŞÜM HACKATHONU SERİ 2 - TEKNOFİKİR YAPAY ZEKA VE ROBOTİK KULÜBÜ ULUSAL  

Üniversitemiz ile Sağlık Bakanlığına bağlı Trabzon Kanuni Eğitim ve Araştırma Hastanesi ve Trabzon Ahi Evren Kalp ve Damar Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi arasında 'Birlikte Kullanım (afiliasyon) Protokolü' imzalandı. Protokolü Üniversitemiz adına Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, Sağlık Bakanlığı adına Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Genel Müdürü Dr. Hakan Usta imzaladı. Sağlık Bakanlığı’nda gerçekleşen Birlikte Kullanım Protokolü, "Sağlık Bakanlığına Ait Kurum ve Kuruluşlar ile Devlet Üniversitelerinin İlgili Birimlerinin Birlikte Kullanımı ile İş birliği Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik" hükümleri kapsamında imzalanan protokol konusunda konuşan Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Genel Müdürü Dr. Hakan Usta, bu protokolle bölgedeki öğrenci, asistan, akademisyen ve nihai olarak da bölge halkına çok daha yararlı hizmetler yapılmasının amaçlandığını vurguladı. Sağlık Bakanı Kemal Memişoğlu önderliğinde afiliasyon çalışmalarına devam edeceklerini ifade eden Usta, “Şehir hastanelerimiz başta olmak üzere afiliasyon çalışmalarına Sayın Bakanımızın önderliğinde zaten sıcak bakıyoruz.  Üniversiteler hem asistan yetiştirme hem de Tıp Fakültesi olarak öğrenci yetiştirme anlamında da hastane uygulama merkezlerine, mekanlarına ihtiyaç duyuyorlar. Biz bu güçleri tek çatı altında birleştiriyoruz. Yeni bir yatırıma gerek kalmadan, bir mekân içerisinde bu güçle birlikte halka çok daha etkin çok daha verimli, sayısal anlamda çok daha hekimle hizmet verir duruma geliyoruz” dedi. Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu ise protokolün hayırlı olması temennisinde bulunarak, "Sağ olsunlar Cumhurbaşkanımız Sn. Recep Tayyip Erdoğan'ın tensipleriyle Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi, Trabzon Üniversitesine bağlanmış oldu. Bu süreçten sonra işin bürokratik tarafını takip ettik. Sağlık Bilimleri Üniversitesi Tıp Fakültesi öğretim üyelerini, YÖK Başkanımız Sn. Prof. Dr. Erol Özvar’ın çok yakın ilgi ve destekleriyle Trabzon Üniversitesi’ne aktardık. Bu protokolle birlikte hem tıp fakültemizin daha hızlı bir şekilde gelişmesinin önü açılmış oldu, hem de Üniversitemizin prestiji bakımından önemli bir kazanım elde edilmiş oldu. Süreçte emeği ve katkısı bulunan herkese şahsım ve Üniversitemiz adına teşekkür ediyorum” diye konuştu. Protokol ile eğitim ve araştırma faaliyetlerinin ortaklaşa yürütülerek geliştirilmesi, Üniversite ve Bakanlık personelinin eşgüdüm içerisinde çalışması amaçlanıyor. Ayrıca protokol, bölgedeki sağlık hizmetlerinin daha etkin, kaliteli, verimli ve ulaşılabilir bir şekilde sunulmasına da katkı sağlayacak.

Üniversitemiz bünyesindeki Akademisyenler Türk Halk Müziği Topluluğu müzikseverlere muhteşem bir Türk Halk Müziği ziyafeti verdi. “Gönül Vurgun Yedi” temalı konser tamamı eğitimcilerden oluşan saz ve solist grubu tarafından seslendirildi. Ana Kampüsümüz içerisindeki Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde verilen akşam konserini akademisyen ve idari personelimizle öğrencilerimiz ve çok sayıda müziksever beğeniyle dinledi. Şef Öğr. Gör. Köksal Ayşan müzikal yönetimi, Prof. Dr. Taner Altun koordinasyonu, Arş. Gör. Dr. Aybüke Baştürk ise konserin sunumunu gerçekleştirdi. Bağlama, kabak kemane, kemençe, perküsyon, kaval, klasik gitar ve basgitar eşliğinde seslendirilen birbirinden güzel Anadolu türküleri ile konser programı adeta müzik şölenine dönüştü. Programın ilk bölümünde koro sahne alırken ikinci bölümde solo Türk Halk Müziği performansları sergilendi. BASAMAKLAR BİLE DOLDU Konsere adını veren, güftesi Dursun Ali Akınet’e, bestesi Arif Deryal’e ait “Gönül Vurgun Yedi” türküsü ile birlikte 12 parçayı başarıyla seslendiren korist ve solistler büyük beğeni topladı. Neşet Ertaş, Veysel Şatıroğlu, Süleyman Kotan ve İbrahim Can gibi usta isimlerden seçilen türkülerle konser Anadolu mozaiği motifleriyle bezendi. Halk Müziği gecesinde Kırıkkale, Niğde, Mersin, Sivas, Kırşehir, Aydın, Erzincan, Urfa ve Trabzon yörelerinden türküler seslendirildi. Azeri eserlere de yer verildi. Salonu merdiven basamaklarına kadar dolduran her yaştan müziksever program boyunca türkülere eşlik etti. Program sonunda ise konsere emeği geçenlere çiçek takdim edildi. Türkü dostları da performans, icra ve yorumlarıyla beğeni toplayan akademisyenleri alkışlarıyla taltif etti.

TÜBİTAK 3501-Kariyer Geliştirme Programı bilgilendirme toplantısı, Üniversitemiz Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde gerçekleştirildi.  Toplantıya Üniversitemiz birimlerinden programa başvuru hakkı bulunan 150’nin üzerinde akademisyenimiz katıldı.  Programın açılış konuşmasını yapan Rektör Vekilimiz Prof. Dr. Hasan Karal, özellikle kariyer beklentisi içindeki hocalardan projelere duyarlılık beklediklerini söyleyerek, “Üniversitemizin proje kapasitesini iyileştirmek istiyoruz. Bu hamleler kurumsal görünürlüğümüz açısından da, genç akademisyenlerimizin kariyerleri açısından da son derece önemli ve değerli olacaktır” dedi. Toplantıya Doktor Öğretim Üyesi, Arş. Gör. Dr. ve Öğr. Gör. Dr. unvanlarına sahip akademisyenlerimizle birimleri temsilen Ar-Ge ve eğitim-öğretimden sorumlu dekan ve müdür yardımcılarının katıldı. Toplantıda başta 3501 Kariyer Geliştirme Programı olmak üzere ulusal projelere katılmanın önemi dile getirildi. Üniversitelerin Araştırma-Geliştirme (Ar-Ge) yönlerinin önemine dikkat çeken Rektör Vekilimiz Prof. Dr. Hasan Karal, “Trabzon Üniversitesi olarak akademik kadromuzun üçte birinin genç akademisyenlerden oluşması bizim için bir onur. Gençler iş azmi, motivasyon ve gelişim konularında daha yüksek enerjiye sahipler. Bununla birlikte Ar-Ge projeleri konusunda belli eksiklerimiz var. Bu eksikliklerin iyileştirilmesi için Üniversite yönetimi olarak her türlü desteği vermeye hazır hazırız. Proje sayımızı el birliği ile artıracağız. Bu anlamda; TÜBİTAK 3501-Kariyer Geliştirme Programı kariyer gelişimi yönüyle de bir fırsat gibi görülebilir” dedi. TÜBİTAK 3501-Kariyer Geliştirme Programında dönemsellik kısıtlaması bulunmadığını hatırlatan Karal şunları söyledi: “Araştırmacı kimliğine sahip bir akademisyen olarak sizlerden TÜBİTAK 3501-Kariyer Geliştirme Programı çerçevesinde özgün projeler üretmenizi bekliyoruz. Programa her aşamada başvurulabiliyorsunuz. Birçok projede ortaklığı bulunan arkadaşlarımız var. Biz kurum ayrımı yapmıyoruz ancak her arkadaşımızdan beklentimiz kısa vadede mutlaka böyle güzel bir imkânı değerlendirerek 3501 kariyer projesi başvurusunda bulunmalarıdır.” Üniversitemizin proje kapasitesini geliştirmenin önemini vurgulayan Karal, “Üniversitemizin görünürlüğü bakımından da, Sizlerin akademik kariyeri açısından da, mali kaynaklarımızın gelişimi için de proje sayısının artışı çok önemli. Alan bazlı sorunumuz yok; farklı üniversitelere öğretim üyelerimiz proje yazma eğitimlerine gitmektedir.  Dolayısıyla proje konusunda yetkin öğretim üyelerimizden gerek 1001, gerek 3501 gerekse 2209 sayılı öğrenci projelerine yönelik destek vermelerini isteyebiliriz. Özellikle proje kültürü son yıllarda ilkokul seviyelerine indi; Devletimizin ciddi teşvikleri var, yarışmalar var, ciddi destek kalemleri var. Proje yazan kişi; hem zaman yönetimi, hem mali koordinasyon, hem de araştırma yönünden disiplinli bir hüvviyetle çok önemli kazanımlara sahip olmaktadır. Biz de yönetim olarak Sizlere her türlü desteği sağlamanın gayreti içinde olacağız” diye konuştu. Toplantıda ayrıca programa başvuru süreci, katılım ve uygulama alanlarına ilişkin Teknoloji Transferi ve Proje Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürümüz Doç. Dr. Mehmet Kokoç katılımcıları bilgilendirdi. Katılımcı akademisyenler ise koşullar ve süreçler hakkında bol bol notlar aldı. Rektör Vekilimiz Prof. Dr. Hasan Karal program sonunda sunumu gerçekleştiren uygulama ve araştırma merkezi müdürümüzle hazırlık ekibine ve katılımcı hocalarımıza teşekkür etti.

Trabzon Hilton Otel'de düzenlenen "Üniversite Bölüm Tanıtımı ve Kariyer Fuarı" etkinliğine Trabzon Üniversitesi olarak katılım sağladık. Bölgemizdeki eğitim kurumları ile öğrencilere yönelik fuarda üniversiteler bölüm ve birimleri hakkında öğrencileri bilgilendirdi. Birçok üniversitenin yer aldığı organizasyona Üniversitemiz Fatih Eğitim Fakültesi, Hukuk Fakültesi, İlahiyat Fakültesi, Siyasal Bilgiler Fakültesi, İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi, Fatih Eğitim Fakültesi, Bilgisayar ve Bilişim Bilimleri Fakültesi, Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu ile katıldı. Üniversitemiz standına yoğun ilgi gösteren öğrenci ve misafirler Trabzon Üniversitesi’nin akademik ve idari birimleri ile güncel yapılanması hakkında görevli hocalarımızdan teknik bilgiler aldı. Gün boyunca devam eden fuara farklı bölgelerden katılım gösteren üniversite temsilcileri yükseköğretim kurumları arasındaki iletişim ve rekabet alanlarındaki ilerlemeye katkı sağladı.

6 Şubat (2023) Kahramanmaraş merkezli büyük deprem felaketinin ikinci yıldönümünde Üniversitemizde geniş içerikli bir anma programı düzenlendi. “6 Şubat Depremlerinin İzleri” konulu panelin de yer aldığı programa Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Faruk Kanca, Trabzon Cumhuriyet Başsavcısı Sedat Çelik, Köprübaşı Kaymakamı Elif Koz, Akçaabat Kaymakamı Yusuf Cankatar, Düzköy Kaymakamı Yunus Polat, Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim, İl Müftü Yardımcısı Mehmet Cebeci ile il ve ilçe protokol mensupları, idari ve akademik personelimizle öğrencilerimiz katıldı. Programın evsahipliğini Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu ile Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer ve Genel Sekreterimiz Doç. Dr. Ufuk Töman yaptı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından depremde kaybettiğimiz insanlarımızın ruhu için Kur’an-ı Kerim okundu. Daha sonra protokol konuşmaları ve depremle ilgili video gösterimi gerçekleştirildi. İki yıl önce yaşanan asrın felaketinin izlerinin ve acılarının halen tazeliğini koruması nedeniyle, anma ve farkındalık oluşturma amacına yönelik programın temasını ‘6 Şubat Depremlerinin İzleri” şeklinde belirlediklerini belirten Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, günümüzde çevre ve iklim şartlarındaki belirgin değişimler sebebiyle tüm dünyanın doğal afetlerle yaşamayı öğrenmeye çalıştığına vurgu yaptı. Trabzon Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Faruk Kanca “Türkiye’nin bir deprem gerçeği var. Her an büyük deprem olma ihtimali var. Biz de insanlarımızı bu gibi programlarla eğitmek, binalarımız yenilemek, güçlendirmek ve kentsel dönüşüme önem vermek zorundayız” dedi. Daha sonra kürsüye gelen Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, depremlerin engellenemeyeceğini, ancak kayıpların en aza indirilebileceğini belirterek, “Depremlerin bizden aldıklarını unutmayacağız ama aynı hataları da tekrar etmeyeceğiz diye bu salonda birbirimize söz verelim. Deprem gerçekliğine hazır bir gelecek için hep birlikte gayret edelim” çağrısında bulundu. Etkinlikte katılımcıları duygulandıran bir deprem videosu gösterimi yapılmasının ardından Dr. Öğr. Üyesi Galip Usta moderatörlüğünde panel programına geçildi. Panelde öğretim görevlilerimizden Gülseren Günaydın “Fay Hattında Yaşamak: Türkiye’nin Depremselliği”, Dr. Öğr. Üyesi Galip Usta “Kahramanmaraş Depremleri: Dersler ve Tespitler”, Öğr. Gör. İsmail Turgut Pala “Deprem Sahasından Arama-Kurtarma Deneyimleri” konularında sunumda bulundu. Ayrıca Trabzon İl Sağlık Müdürlüğünden Dr. Birkan Can ve Bilim Uzmanı Mustafa Bilgin tarafından “Deprem Sahasından Medikal Deneyimler” konulu sunumlar gerçekleştirildi. Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, programı organize eden, katılımcı ve panelist olarak destek veren herkese teşekkür ederken depremde kaybettiğimiz öğrencilerimize ve vatandaşlarımıza bir kez daha Allah’tan rahmet diledi. Anma programı sonunda Vali Yıldırım, konuk Kaymakamlar ve Rektörümüz etkinlikte görev alan akademisyenlerimize birer teşekkür belgesi verdi.