TRABZON ÜNİVERSİTESİ

Gerçek Değerlerin Gözde Eseri “Karadeniz’de Hoca Olmak” Yayında

Üniversitemiz İslâmî İlimler Uygulama ve Araştırma Merkezi; Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş dönemine şahit olmuş hocalara yetişmiş olan kişileri bularak kendileriyle yapılan söyleşileri literatüre geçirdi… “Karadeniz’de Hoca Olmak” adlı kitap ve seri videolarda akademisyenlerin tabiri ile; “Trabzon fabrika gibi hoca üretip ülkeye dağıtıyor.”

Trabzon Büyükşehir Belediyesi ile ortaklaşa sürdürülen ve Ankara, Bursa, Sakarya, Rize gibi şehirleri de kapsayan çalışma sonunda hem yazılı hem belgesel-video nitelikli eserler hazırlayan akademisyenlerimiz, benzeri olmayan proje ile popüler kültüre esir edilmeye çalışılan olumsuz “Karadenizli Hoca” algısının baştan sona değişeceğinin altını çiziyor.

Erken Cumhuriyet döneminde dinî ilimlerin öğretilmesine ve yayılmasına öncülük etmiş hocaları tanıma imkânı bulmuş Trabzonlu hocalardan hayatta olan 40 kişi ile birebir görüşmeler yapan akademisyenlerimiz çok önemli belge ve verileri bir araya toplayarak literatür yayını haline getirdi. Çalışma ile bir taraftan Trabzon’un yetiştirdiği hocaların ülkenin milli-manevi varlığı ve kimliği üzerindeki önemli etkileri röportaj ve belgelerle ortaya konulurken, diğer taraftan popüler kültürle zedelenen Karadenizli hoca imajının tevatür anlatımlara dayanan hataların düzeltilmesine de ciddi bir yol açıldı.

KİTAP, VİDEO, KISA TANITIM FİLMLERİ

Trabzon Üniversitesi İslâmî İlimler Uygulama ve Araştırma Merkezi öncülüğünde hazırlanan “Karadeniz’de Hoca Olmak” adlı kitap Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle yayım aşamasına geldi. Projede, kapsamlı kitap eserinin yanı sıra belgesel içerikli video ve kısa tanıtım filmleri de yer aldı. Çalışmanın sorumluluğunu üstlenen İslâmî İlimler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Süleyman Gür proje hakkında bilgi verirken, “Osmanlı’nın son, Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde ülke genelinde ilmî eğitim verenlere yetişmiş Trabzonlu hocalarımızla çeşitli illerde görüşmeler gerçekleştirdik. Hocalarımızın şahsiyetleri ile birlikte birbirinden önemli hizmetlerini ve eserlerini ortaya çıkardık. Bu hocaların son derece oturaklı, eğitici ağırlığını taşıyan insanlar olduğu gerçeğine tanık olduk. Eserin doğal çıktıları arasında Trabzonlu hocalar algısının popüler kültürün etkisinden kurtarılabileceği de yer aldı. Karadenizli hocalar hakiki manada ilmî konularda son derece ciddi beşeri münasebetlerde hazır cevap ve nüktedan. Kitabımızın içeriği aynı zamanda video kayıtları ile de yayımlanmakta olup umuyoruz ki literatürde kalıcı olacaktır” ifadelerini kullandı.

Tam ismiyle “Karadeniz’de Hoca Olmak: Hatıralara Yansıyan Yönleriyle Yakın Dönemde Dinî Hayat” isimli belgesel nitelikli kitap ve video serisinin geçen yıl başlatılan hazırlık aşaması 536 sayfalık dev bir eser ve video filmlerle tamamlandı. Çalışmanın semeresi içinde ayrıca özel başlıklı kısa filmlerin de yer aldığını belirten Doç. Dr. Süleyman Gür devamla şunları söyledi: “Özellikle Osmanlı’nın son iki asrında Trabzon’dan yetişen hoca efendilerin ülkenin dini hayatında büyük etkisi olduğunu biliyoruz. Bu etkilerin izlerini içtimai ve medeni olarak görebilmek ve kendilerini tanıyıp onlardan temin edeceğimiz bilgi-belgelerle hem bugüne, hem de geleceğe ışık tutabilmek için geniş kapsamlı bir proje başlattık. O yıllarda Trabzon’dan çıkarak yurdun dört bir yanında eğitimler vermiş hocalarımıza ve onlarla çalışmış hocalara bizzat ulaştık. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nden bu konuda destek aldık. Paydaş olarak bize katkı veren belediye yetkililerimize teşekkür ediyoruz. Gerçekleştirdiğimiz görüşmelerin röportajlarını, videolardan seçilen özel fragmanları, videoların dökümünden oluşan proje kitabımızı ve genel değerlendirmeleri içeren tanıtıcı giriş yazımızı büyük bir heyecanla toplumumuza sunmaktan mutluluk duyuyoruz.”

Projenin Trabzon’un yakın dönem yerel tarihi açısından önemli olduğu kadar Türkiye’nin son bir asırdaki dinî hayatına katkı sağlama noktasında önemli bir boşluğu doldurmuş olacağını vurgulayan Gür, “Bu anlamda beklentimiz ülkemizin farklı bölge ve şehirlerinde de benzer çalışmaların yapılmasıdır” dedi.

PAYDAŞ KURUMLARA MÜTEŞEKKİRİZ

Proje araştırmacılarından Doç. Dr. Eyüp Öztürk ise şu ifadeleri kullandı: “Çalışmamızda Trabzonlu hocalarımızın akademiye, dini hayata, sosyolojiye etkilerini araştırdık. Hocalarımızın o dönemde çalışma yapabilmeleri her bakımdan çok zordu. Hem eğitim yapıyorlar, hem de merkez siyasete dâhil olmayan bir vasatta çalışmalarını yürütüyorlardı. Dini ilimlerin tahsilini önemserken merkezi siyasetin hassasiyetlerini gözetiyorlardı. 60’lı yıllardan sonra hafızlık konusunda Trabzon’un rekor sayılara ulaştığını görüyoruz. Türkiye’nin birçok yerindeki Kur’an kurslarına bakıyoruz, Trabzon’da yetişen hocalar gidip bu kursları bizzat kurmuşlardır. Mülakat yaptığımız toplam 40 hocamız oldu. Böyle bir vakıa var, önemli hocalarımızın bir kısmı vefat edip gitmiş. Hayattakilerle bu vesile ile tanışmış olduk. Projeyi yürütürken desteğe ihtiyacımız vardı. İstanbul, Ankara, Bursa, Sakarya ve Rize gibi şehirlerde çekim ve görüşmeler yapmak için destek şarttı. Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu’nun istişare ve yönlendirmesi ile Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu ve belediyemizin Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Erdem Zekeriya İskenderoğlu bize ciddi destek sağladılar. Maddi olarak belediye sponsorluğumuzu da üstlendi. Belgesel nitelikli pakette ayrıca bölge hayatını anlatan 90 ayrı kısa tanıtım videolarımız da mevcut. Bunlara sıradan olmayan başlıklar koyduk. Bize belge teslim eden hocaların belgelerini belgesel nitelikli olarak görüntülere yerleştirdik.”

2 ASIR SONRA BUGÜNLERE ULAŞMAK

Projenin ilk ortaya çıktığında bölgede hemen fark edilemeyebileceğini, ancak orta vadede çok ciddi katkılar sağlayabileceğini anlatan proje yürütücüsü Doç. Dr. Selim Demirci ise, “Her ne kadar yerel bir çalışma gibi gözükse de ilerleyen günlerde birçok kişi ve kurumun işine yarayacak örnek bir çalışma ortaya çıktı. Yüz yıllık birikimi birleştiren benzeri yapılmamış bir proje ortaya çıkmış oldu. Trabzon ve Karadeniz için kalıcı bir eser olması yönüyle 200 yıl sonra bölge ile ilgili bir çalışma yapacak olan araştırmacılar kaynakları canlı şekilde dinleyebilecek. Köyündeki insanların dönemin hocası ile diyaloğunu izleyecek. Hayatlarını, ilim düzeylerini ve manevi katkılarını belgeleriyle okuyup öğrenebilecek. Kitap ve videoların yanı sıra 90 kısa tanıtım filmi seçtik. Videolardan vurucu ve dikkat çekici bölümleri ele alarak teaser’lar da hazırladık. Uzun soluklu bir çalışma oldu. Dini kurum ve şahısları zan altında bırakacak, cevap hakkı doğuracak ya da siyasi içerik oluşturabilecek bölümleri kapsam dışı tuttuk. Resmi işler biraz yavaş yürüdüğü için zorlandık ama iki ayda 40 görüşme yaptık. Birçok ilde yüz yüze görüşmeler yapıldı, bu kişiler ülkemize sadece ilmî anlamda katkısı olan kimseler değildir; aynı bazı müesseselerin kurumsallaşmasına katkı sağlamışlardır. Mesela Diyanet’in kurumsallaşmasına Rıza Selimbaşoğlu ve Şükrü Öztürk hocaların ciddi katkıları olmuştur. Örneğin yine Trabzon İmam Hatip Lisesi’nin kuruluşunda nasıl bir tablo oluştuğu bu eserle ortaya çıktı. Bazı köylerin ilmî faaliyetlerde rağbet görmesini kolaylaştıran unsurları ve bazı ilim adamlarının medreselerden imam hatip okullarına geçişteki katkılarını ortaya koyduk. Cumhuriyet tarihinin ilk Kıraat İhtisas Kursu 1968’de Of-Uğurlu köyünde yapılmıştır. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişte insanların yeniye nasıl intibak sağladığı, var olan gelenekleri nasıl muhafaza ettiği ortaya çıkmış oldu. Projede görüştüğümüz hocaların tamamı proje ekibince belirlenen bazı kriterlere göre seçilmiştir. Medreseler, İmam-Hatipler ve Diyanet söz konusu olduğunda anlatacakları olan kişileri seçmeye çalıştık.”

MEŞHUR MABETLERDE TRABZON İZLERİ

Proje Araştırmacılarından Doç. Dr. Şenol Saylan da şunları dile getirdi: “Eserimiz bölgesel ve ulusal çapta literatüre büyük katkı verecek. Karadeniz ve İslamî İlimler denilince Of-Çaykara vadisinin ağırlığı biliniyordu. Ancak biz Trabzon’un her noktasından hocalara ulaştık. Türkiye’de cami denince akla ilk gelen bazı meşhur camilerin mihrabını dolduran hocaların Trabzonlular olduğunu ortaya çıkardık. Süleymaniye Camii’nde Süleyman Mollaibrahimoğlu, Sultanahmet Camii’nde Emrullah Hatipoğlu, Yıldız Hamidiye Camii’nde Abdullah Hatipoğlu, Ankara Hacı Bayram Veli Camii’nde Fikret Latifoğlu görev yapmışlar. Bu durum, Trabzon’un kıraat sahasındaki düzeyini gösterir. Trabzon’da kıraat eğitimi almış hocalar sadece imamlık yapmayıp ihtisas düzeyinde kıraat öğretimiyle de ilgilenmişlerdir. İstanbul Gözcübaba Camii’nde imam-hatiplik yapan Kurrâ-Hafız İbrahim Tanrıkulu hoca bu örneklerden birisidir.”

NESİL OLARAK HEPSİNE MİNNETTARIZ

Çalışmanın tarihe ışık tutarak geleceğe projeksiyon olacağını söyleyen proje araştırmacılarından Öğr. Gör. Ahmet Cevdet Karaca ise şunları dile getirdi: “Trabzon özelinde, Osmanlı’nın son dönemlerinde dikkat çekici bir şekilde bazı köylerde iki-üç ayrı medresenin var olduğu görülmektedir. Buralarda çok sayıda müderris bulunmuş ve talebe okumuş, bunların önemli bir kısmı da köyde yatılı olarak kalmışlar. Osmanlı’nın son dönemi ve Cumhuriyet döneminde din eğitimi daha ziyade sivil inisiyatifle; yani halkın katkılarıyla yürütülmüş. Talebelerin kimisi köylülerin boş olan evlerini tutup bir arada kalmış. Kimisi de ailelerin yanına yerleşip evin bir bireyi gibi 5-6 sene kalarak tahsil görmüşler. Bazen bir camide 15-20 kişi bir arada kalıyorlar!.. Biraz iddialı olacak ama Trabzon fabrika gibi hoca üretip ülkemizin muhtelif yerlerine dağıtmış. Bunun için sadece Ramazanlık için farklı şehirlere giden hocalara dair anlatımlar bile fikir verecektir. 60’lı yıllardan sonra imam-hatip okulları açılmaya başlanıncaya kadar bulunan tedrisat boşluğunu Trabzon çok iyi doldurmuş. Ferdî gayretlerle ve halkın desteğiyle köylerde eğitim kurumları açılarak köylüler tarafından desteklenmiş. Nesil olarak biz hepsine minnettarız.”

Proje araştırmacılarından Fatih Topaloğlu da çalışmanın farklı bir yönüne değinirken şunları söyledi: “Bu çalışma İlâhiyat Fakültesi ve fakültede yapılan ihtisas kursundan mezun olan bursiyer üç öğrencinin katkı sunması açısından özel bir anlam taşıyor. Rabia Düzenli, Cansel Akgül ve Serpil Arslan isimli öğrencilerimiz de bizlere projenin farklı aşamalarında destek verdiler. Bu gibi çalışmaların farklı şehirlerde ve daha da geliştirilerek yapılmasının ülkenin yakın dönem hafızasını besleyeceğine inanıyoruz.”

 

Projenin tanıtım sayfası ve içeriklere erişmek için tıklayınız.

İlgili Resimler


Menüyü Kapat