Haberler :::
-
10.05.2024Yeni
Oda Müziği Konseri Beğeniyle Dinlendi
Üniversitemiz Devlet Konservatuvarı ve Fatih Eğitim Fakültemiz Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı ortaklığıyla oda müziği konseri düzenlendi. Fatih Merkez Yerleşkesi Mahmut Goloğlu Kültür Merkezindeki etkinlikte Doç. Dr. Yalçın Yıldız, Dr. Öğr. Üyesi E. Merve Seçkin Hatay, Dr. Öğr. Üyesi Koray Ilgar, Arş. Gör. Dr. Gamze Karanis sahne aldı. Beğeni ile konseri dinleyen akademisyenlerimiz, öğrencilerimiz ve misafirler konserden büyük keyif aldıklarını dile getirdi. Flüt, çello ve piyanodan oluşan grup dinleyenler tarafından ayakta alkışlandı. Haydn, Mozart ve Doppler’den seçme eserler başarıyla icra edilirken dinleyicilerin birçoğu konseri video kayda alarak konsere gelemeyen sevdikleriyle paylaştı. Üniversitemiz Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç. Dr. Yalçın Yıldız, oda müziği konserinde müzikseverlerle bir araya gelmekten büyük mutluluk duyduklarını belirtti. Müzikseverlerin desteğiyle motive olduklarını ifade eden Yıldız, “Konsere katılım bizler için çok kıymet taşıyor. Üniversitemizin yetkin kadrosuyla, bilimsel ve sanatsal anlamda bölgenin öncü üniversitelerinden biriyiz. Bundan sonra da benzer konserlerimiz olacak” dedi. -
09.05.2024Yeni
1.Uluslararası Teknoloji Transferi Sempozyumu Gerçekleştirildi
Ondokuz Mayıs Üniversitesi tarafından Samsun ilinde 6-8 Mayıs tarihlerinde 1. Uluslararası Teknoloji Transferi Sempozyumu düzenlenmiştir. Sempozyumda Samsun Valiliği, Samsun Büyükşehir Belediyesi (SBB), Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA), Türkiye Bilimsel ve Teknik Araştırma Kurumu (TÜBİTAK), Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRK PATENT), Ulusal Ajans, Üniversite Sanayi İşbirliği Merkezleri Platformu (ÜSİMP), Tıbbi Tanıtım ve Pazarlama (TTP) olmak üzere paydaş ulusal kurumlar yer almıştır. Yurtiçi ve yurtdışından üniversite yöneticileri, akademisyenler, sektör profesyonelleri, uzmanlar ve öğrencilerin katıldığı sempozyum büyük bir ilgiyle karşılanmıştır. Sempozyuma Trabzon Üniversitesi Rektörü Sayın Prof. Dr. Emin ÂŞIKKUTLU, Rektör Yardımcısı Sayın Prof. Dr. Hasan KARAL, Teknoloji Transferi ve Proje Yönetimi Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürümüz Sayın Doç. Dr. Mehmet KOKOÇ ve beraberindeki TRÜ TTM ekibimiz katılım sağlamıştır. Sempozyumda çeşitli deneyimlerin ve araştırma sonuçlarının paylaşımı yapılmış ve karşılaşılan zorluklara üretilebilecek teknolojik çözümlere, teknoloji transferi ekosistemine ve girişimciliğe ilişkin panel ve tartışmalar gerçekleştirilmiştir. Ekibimiz bilimsel sunumlar gerçekleştirmekle birlikte düzenlenen panel oturumlarına ve tartışmalara aktif katılım sağlamıştır. Misafirperverlikleri ve gerçekleştirdikleri etkili organizasyon için Ondokuz Mayıs Üniversitesi Rektörlüğüne ve Teknoloji Transfer Ofisi yetkililerine teşekkür ederiz. -
06.05.2024Yeni
"Terennüm Türk Müziği Topluluğu" Gönüllere Dokundu
Üniversitemiz Fatih Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Öğretmenliği programında görev yapan akademisyenler “Terennüm Türk Müziği Topluluğu” adı altında bir araya gelerek muhteşem bir Türk Sanat Müziği konseri düzenledi. İl Jandarma Komutanı Tuğg. Mustafa Erdem ve eşi Hanımefendi Derya Erdem, Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu'nun eşi Hanımefendi Kadriye Âşıkkutlu, Üniversitemizin akademik ve idari personelinin yanı sıra öğrenci ve misafirlerin dinlediği konser Fatih Merkez Yerleşkesi Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde sanatsal suare sunumu şeklinde gerçekleştirildi. Öğretim elemanlarınca seçilmiş birbirinden nadide eserlerle hazırlanan programda Öğr. Gör. Serdar Okur şefliğindeki koro seçkin eserleri başarılı şekilde icra etti. Müzikal altyapısı korunarak seslendirilen eserler adeta dinleyenlerin gönül tellerine dokundu. Konser programı ile ilgili bir değerlendirmede bulunan Okur, “Kökleri yüzlerce yıl eskiye dayanan geleneksel müziğimizin tarihsel gelişimi içerisinde birçok bestekâr ve saz üstadımızın isimleriyle eserleri var. Onlar yalnız seçkin eserler vermekle kalmayıp, aynı zamanda Türk Müziği dönemlerinin oluşumuna etki ettiler, ekolleri ile tarihe geçtiler. Biz de ustaların eserlerini seslendirerek nağmelerimizin devamlılığına ve özellikle klasik müziğimizin üslubunun korunmasına katkı sağlamayı amaçlıyoruz” dedi. “Terennüm” sözcüğünün ‘mırıldanma’ anlamı taşıdığını belirten Okur, müzikte tekniğe ve eserin öz yapısına uygunluğu korumanın önemine işaret etti. Konsere yoğun ilgi gösteren dinleyiciler sazları, korist ve solistleri uzun süre alkışlarken organizasyonda yer alan hocalarımızdan benzer programların devam etmesi istendi. -
06.05.2024Yeni
2024 Etkinlikleri Futbol ve Voleybol Maçları ile Başladı
Üniversitemiz 2023-2024 Bilim, Kültür, Sanat ve Spor Etkinlikleri kapsamında geleneksel olarak gerçekleştirilen spor turnuvaları yoğun katılım ve heyecanla başladı. Spor Bilimleri Fakültesi Halı Sahasında futbol karşılaşmaları ile start alan eşleşmelerde Personel Daire Başkanlığı, Yapı İşleri Daire Başkanlığı’nı 8-3’lük skorla mağlup ederken müsabaka büyük mücadeleye sahne oldu. Grup aşaması şeklindeki turnuvada daha sonra salon müsabakalarına geçildi ve Turizm Meslek Yüksekokulu ile Vakfıkebir Meslek Yüksekokulu arasında voleybol karşılaşması oynandı. Fatih Yerleşkesindeki Spor Salonunda oynanan maçta Vakfıkebir MYO filede üstün gelen taraf oldu. Her iki maçta da takımlarda forma giyen oyunculara arkadaşları tribünden destek verdi. Hafta boyunca oynanacak müsabakalarla devam edecek olan turnuvanın 15 Mayıs’ta oynanacak final maçları ile tamamlanacağı belirtildi. -
02.05.2024
Trabzon Turizminin En Büyük Destekçisiyiz
Kısa adı MÜSİAD olan Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği ile Trabzon Büyükşehir Belediyesi işbirliğinde düzenlenen “Trabzon’dan Dünya’ya Turizm Zirvesi” adlı Türkiye İstişare Toplantısı’na Trabzon Üniversitesi olarak destek sunduk. Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulumuzdan Prof. Dr. Melike Kurtaran Çelik, Doç. Dr. Dilek Çil, Doç. Dr. Esra Bulut, Dr. Öğr. Üyesi Elif Sis Atabay, Öğr. Gör. Dr. Sevda Kanca ve Öğr. Gör. Dr. Özge Bektaş Gümrükçü, Spor Bilimleri Fakültesi Dekanımız Prof. Dr. Fatih Bektaş, Arş. Gör. Sabiha Kaya ve Yabancı Diller Yüksekokulu Müdürümüz Doç. Dr. Servet Çelik ile Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürümüz Öğr. Gör. Recep Çolak, Zirve kapsamında ilk gün gerçekleştirilen çalıştaya katkı sundular. Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulumuzdan Doç. Dr. Selcen Sarı Aytekin, Dr. Öğr. Üyesi Emre Bulut ve Öğr. Gör. Nihat Yılmaz ve Öğr. Gör. Gülay Çakmak da çok sayıda öğrencimizle birlikte ikinci gün çeşitli panellerden oluşan Zirve programını yerinde takip ettiler. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ile birlikte kalabalık bir protokol topluluğunun turizm paydaşları ile buluştuğu Trabzon’dan Dünya’ya Turizm Zirvesi Türkiye İstişare Toplantısı (TÜİT) temalı buluşmada, hayata geçirilmesi planlanan orta vadeli bölgesel turistik girişimler ve önlemler masaya yatırıldı. Zirveye katılarak bölge ekonomisi, kalkınması ve sosyolojisi anlamında turizm sektörünün öncü rol taşıdığını belirten Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, sektörün akademik lokomotifinin Trabzon Üniversitesi bünyesindeki Turizm ve Otelcilik Meslek Yüksekokulu olduğunun altını çizdi. Rektörümüz zirvede ayrıca, “Üniversite olarak Trabzon turizminin gelişimi ve yükselişi için her türlü katkıyı sağlamaya hazırız” mesajı verdi. -
29.04.2024
Fatih Eğitim Fakültemiz Genç Öğretmen Adaylarını Duayen Öğretmenlerle Buluşturdu
Üniversitemiz Fatih Eğitim Fakültesi tarafından düzenlenen “Nasıl Bir Öğretmen İstiyoruz” adlı söyleşide Akçaabat ilçesi genelinde görev yapan deneyimli öğretmenler ve okul müdürleri, öğretmen adayı öğrencilerle ile bir araya geldi. Aynı zamanda Rektör Yardımcılığı görevi de bulunan Fatih Eğitim Fakülte Dekanımız Prof. Dr. Atilla Çimer, okul öncesi eğitiminden liseye kadar Milli Eğitim’e en ideal öğretmenleri kazandırmanın mücadelesinde olduklarını söyledi. BİRLİKTEN GÜÇ DOĞUYOR Trabzon Üniversitesi olarak Milli Eğitim Bakanlığı ve bağlı müdürlüklerle sürekli iş birliği içinde olduklarını belirten Prof. Dr. Atilla Çimer, “İl ve ilçe müdürlüklerimiz, bağlı okullar ve eğitimcilerimiz bugüne kadar her türlü talebimize olumlu cevap verdiler. Okullardaki proje ve faaliyetlerimize yoğun destek verdiler. Biz de okullarımızın ve milli eğitim müdürlüklerimizin her türlü talebine olumlu karşılık vermeye çalıştık. Bu iş birliğinin daha da güçlenmesini istiyoruz” dedi.Türkiye’nin en kadim ve en başarılı eğitim fakültelerinden biri olan Fatih Eğitim Fakültesi’nden yetişecek öğretmenlerin yarın tüm okullarda görev alacaklarını hatırlatan Çimer, daha sonra şunları dile getirdi: SAHADAKİ VERİLER ÖNEMLİ “Fatih Eğitim Fakültesi olarak eğitim dünyamıza her zaman daha yetkin öğretmenler kazandırmak için çalışıyoruz. Buradan yetişecek yeni öğretmenler, yeni nesillerinin yetişmesinde etkin rol alacaklar. Eğitim dünyasında mesleki gelişim teknikleri sürekli gelişiyor. Okul öncesi eğitiminden liseye kadar;nasıl bir öğretmen istendiğine yönelik bir program düzenledik. Teorik anlamda biz eksiksiz öğretmenler yetiştirmeye çalışsak da sahadaki talepleri karşılayabiliyor muyuz; bunları gözetmek zorundayız. Göreve yeni başladıklarında öğretmenlerimiz ne tür sorunlarla karşılaşıyorlar ya da bizden nasıl öğretmenler isteniyor; bunları da bugünden öğrenmek ve çözüm üretmek durumundayız.” “BİZ SİZİZ, SİZ DE BİZSİNİZ” Dekanımız Prof. Dr. Atilla Çimer, başta Akçaabat Milli Eğitim Müdürlüğü olmak üzere söyleşi programına katılan tüm eğitimcilere şükranlarını sunarken, eğitim fakültesi öğrencisi olup öğretmen adaylığı aşamasında bulunurken programa yoğun ilgi gösteren öğrencilere teşekkür etti.Akçaabat Milli Eğitim Müdürü Mehmet Usta moderatörlüğünde Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde düzenlenen programda daha sonra okul müdürleri sırasıyla söz aldı. Milli Eğitim Müdürü Mehmet Usta, son sınıf öğrencilerine seslenirken, “Buraya Fatih Eğitim Fakültesi mezunu olmanın haklı gururu ile geldik. Bizi kendinizden birileri olarak görebilirsiniz. Siz bizsiniz, biz de siziz. Sizleri heyecanla aramıza bekliyoruz” dedi. SORULARI KARŞILADILAR Söyleşi programına katılanlardan Minik Kalpler Anaokulu Müdürü Sema Kırış, Salacık İlköğretim Okulu Müdürü İbrahim Kalyoncu, Yıldızlı TOKİ Anaokulu ve İlköğretim Okulu Müdürü Ergin Ocak, Akçaabat Fen Lisesi Müdürü Süleyman Hakan Aydın Fatih Eğitim Fakültemize bağlı bölümlerde öğretmen adayı olarak öğrenim gören gençlere birbirinden çarpıcı deneyim ve tavsiyelerini aktardı. Daha sonra okul müdürleri beklentilerini içeren sunumlar yaptı ve öğretmen adaylarından gelen soruları cevapladı. Söyleşi programının son bölümünde konuk katılımcılara ve Akçaabat Milli Eğitim Müdürü Mehmet Usta’ya, Dekanımız Prof. Dr. Atilla Çimer tarafından birer teşekkür belgesi takdim edildi. -
28.04.2024
Trabzon Tanıtım Günlerinde Üniversitemiz Standına Yoğun İlgi
Altındağ Başkent Millet Bahçesi’nde (AKM) 25-28 Nisan 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilen Trabzon Tanıtım Günleri’nde Üniversitemiz, Trabzon’u başarıyla temsil etti. Standımızda Üniversitemizin tanıtımı yanında ziyaretçiler, Trabzon hakkında da bilgilendirildi. Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, yoğun ilginin olduğu tanıtım standımızda gelen misafirlerle tek tek ilgilendi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Trabzon Milletvekilleri Mustafa Şen, Adil Karaismailoğlu, Vehbi Koç, Yılmaz Büyükaydın, Kazakistan Kültür Eski Bakanı Dussanbay Kasseınov, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Av. Ahmet Metin Genç, Yükseköğretim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Karaman, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu, İçişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Ömer Seymenoğlu, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı (DOKAP) Hamza Gültekin, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu Üyesi Nurettin Şar, ilçe belediye başkanları, Başkent Trabzon Dernekler Federasyonu Başkanı Ali Hacıfazlıoğlu ve çeşitli üniversitelerin akademik-idari personeli ile çok sayıda öğrenci Üniversitemiz standını ilgiyle takip eden ziyaretçiler arasında yer aldı. Üniversitemiz Kurumsal İletişim Direktörü Öğr. Gör. Göksel Çelenk, Kurumsal İletişim Direktörlüğü Etkinlik Birimi Sorumlusu Öğr. Gör. Beyza Beşikci, Kurumsal İletişim Direktörlüğü Prodüksiyon Birimi Sorumlusu Öğr. Gör. Peyami Sefa Karabacak’tan oluşan tanıtım ekibi, ziyaretçilerden gelen soruları yanıtlayarak istek ve talepler noktasında onlara yardımcı oldu. HEM TRABZON’U HEM ÜNİVERSİTEMİZİ TANITTIK Trabzon Tanıtım Günleri ile ilgili bir değerlendirmede bulunan Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, “Trabzon Tanıtım günleri gayet güzel geçti. Oluşturduğumuz standımızda üniversitemizin tanıtım materyallerini hazır ettik, gelen misafirlerimizi ağırladık ve onlara üniversitemizi tanıttık. Bu etkinlik hem Trabzon'un geneli açısından hem de üniversitemiz açısından önemli bir etkinlik oldu. Etkinliğin başkentte olması bizim için de son derece önemli bir avantaj oluşturdu. Bunu değerlendirerek gelen misafirlerimize hem Trabzon’u hem de üniversitemizi tanıtmaya çalıştık” dedi. "Trabzon Tanıtım Günleri" kapsamında Başkent Trabzon Dernekler Federasyonu yönetimi tarafından Rektörümüz Âşıkkutlu ‘ya plaket takdimi gerçekleştirildi. Rektörümüz Âşıkkutlu, etkinlik organizasyonu ve nazik hediyeleri için Başkent Trabzon Dernekler Federasyonu Başkanı Hacıfazlıoğlu ve yönetimine teşekkürlerini iletti. -
25.04.2024
Üniversitemiz Ankara’da Gerçekleştirilen Trabzon Tanıtım Günlerinde
Üniversitemiz, Ankara’da her yıl geleneksel olarak düzenlenen “Trabzon Tanıtım Günleri’’ne katıldı. Üniversitemiz, Altındağ Başkent Millet Bahçesi’nde (AKM) 25-28 Nisan 2024 tarihleri arasında devam edecek olan Trabzon Tanıtım Günleri etkinliğinde açmış olduğu stantla yerini aldı. Yoğun bir katılımın olduğu açılışa T. C. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Trabzon Milletvekilleri Mustafa Şen, Adil Karaismailoğlu, Yılmaz Büyükaydın, Vehbi Koç, Sibel Suiçmez, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Av. Ahmet Metin Genç, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Karaman, Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim, Trabzon Dernekler Federasyonu Başkanı Ali Hacıfazlıoğlu, Ankara bürokrasisi, siyasi partilerin temsilcileri, Trabzon'daki İlçe Belediye Başkanları ve kaymakamlar ile birçok vatandaş katıldı. Halk oyunlarının gösterisiyle büyük bir coşkunun yaşandığı tanıtım günlerinin ilk gününde yoğun ilgi gören standımızı Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Trabzon Milletvekilleri Adil Karaismailoğlu, Vehbi Koç, Yılmaz Büyükaydın, Kazakistan Kültür Eski Bakanı Dussanbay Kasseınov, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Av. Ahmet Metin Genç, Yükseköğretim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Karaman, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, Trabzon Dernekler Federasyonu Başkanı Ali Hacıfazlıoğlu ve çeşitli üniversitelerin akademik-idari personeli ile vatandaşlar ziyaret etti. Üniversitemizi temsilen Rektörümüz Âşıkkutlu'nun yanı sıra görevli akademik ve idari personelimiz de etkinlikte hazır bulundu. Standımızı ziyaret edenler, birimlerimiz ve bölümlerimiz hakkında görevli temsilcilerimizden bilgi aldı. Standımızda sergilenen Üniversitemize ait eserler, tanıtım materyalleri ve kurumsal ürünler katılımcıların yoğun ilgisini çekti. Trabzon tanıtım günlerinde Trabzon’un ve diğer ilçelerin kurumlarının tanıtımı yanında ilçelerin yöresel lezzetleri, kültürü ve folkloru tanıtılıyor. -
25.04.2024
Kampüste Minik Yüreklere Özel Oyun Şenliği
23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı münasebetiyle Üniversitemiz merkez kampüsünde düzenlenen Oyun Şenliğinde buluşan çocukların 23 Nisan coşkusu ve neşesi doruğa çıktı. Meclisimizin kuruluşunun 104. yıl dönümünde Çocuk Bayramı’nı büyük bir katılım ve heyecanla kutlayan minikler; öğretmenleri, anne-babaları, akademisyenler ve üniversite öğrencisi büyükleri ile birlikte müzikli koro eşliğinde eğlendiler. Fatih Eğitim Fakültemiz bünyesindeki Özel Eğitim ve Temel Eğitim Bölümü öğrencilerinin gönüllü organizasyonu, Müzik Eğitimi Bölümü öğrencilerinin müzikli eğlence programını üstlendiği program B Blok önündeki alanda gerçekleştirildi. Burada kurulan sahnede müzik öğretmeni adayı öğrencilerimiz Ellerini Vur, Elma Kurdu, Ağaçkakan, Çekirdeksiz Domates, Farecik, Arkadaşım Eşek, Güzel Yurdum, Senden Daha Güzel ve 23 Nisan Şarkısı’nı çalarak seslendirirken toplam 12 okuldan gelen yüzlerce öğrenci şarkılara danslarıyla eşlik etti. Finaldeki 10. Yıl Marşında bayraklar hep birlikte sallandı. KARNAVAL YERİ Eğlencenin en temel çocuk haklarından biri olduğunu belirten akademisyenler sahneden tüm velileri ve misafirleri çocukların eğlencesine katılmaya çağırdı. Daha sonra sazlar ve koro eşliğinde veliler, akademisyenlerimizle el ele tutuşarak halay çekti, horon tepti. Ortaya çıkan birbirinden güzel görüntüler izleyenleri mest etti. Bazı öğretmenler ve veliler, çocuklara eşlik ederek renkli kostümler giydi. Gösteri, konser ve oyun alanı girişinde kurulan oyun stantlar ise birbirinden kıyasıya yarışlara sahne oldu. Kreş ve anaokulu öğrencilerinin öğretmenleri ile birlikte karnaval yerine çevirdiği kampüste, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı münasebetiyle düzenlenen oyun şenliği ile tarihi bir gün yaşadı. Veliler ve öğretmenler Üniversitemiz yönetimine teşekkür ederken, özellikle Müzik Eğitimi Bölümü’nün mükemmel performansı izleyen herkesten büyük alkış aldı. Havanın güzel olması hem katılım oranını, hem de programın coşkusunu artırdı. -
05.04.2024
Türk Müziğinde Fasıl Geleneği ve Meşk Sistemi Eğitimi
Trabzon İl Milli Eğitim Müdürlüğü Trabzon Öğretmen Akademileri’nin etkinlikleri kapsamında Türk Müziğinde Fasıl Geleneği ve Meşk Sistemi eğitimi gerçekleştirildi. İcra ile gerçekleştirilen eğitime Üniversitemiz Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Atilla Çimer, İl Milli Eğitim Müdürü Hasan Uygun, İl Milli Eğitim Şube Müdürü Erdoğan Karakaş, akademisyenler, il milli eğitim mensupları ve müziksever öğretmenler katıldı. Üniversitemiz Fatih Eğitim Fakültesi Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü B Blok Prof. Dr. Nazım Bağırov Dersliği’ndeki eğitime aynı fakültenin Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümü Müzik Eğitimi Anabilim Dalı Öğr.Gör. Özdemir Hafızoğlu’nun anlatımı ayrı bir renk kattı. Meşk sistemi ve fasıl geleneğini meşhur bestekarların hayatlarından örnekler vererek anlatan Öğr. Gör. Hafızoğlu, “Meşk, bir ustanın nezaretinde çırağın eseri özümseyerek okumasıdır. Bu eğitim yıllarca da sürebilir. Öğrencinin iyi bir hafızasının olması gerekir ki eseri hazmederek dünde yapılan kültürü bugüne taşıyabilsin. Fasıl ise taksim, peşrev, kâr, beste, ağır semai, yürük semaisi, gazel, şarkı ve saz semaisi gibi parçaların bir sıraya göre çalınıp söylenmesidir. Bu zamanla gelişerek oluşmuştur.” dedi. Meşk ve fasıl örneklerinin icrasında kanunda Öğr. Gör. Özdemir Hafızoğlu, bendirde Trabzon Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Zühal Dinç Altun, udda Trabzon Üniversitesi Öğr. Gör. İsmail Eraslan, kemanda Akçaabat Güzel Sanatlar Lisesi Müzik Öğretmeni Cemal Zihni Erenel, ritim sazda Akçaabat Yıldızlı TOKİ Ortaokulu Öğretmeni Behçet Özcan yer alırken korist olarak ise Trabzon Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Şefika Topalak ve Öğr. Gör. Özlem Aydın saz heyeti ile birlikte performans sergiledi. Rast ve hicaz makamında eserlerin icra edildiği eğitim dakikalarca ayakta alkışlandı. Eğitim sonunda katılımcılara plaket takdim edildi. -
04.04.2024
Özel Öğrenciler TÜBİTAK 4006 için Kampüsümüzde
Karadeniz Özel Eğitim Meslek Okulu özel öğrencileri tarafından sömestr başından bu yana hazırlanan eserler, 4006 TÜBİTAK Bilim Fuarları Destekleme Programı Kapsamında Üniversitemizde sergilendi. Mahmut Goloğlu Kültür Merkezi fuaye alanında açılan sergide ev sahibi olarak hazır bulunan Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer ve Fatih Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölüm Başkanımız Dr. Öğr. Üyesi Raziye Erdem ile bölüm öğretim elemanları ve öğretmen adayları, konuklara ve öğrencilere yakın ilgi gösterdi. İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı Fatma Zehra Aydın ve Karadeniz Özel Eğitim Meslek Okulu Müdürü Fazlı Bal gördükleri ilgi nedeniyle memnuniyetlerini dile getirirken, stantları gezenler birbirinden güzel eserler karşısında merak ve hayranlıklarını gizleyemedi. Sergilenen eserlerle ilgili bilgi alan Üniversitemiz öğrencileri de sergide bol bol fotoğraf çekti. Projenin Destekleme Programları çerçevesinde TÜBİTAK himayesinde yürütüldüğünü belirten Dr. Öğr. Üyesi Raziye Erdem, “Özel eğitim alan öğrencilerimiz son derece başarılı çalışmalar ortaya koymuşlar. Bilim Fuarı Sergisi adı altında kampüsümüzde açtıkları sergide doğal dengenin korunmasından duyarlı tüketime, hibrit üretimden sabun imalatına, ahşap ürünlerden geri dönüşüme kadar birçok alanda birbirinden güzel fikir ve eserlerle karşımıza çıktılar. Bizi hem şaşırttılar, hem de ümit aşıladılar” ifadelerini kullandı. Aynı zamanda Fatih Eğitim Fakültesi Dekan Vekilliği görevini üstlenen Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer de özel öğrencilerle yakından ilgilenerek, sergilenen ürünlerle ilgili bilgi aldı. Çimer, Üniversitemizde böyle anlamlı bir etkinlik düzenlenmesinden duydukları memnuniyeti dile getirdi. -
29.03.2024
Sahne Sanatları Bölümümüz İlk Oyununu Sahneledi
Dünya Tiyatro Günü münasebetiyle Üniversitemiz Devlet Konservatuarı Sahne Sanatları Bölümü tarafından Shakespeare’nin Tragedyalarından Monologlar Kolajı teması içindeki Gölgeler adlı oyunu sergilendi. Shakespeare’nin oyunlarında geçen monologlardan oluşturulmuş tek perdelik oyunu başarıyla sahneleyen öğrenciler ayakta alkışlandı. İki yıl önce kurulan bölümün ilk oyununu sahneye koyduğunu belirten Sahne Sanatları Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Nuri Nalbantoğlu, “Tiyatro oyunumuzda 1. ve 2. sınıflarımızdan 22 öğrencimiz yer aldı. Yaklaşık 3 hafta içinde hazırlandık ve bölüm olarak bu ilk oyunumuz oldu. Emeği geçen herkese teşekkür ediyoruz” dedi. Sahne Sanatları Bölümümüzden Dr. Öğr. Üyesi Gamze Tanrıvermiş’in yönettiği oyunun koreografisini Öğr. Gör. Meltem Atagün üstlendi. Tiyatro gösterisini akademik ve idari kadromuzla birlikte izleyen Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer oyun sonunda emeği geçen hocalarımıza birer teşekkür belgesi verirken şunları söyledi: “Devlet Konservatuarımızın sahip olduğu imkânları göz önüne aldığımızda bu kadar sürede böylesine muhteşem bir oyun sergilemeleri bizi çok duygulandırdı. Şahsen ben de gurur ve coşku doluyum. Devlet Konservatuvarının fiziki imkânlarının daha da iyileştirilmesi için elimden gelen tüm desteği vereceğim. Öğretim elemanlarımızı ve öğrencilerimizi tebrik ediyorum. Başarılarınızın devamını diliyorum.” -
21.03.2024
Üniversitemizde Çevre Farkındalığı Festivali
Dünya Su Günü, Sıfır Atık Günü ve Orman Haftası kapsamında Kampüsümüzde renkli bir festival düzenlendi. Programa katılan öğrenciler teorik ve pratik bilgiler alırken kampüs içerisindeki fidan dikim töreninde 100 meyve fidanı toprakla buluştu. Cumhurbaşkanlığı himayesinde iki kez buzulları ziyaret ederek Antarktika’da incelemelerde bulunan Prof. Dr. Raif Kandemir buzulların sürekli eridiğini belirtirken, “Birkaç yılda sular 58 metre yükselebilir, okyanusa kıyısı olan bütün ülkeler göç etmek durumunda kalabilirler” dedi. HEM TEORİK HEM PRATİK BİLGİLER Merkez Fatih Yerleşkesi Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde Üniversitemiz Sıfır Atık Koordinatörlüğü öncülüğünde düzenlenen festivalin ilk ayağında Söğütlü Ortaokulu ve İskenderpaşa Ortaokulu öğrencileri Su ve Sıfır Atıkla ilgili farkındalık uyandıracak uygulamalı etkinlikler gerçekleştirdiler. Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu’nun yardımcıları Prof. Dr. Atilla Çimer, Prof. Dr. Hasan Karal ve Prof. Dr. Hüseyin Serencam ile birlikte katıldığı etkinlikte Genel Sekreterimiz Doç. Dr. Ufuk Töman ile üniversitemiz akademik ve idari personeli de yer aldı. Etkinliği düzenleyen Sıfır Atık Koordinatörümüz Doç. Dr. Nazihan Ursavaş Dünya Su Günü, Uluslararası Sıfır Atık Günü ve Orman Haftası içerisinde bulunduğumuza işaretle şunları söyledi: “Dünyamız çevresel anlamda alarm veriyor. İklimler değişiyor. Nüfus artıyor. Kişi başına düşen kaynaklarımız azalıyor. Üç tarafı denizle çevrili ülke olsak da su sıkıntısı yaşayan ülkelerden biriyiz. Bu tehlikenin önüne geçmek için yeterince tedbir alamıyoruz. Artık az su ile yaşamayı öğrenmeliyiz. ‘Ağaç yaşken eğilir’ düsturu ile farkında bireyler yetiştirmekle işe başlayabiliriz” diye konuştu. Koordinatörümüz, bu anlayışla ortaokul öğrencilerini programa davet ettiklerini sözlerine ekledi. BUZULLAR ERİYOR KAYNAKLAR TÜKENİYOR Bilgilendirme ve sunum bölümünde, halen KTÜ Jeoloji Bölümünde görevli olan Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Raif Kandemir söz aldı. İki kez Antarktika’daki inceleme-araştırma ekibinde yer alan bilim insanı, “Antarktika’ya Yolculuk” başlıklı sunumuyla dünyanın içilebilir su rezervinin yüzde 65’ini barındıran kıtayı görsel projeksiyonla öğrencilere anlattı. Kıtanın soğuk, kurak, insansız ve son derece rüzgârlı olmakla birlikte sürekli eridiğini belirten Kandemir, “Antarktika’da ısı eksi 90 dereceye düşebiliyor. Kıtada Türk Bilim üssü adlı araştırma birimimiz var. Tüm ülkeler ‘Barış ve Bilim’ çatı ilkesiyle orada bulunuyor. Antarktika dünyanın damacanası. Sadece su için bile ülkelerin Antarktika’da olması gerekiyor. Buzullar sürekli eriyor. Son birkaç yılda kıta 219 milyar ton buz kaybetti. Bu böyle sürerse dünyadaki su seviyesinin yakında 58 metre yükseleceği ve okyanusa kıyısı olan bütün ülkelerin göç etmek durumunda kalacakları değerlendiriliyor. Bazı deniz canlılarının da soyu tükenecek. İnsanlığın suyu ve havayı zehirlemekten acilen dönmesi gerekiyor” dedi. KAMPÜS BAHÇESİNE 100 MEYVE FİDANI Daha sonra Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Fen Bilgisi Eğitimi Anabilim Dalından Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Aytar ile Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünden Çevre Mühendisi Arif Yılmaz sıfır atık/kaynakların sürdürülebilirliği konularında sunum yaptı. TÜBİTAK 2204-A Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışmasında başarılı olan öğrenciler projelerini anlattıktan sonra istasyonlarda düzenlenen etkinliklerde eğlenceli anlar yaşadı. Fuaye alanındaki Su Sergisi büyük ilgi görürken festivale katkı sağlayanlara Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu tarafından birer teşekkür belgesi takdim edildi. Festivalin sonunda Orman Genel Müdürlüğü’ne bağlı Trabzon Orman Fidanlık Müdürü Savaş Ayvaz ile ekibince temin edilen 100 meyve fidanı toprakla buluşturuldu. Akademisyenler, öğretmenler ve öğrenciler merkez kampüsümüz içerisindeki yeşil alana hep birlikte ağaç dikti. -
18.03.2024
Zafer’in 109. Yıl Dönümünde Şehitlerimizi Andık
18 Mart Çanakkale Zaferi ve Şehitleri Anma Günü münasebetiyle Üniversitemizde bir dizi anma programı düzenlendi. Panel, konser ve resim sergisinden oluşan etkinlikte açılış konuşmasını yapan Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, bu toprakları bize vatan yapan şehitlere minnettar olduğumuzu dile getirdi. Üniversitemiz Merkez Fatih Yerleşkesi Mahmut Goloğlu Kültür Merkezindeki anma programına Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu ve rektör yardımcılarımız Prof. Dr. Atilla Çimer, Prof. Dr. Hasan Karal, Prof. Dr. Hüseyin Serencam’ın yanı sıra konuk olarak Trabzon İl Müftüsü Selami Aydın ile çok sayıda dinleyici katıldı. Saygı Duruşu ve istiklal Marşı’nın okunması ile başlayan şehitleri anma etkinliğinde Fatih Eğitim Fakültemizden Prof. Dr. İsmail Hakkı Demircioğlu moderatörlüğünde aynı fakülteden Prof. Dr. Rahmi Çiçek ve İnsan ile Toplum Bilimleri Fakültemizden Dr. Öğr. Üyesi İlker İşler panelist olarak yer aldı. ‘109. Yılında Çanakkale Zaferi’ konulu panelde konuşmacılar Çanakkale mücadelesini ve ruhunu çarpıcı örneklerle anlatırken, Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu yaptığı açılış konuşmasında şehitlerimize çok şey borçlu olduğumuzu söyledi: “18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi’nin üzerinden 109 yıl geçti... Kurtuluş Savaşımızla Cumhuriyet’e giden yolda önemli bir başlangıç olan 18 Mart Çanakkale Savaşında şahadete yürüyen ecdadımızı rahmet ve minnetle anarken zafer ordusunun muzaffer komutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü de minnet, rahmet ve şükranla yâd ediyorum. Çanakkale’yi Çanakkale yapan ecdadımızın nasıl destansı bir kahramanlık sergilediğini anlamak için Çanakkale’yi Çanakkale’de görmek gerekir. Gençlerimizin orada olup biteni yerinde görmeleri ve okudukları tarih bilgilerini yerinde teyit etmeleri faydalı olacaktır. Çünkü Çanakkale’yi görerek idrak eden hiçbir Türk evlâdı vatanına, milletine ihanet etmez. Hatta dinine düşmanlık etmez.” Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu’nun konuşması içerisinde, Mehmed Akif’in “Çanakkale Şehitlerine” ve Necmettin Halil Onan’ın ‘Dur Yolcu’ olarak da bilinen “Bir Yolcuya” isimli şiirlerini seslendirmesi Mahmut Goloğlu Kültür Merkezi’ni dolduran katılımcıları duygulandırdı. Çanakkale’yi İstiklâl Şairi Akif’in deyimiyle “Son haçlı ordusunun, yedi düvelin bütün güçleriyle insan, silah, araç ve gereçleriyle yığınak yapıp bin yıllık medeniyeti tarihe gömmek için harekete geçtikleri ama sonunda hüsrana uğradıkları yer” olarak betimleyen Rektörümüz sözlerini şöyle tamamladı: “Tarihten ibret alınmazsa tarih tekerrür eder. Ecdadımızın büyük zorluklar, fedakârlıkla, imkansızlıklar içinde fakat sarsılmaz iman, azim ve kahramanlıklarıyla koruyarak bizlere emanet ettiği bu vatan toprağını her hal ve şartta bütün güç ve imkânlarımızla koruyup bizden sonraki nesillere kutlu bir miras bırakmak bizim birinci ödevimizdir. Bugün burada rahatça eğitim-öğretim görebiliyorsak, güzel ülkemizde haklarımızı özgürce kullanabiliyorsak bilmeliyiz ki, bunlar bize ecdadımızın emanet ettiği birer nimettir. Çanakkale Zaferi’ni bize yaşatan torunları olmaktan büyük onur duyduğumuz ecdadımızı bir kez daha rahmet ve minnetle yâd ederken zaferin başkomutanı ve Cumhuriyetimizin bânisi Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü minnetle anıyorum.” Panelin Moderatörü Prof. Dr. İsmail Hakkı Demircioğlu, “Çanakkale Zaferi’ni çocuklarımıza çok iyi anlatmamız, Kızıl Elma’ya giden kilometre taşlarımızı çok iyi öğretmemiz lazım. İngiltere son iki yüz yıl zarfında sadece bize yenildi. Düşmanın emelleri bitmez. Türk’ün de Türk’ten başka dostu olmaz” derken, Prof. Dr. Rahmi Çiçek ise “Çanakkale deniz cephesi hiç açılması düşünülmeyen bir cepheydi; buna karşın büyük mücadelelerle ve zaferle bayraklaşan bir cephe oldu” ifadelerini kullandı. Dr. Öğr. Üyesi İlker İşler ise Çanakkale Muharebesini ve Büyük Zaferi Türk Romanı üzerinden irdelerken bu konuda verilmiş ulusal ve uluslararası eserlerden örnekler sundu. Ardından Devlet Konservatuarı Öğretim Görevlisi Mehmet Timuçin Bakırcı ve öğrencileri tarafından aynı salonda ‘Çanakkale Kahramanları Anısına Konser’ adlı özel müzik dinletisine geçildi. Konserde “Çanakkale İçinde Aynalı Çarşı”, “Hücum Demiş Alamanın Zabiti”, “Çanakkale Derler Yeşil Söğütlü” ve “O Mübarek Bayrak İşte Bu Bayrak” adlı eserler seslendirildi. Özellikle son eser uzun süre alkışlandı. Programda emeği geçen tüm paydaşlara teşekkür belgesi takdiminin ardından Rektörümüz ve beraberindekiler program çerçevesinde Fatih Eğitim Fakültesi, Güzel Sanatlar Eğitimi Bölümümüzden Öğretim Görevlisi Kenan Demir’in hazırladığı 18 Mart Resim Sergisi’nin açılışını gerçekleştirdi. Çanakkale Deniz Zaferi’nin birbirinden güzel eserlerle tasvir edildiği sergi büyük beğeni topladı. Program tüm paydaşların ve öğrencilerin yer aldığı hatıra fotoğrafı çekimiyle sona erdi. -
13.03.2024
Milli Marşımızın Kabulünün Yıl Dönümünde Mehmed Akif’i Andık
İstiklal Marşımızın kabulünün 103. yıl dönümü münasebetiyle Üniversitemizde İstiklal Marşı ve Mehmed Akif konulu panel programı düzenlendi. Fatih Eğitim Fakültemizce tertip edilen panelde aynı zamanda Mehmet Akif ile Kurtuluş Şehitleri de anıldı. Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Mustafa Erdem, Akçaabat Kaymakamı Yusuf Cankatar ve protokol üyelerinin ilgi gösterdiği panelde Fatih Eğitim Fakültemiz öğretim üyelerinden Prof. Dr. Bilal Kırımlı moderatörlüğü gerçekleştirdi. Programda Prof. Dr. Suat Ungan ve Prof. Dr. Muhammet Muhsin Kalkışım ise panelist olarak yer aldı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşının okunması ile başlayan panelde yardımcıları ile birlikte evsahipliğini üstlenen Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, açılış konuşmasında Mehmed Akif’in çok yönlü okunması gereken bir şair olduğuna vurgu yaptı: “İstiklal Marşımızın güftesini yazan merhum milli şairimiz Mehmed Akif, sıradan yazan bir şair değildir. Siparişle şiir yazan bir şair değil, ilhamla şiir yazan, gönlünü ve duygularını yazdıklarına yansıtan büyük bir şairdir. Edebiyatımızın en önemli şairleri için sultanü’ş şuara (şairlerin sultanı) unvanı kullanılır. Şüphesiz böyle bir unvanı hak edenlerden birisi de Mehmed Akif’tir.” İstiklal Marşımızın sıradan bir güfte olmadığını belirten Rektörümüz devamla şunları kaydetti: “İstiklal Marşımızın pek çok edebi, milli ve manevi yönü vardır. Bu bakımdan her cümlesi, her kelimesi, hatta vurgusu anlam dolu özellikler arz eder. Salt bir şiir olarak değil, mana derinliklerine işleyen bir anlayış ve duygu ile okursak ondan önemli anlamlar çıkarabiliriz. Nasıl ki Kurtuluş Savaşımız bağımsızlık mücadelelerinde millete örnek olmuş ise İstiklal Marşımızın sözlerine baktığımızda da bağımsızlığı, özgürlüğü, çalışmayı, umudu ve sonuçta başarıyı müjdeleyen yapısıyla örnek, şahsına münhasır bir metin olduğunu görmüş oluruz. İstiklal Marşımız sadece yazıldığı döneme has, o dönemin şartlarında yazılmış, okunmuş, bitmiş bir hikaye değildir. O gün olduğu kadar bugün de sıcaklığını, derinliğini ve önemini koruyan bir anlam dünyasına sahiptir. Günümüz dünyasına baktığımızda da İstiklal mücadelemizin şartları ile önemli ölçüde örtüştüğünü, dolayısıyla yeryüzünün herhangi bir yerinde, mahrumiyet ve mağduriyet altında bulunan özgürlüğe susamış milletlere hitap eden anlam zenginliğine sahip olduğunu görürüz.” “İstiklal Marşımız çağlar öncesinden çağlar ötesine seslenen canlı bir güftedir” diyen Rektörümüz sözlerini şöyle tamamladı: “Merhum Mehmed Akif ‘Allah bu millete bir daha istiklal marşı yazdırmayı nasip etmesin’ derken aslında bize çok önemli bir mesaj vermiştir. Bu mesaj İstiklal Marşı yazılmasına sebep olan şartlara karşı millet olarak daima dikkatli olmak gerektiği şeklinde özetlenebilir. Bugün de herhangi bir milli tehlike ile karşı karşıya kalmamak için dikkatli olmak bizim ödevimizdir.” Rektörümüz konuşmasının sonunda, İstiklal Mücadelesinin Başkomutanı Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları ile bu uğurda savaşıp şehit düşen kahramanlarımıza ve bu bağımsızlık mücadelesine eliyle, diliyle, gönlüyle, kalemiyle büyük destek veren Mehmed Akif Ersoy’a rahmet, minnet ve şükran duygularını dile getirip panele katılan misafirlere, panelistlere ve tüm emeği geçenlere teşekkür etti. Mahmut Goloğlu Kültür Merkezindeki programda moderatör Prof. Dr. Bilal Kırımlı "İstiklal Marşı'nın Temel Mesajlarına Yeniden Bakış” konusunda değerlendirmeler yaparken, Prof. Dr. Suat Ungan "Batı Emperyalizmi Karşısında Mehmet Akif"i anlattı. Prof. Dr. Muhammet Muhsin Kalkışım ise "Mehmet Akif ve İdeal Gençlik" konusunda sunumlarda bulundu. Panelistler, Mehmed Akif’in dizelerinde haykırdığı gibi; Türk Milleti’nin ebediyen hür yaşadığına ve hür yaşayacağına vurgu yaptı. Panelde sunum yapan hocalarımıza Vali Aziz Yıldırım, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Mustafa Erdem ve Akçaabat Kaymakamı Yusuf Cankatar tarafından birer teşekkür belgesi takdim edildi. -
08.03.2024
Üniversitemizde 8 Mart Dünya Kadınlar Gününe Özel Konser
8 Mart Dünya Kadınlar Günü’ne özel olarak Üniversitemiz Devlet Konservatuvarı tarafından düzenlenen Kadın Bestekârların Eserleri Dinletisi büyük ilgi ve beğeni gördü. Merkez Fatih Yerleşkemiz bünyesindeki Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde 8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle düzenlenen konserde solist olarak sahne alan Öğr. Gör. Eylem Derçin, birbirinden güzel eserlerle dinleyenleri mest etti. Türk Müziği’ne gönül vermiş ve farklı makamlarda seçkin eserler bırakmış kadın bestekârlar; Leylâ Saz, Neveser Kökdeş, Semahat Özdenses, Faize Ergin ve Melahat Pars’ın birbirinden güzel 9 eserini başarı ile icra eden Derçin’e viyolonselde Dr. Öğr. Üyesi Koray Ilgar, kemanda Öğr. Gör. Cemal Zihni Erenel, piyanoda ise Dr. Öğr. Üyesi Kamil Onur Karataş eşlik ettiler. Konser programını yardımcıları ile birlikte izleyen Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, konser sonunda solist Derçin’i kutlayarak kendisine çiçek takdim etti. Saz sanatçılarına da birer teşekkür belgesi veren Rektörümüz konserin ardından yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Böyle anlamlı bir günde çok güzel bir etkinliğe imza atan Konservatuarımıza, değerli müdürümüz Prof. Dr. Ayşegül Ergene’ye, solistimize ve saz ustalarımıza teşekkür ediyorum. Musikimizin bugünlere gelmesine vesile olmuş bestekârlar ve icracılarımızın eserlerinin burada seslendirilmesi bizi çok mutlu etti. Bu güzel konseri icra eden ses ve saz sanatçılarımıza teşekkür ederken tüm kadınlarımızın 8 Mart Dünya Kadınlar Gününü bir kez daha kutluyorum. Bugüne ulaşamayan, bugünün mutluluğunu tadamayan başta Gazzeli kadınlarımız, kız çocuklarımız olmak üzere, Myanmar’da, Arakan’da, Keşmir’de, Doğu Türkistan’da kısaca tüm coğrafyalardaki mazlum ve mağdur kadınların da bir an önce kurtulmasını temenni ediyorum. Devletimizin bekası için can veren şehitlerimizin ve gazilerimizin annelerinin, eşlerinin ve çocuklarının gününü de kutluyorum. Böyle törenler yapabiliyorsak onlar sayesindedir.” Konsere ilgi gösteren misafirlere teşekkür eden Rektörümüz, dinleyenlerin yoğun alkışları eşliğinde tamamlanan bu özel ve anlamlı konser için Devlet Konservatuvarı Müdürü Prof. Dr. Ayşegül Ergene ve ekibine de teşekkür etti. -
08.03.2024
Rektörlüğümüzden Dünya Kadınlar Günü Etkinliği
8 Mart Dünya Kadınlar Günü münasebetiyle Üniversitemizde özel bir kutlama programı düzenlendi. Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, Rektör Yardımcılarımız Prof. Dr. Atilla Çimer, Prof. Dr. Hasan Karal, Prof. Dr. Hüseyin Serencam ve Genel Sekreterimiz Doç. Dr. Ufuk Töman’ın senato salonunda kadın çalışanlarımızla bir araya geldiği programda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nü kutlayan Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, başta şehitlerimizin yakınları olmak üzere Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybeden kadınlarımıza Allah'tan rahmet yaralı vatandaşlarımıza acil şifalar diledi. Ayrıca Gazze’de, Mynamar’da, Arakan'da, Doğu Türkistan’da ve dünyanın her yerinde insanlık dışı muamelelere maruz kalan ölüm kalım mücadelesi veren mağdur ve mazlum kadınlarında bir an önce bu dramatik durumdan kurtulmaları ve kadınların karşılaştığı fiziksel ve psikolojik şiddet gibi sorunların son bulması temennisinde bulundu. Âşıkkutlu, “Kadınlarımızın bu güzel gününü tebrik ederken; vatan, millet, din ve devlet uğrunda şehit düşen tüm şehitlerimize Yüce Allah'tan rahmet, bize emanet olarak bıraktıkları annelerine, eşlerine, kardeşlerine de sağlık sıhhat diliyoruz” dedi. Konuşmasında kültürümüzdeki ‘ana kucağı’ tasvirine dikkati çeken Rektörümüz daha sonra şunları kaydetti: “Kadınlar, toplumların var olmasında, şekillenip gelişmesinde merkezi konumda bulunan en değerli varlıklardır. Çünkü onların şefkati, fedakarlığı, özverisi, üretkenliği olmasaydı bugün biz de olmazdık. Kadın sayımızın giderek arttığı üniversitemizde kadın çalışanlarımızla bir arada olmaktan büyük memnuniyet duyduk. Kadınlarımız toplumları oluşturan ve şekillendiren değerlerimiz. Farkındalık oluşturmak ve artırmak için bu gibi günler elbette değerlidir. Ancak yılın her günü kadınlarımızın değerli ve anılmaya değer olduğunu da unutmamak gerekir.” Rektörümüzün konuşmasının ardından beraberindekilerle, kadın personelin talep ve dileklerini dinleyerek görüş alışverişinde bulundu. Daha sonra Rektörümüz ve beraberindekiler kadın çalışanları tek tek kutlayarak çiçek verirken çalışanlar da yönetime teşekkür etti. -
07.03.2024
Personelimiz Resmî Yazışma Kuralları Hakkında Bilgilendirildi
Üniversitemiz personeline Cumhurbaşkanlığı Resmî Yazışma Kuralları Yönetmeliği üzerinden ‘Resmi yazışmada dikkat edilecek kaide ve hususlar’ ile ilgili hizmet içi eğitimi verildi. Fatih Kampüsü Mahmut Goloğlu Kültür Merkezi’nde düzenlenen eğitim programında Üniversitemiz idari birim sorumluları ile yazışmalarda görevli olan personel hazır bulundu. Programda, özellikle kurum içi ve kurum dışı resmî yazışma işlemlerinde yoğun olarak çalışanların mevzuat çerçevesinde yazışma yapabilmesi ve yazışmalarda birlik ilkelerine riayet edilmesi amacıyla Resmi Yazışma Süreçlerinde Uygulanacak Usul ve Esaslar konusunda bilgilendirme yapıldı. Eğitime katılan idari personel ekrana yansıtılan belgelerden ve verilen bilgilerden notlar aldı. Cumhurbaşkanlığı Bilgi ve Belge Yönetimi Daire Başkanlığı koordinasyonunda yürütülen program çerçevesinde, Üniversitemiz Personel Dairesi Başkanvekili Murat Yazıcı, Bilgi İşlem Daire Başkanlığından Öğr. Gör. Meliha Eren ve Öğrenci İşleri Daire Başkanlığından Şube Müdürü Emriye Altuntaş eğitim sunumunda görev aldı. Elektronik Belge Yönetim Sistemi’nin (EBYS) mevzuat gereğince kullanılmasına vurgu yapan sunucular, resmi yazışmaya ilişkin her türlü teknik dayanağa https://www.tccb.gov.tr/resmiyazisma adresinden ulaşılabilineceğini bildirdi. Programda personele örnek form dağıtılarak pratik uygulama etkinliği gerçekleştirilirken, kamusal birlik ve kalitenin yükseltilmesi için farklı konularda periyodik aralıklarla kurum içi hizmet eğitimlerinin tekrarlanacağı vurgulandı. Program soru-cevap kısmıyla tamamlandı. -
06.03.2024
Bağımlılıkla Mücadelede Kurumlar Arası İş Birliği Paneli Gerçekleştirildi
Üniversitemizin evsahipliğinde Bağımlılıkla Mücadelede Kurumlar Arası İş Birliği konulu panel düzenlendi. Programın açılışında konuşan Trabzon Vali Yardımcısı Dr. Ali Yılmaz, bağımlılık yapan maddelerin arzı ile mücadelenin yeterli olmayacağını, talep yönüyle de tutarlı mücadelelerin şart olduğunu dile getirirken, İl Sağlık Müdürü Dr. Hakan Usta mücadelede halk sağlığı birimlerinin fonksiyonlarına dikkati çekti. Adli Tıp Grup Başkanı Doç. Dr. Çetin Ketenci, bağımlılığın sadece Z kuşağına mal edilemeyeceğini belirtti. Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu ise gençlerimizi zehir tacirlerinin tuzaklarından korumak için bilgilendirme ve bilinçlendirmenin önemine vurgu yaptı. Üniversitemiz Merkez Fatih Yerleşkesi Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde düzenlenen programa Vali Yardımcısı Dr. Ali Yılmaz’ın yanı sıra Adli Tıp Grup Başkanı Doç. Dr. Hüseyin Çetin Ketenci, İl Sağlık Müdürü Dr. Hakan Usta, Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, rektör yardımcılarımız Prof. Dr. Atilla Çimer ve Prof. Dr. Hasan Karal, Avrasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Füsun Terzioğlu, Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Yavuz Özoran, programının koordinatörlerinden İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültemiz Psikoloji Bölümü Dr. Öğr. Üyesi Fatma Dilek Şeker ile paydaş kurum temsilcileri katıldı. Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu yaptığı konuşmada, "Zehir tacirlerinin nihai hedefleri Türk Gençliğidir. Ülkemizin bekası ve geleceğidir" ifadesini kullandı. Bağımlılığın sadece bireyleri değil, aileleri ve toplumları da derinden etkileyen bir tehdit olduğuna işaret eden Rektörümüz, "Gençlerimizi bilgilendirmek, bilinçlendirmek ve sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemeleri için onlara gerekli imkanları sağlamak bizim asli görevlerimizdendir. Ancak bağımlılıkla mücadele, sadece üniversitelerin ya da belli kurumların üstesinden gelebileceği bir sorun değildir; bütün devlet kurumlarının, fertlerin, ailelerin ve toplumun her kesiminin birlikte mücadele etmesi gereken bir olgudur" dedi. Adli Tıp Grup Başkanı Doç. Dr. Hüseyin Çetin Ketenci ise bağımlılığı Z kuşağına, belli bir zümreye ya da bölgelere mal etmenin mümkün olmadığına işaret ederek, "İnsanı kâmil olarak değerlendirebileceğimiz düşünce ve zihin; bir değirmen taşı gibidir. İçine gereken mısır tanesini atmadığınızda kendisini öğütmeye başlayacaktır. Çocuklarımızın bu ‘tahılsızlıktan’ dolayı kendilerini sindirmeye başladığı bir dönemden geçiyoruz" diye konuştu. İŞ BİRLİĞİNİN ÖNEMİ Trabzon Vali Yardımcısı Dr. Ali Yılmaz da bağımlılıkla mücadelenin günümüz toplumlarının en önemli sorunlarının başında geldiğini söyleyerek “Ulusal düzeyde bağımlılıkla mücadele planlarımız var. Bunları il ve ilçeler düzeyinde de takip ediyoruz. Mücadeleyi tüm kurum ve kuruluşların işbirliği ile yürütmek zorundayız. Arz yönlü mücadele daha çok suç boyutu ya da önleyici hizmetleri içerirken, talep tarafı ile mücadele için çok daha zorlu ve uzun perspektifli çalışmalar yapmamız şart. Strateji üretilmesi gereken asıl alan talep alanıdır. Talep olmazsa arz da olmaz” dedi. Trabzon İl Sağlık Müdürü Dr. Hakan Usta ise sahada üstlendikleri görev ve sorumluluklarla ilgili sunumda bulunurken, özellikle halk sağlığı birimlerinin işlevlerine dikkati çekti. Usta, mücadele sürecinde kurumlar arası iş birliğine süresiz destek vereceklerini söyledi. Panelde öğleden önce “Arz ve Taleple Mücadele”, öğleden sonra “Mücadelede Danışmanlık, Tedavi, Rehabilitasyon” ve “Mücadelede İletişim ve Koordinasyonun Önemi” şeklinde başlıklı oturumlar gerçekleştirildi. Sunumların sonunda görüntülü olarak canlı yayınla salona bağlanan Mert Kamçı isimli eski bağımlı süreci ve sonuçları anlattı. Daha önce tedavi gördüğü hastanede şu anda kamu görevlisi olarak çalıştığını aktaran Kamçı, “Benim çocuğum yapmaz şeklinde bir duygusal algı size hayati yanlışlar yaptırabilir. Özellikle ailelerden çocuklarını yalnız bırakmamalarını istiyoruz” dedi. Program toplu fotoğraf çekimi ile sona erdi. -
01.03.2024
Rektörümüz Öğrenci Kulüpleriyle Buluştu
Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, beraberinde Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Atilla Çimer, SKS Dairesi Başkanlığı yetkilileri ile birlikte öğrenci kulüpleri başkan ve üyeleri ile kahvaltıda bir araya geldi. Kulüp yöneticileri ile hasbihalde bulunup öneri ve taleplerini dinleyen Rektör Âşıkkutlu, “Sayıları 40’a ulaşan üniversite kulüplerimizin ve öğrencilerimizin daima yanındayız. Çünkü biz idarede ‘yönetim’ değil, ‘yönetişim’ felsefesini benimsiyoruz” dedi. STK VURGUSU Yenilenerek hizmete açılan Üniversitemiz Merkez Fatih Kampüsü Yemekhanesinde Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığımızın organizesinde gerçekleştirilen programda öğrencilere hitap eden Rektörümüz, “Önce dünyayı sarsan pandemi, ardından yaşadığımız büyük deprem sebebiyle sizlerden uzak kaldık. Bu süreçte bir kez daha anlaşıldı ki siz değerli öğrencilerimiz, kampüslerimizin süsüdür. Hamdolsun şimdi gençlerimizle yeniden buluşmanın mutluluğunu yaşıyoruz. Kulüplerimizi de üniversitemiz bünyesinde adeta birer sivil toplum örgütü gibi görüyoruz” dedi. KÜRESEL DEĞİŞİMİN ETKİSİ Öğrenci kulüplerinin etkinlikleri sayesinde öğrencilerimizle birebir ve etkili iletişim kurabildiğini belirten Rektörümüz Âşıkkutlu, "Yönetim olarak kulüp tüzükleriniz doğrultusunda yapacağınız etkinliklerde elden gelen her türlü desteği size veriyoruz, vermeye devam edeceğiz. Nitekim içinde bulunduğumuz, bilişim ve iletişimin çok hızlı geliştiği dijital çağda yaşanan değişim ve dönüşüm karşısında yapabileceğiniz çok önemli faaliyetler var. Zira Dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen bir olay veya gelişme tüm dünyaya hızla yayılıyor ve çok önemli etkilere yol açabiliyor. Bu etkiler karşısında kulüplerimizin yapabileceği önemli faaliyetler var. Ayrıca, öğrencilerimizin kariyer gelişiminde kulüplerimizin önemi çok büyük” diye konuştu. HİÇBİRİNİZ BİZDEN AYRI DEĞİLSİNİZ Üniversiteyi yönetim değil, ‘yönetişim’ anlayışıyla idare etmeyi amaçladıklarını söyleyen Âşıkkutlu, kulüplerden birbirlerinin faaliyet alanlarına saygı göstermelerini isteyerek sözlerini şu şekilde tamamladı: “Kulüplerimizin faaliyetleri ile Atilla Hocamız ilgileniyor. Hocamız bu konuları hem iyi biliyor, hem de yakından ilgileniyor. Huzurlarınızda kendisine ve Sağlık, Kültür ve Spor Daire Başkanlığımızda çalışan mesai arkadaşlarıma teşekkür ediyorum. Sizin, kulüp olarak yaptığınız faaliyetler, bizim faaliyetlerimizden ayrı değildir. Çünkü özellikle kalite süreçleri açısından yapılan değerlendirmelerde faaliyetlerinizin bizim için büyük önemi var." ÇİMER: HUKUKİ ÇERÇEVEDE KALIN Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer de yaptığı konuşmada, faaliyette bulunan 40 öğrenci kulübünün tamamına özel önem atfettiklerini, kulüplerin her birinin kendi faaliyet alanlarıyla ilgili ayrı birer tüzüğe sahip olduğunu vurgulayarak, faaliyetlerinizi öğrencilerimizin kişisel gelişmelerine uygun olarak formüle edin. Hukuk sistemi içerisinde kalarak, tamamen üniversitemizin ve öğrencilerin haklarını koruyarak, devletimizin, milletimizin ve öğrencilerimizin yararına ve üniversitemizin stratejisine uygun olarak etkinlikler gerçekleştirmenizi bekliyoruz. Bu anlamda kampüse, gençliğe, eğitim-öğretim faaliyetine çok yönlü katkı yapacak etkinlikler istiyoruz. Biz de aynı hukuk sistemi çerçevesinde maddi, manevi ve idari desteği sağlayacağız. Sizden gelecek öneri ve talepler de bu aşamada çok önemli” dedi. Kulüpler adına söz alan öğrenciler, değişik konulara ilişkin görüş ve taleplerini dile getirdiler. Trabzon Üniversitesi Öğrenci Konseyi Başkanı Celal Kokoğlu, kulüpler ve öğrenciler adına üniversite yönetimine teşekkür etti. Etkinlik Rektörümüz Âşıkkutlu ve beraberindekilerin öğrencilerle birlikte toplu fotoğraf çekilmesi ile sona erdi.
Toplam 553
Okunma Sayısına Göre Haberler :::
-
2450 kez okundu
Trabzon Tanıtım Günlerinde Üniversitemiz Standına Yoğun İlgi
Altındağ Başkent Millet Bahçesi’nde (AKM) 25-28 Nisan 2024 tarihleri arasında gerçekleştirilen Trabzon Tanıtım Günleri’nde Üniversitemiz, Trabzon’u başarıyla temsil etti. Standımızda Üniversitemizin tanıtımı yanında ziyaretçiler, Trabzon hakkında da bilgilendirildi. Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, yoğun ilginin olduğu tanıtım standımızda gelen misafirlerle tek tek ilgilendi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Trabzon Milletvekilleri Mustafa Şen, Adil Karaismailoğlu, Vehbi Koç, Yılmaz Büyükaydın, Kazakistan Kültür Eski Bakanı Dussanbay Kasseınov, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Av. Ahmet Metin Genç, Yükseköğretim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Hüseyin Karaman, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Milli Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Seyfullah Hacımüftüoğlu, İçişleri Bakanlığı Genel Sekreteri Ömer Seymenoğlu, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Doğu Karadeniz Projesi Bölge Kalkınma İdaresi Başkanı (DOKAP) Hamza Gültekin, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurulu Üyesi Nurettin Şar, ilçe belediye başkanları, Başkent Trabzon Dernekler Federasyonu Başkanı Ali Hacıfazlıoğlu ve çeşitli üniversitelerin akademik-idari personeli ile çok sayıda öğrenci Üniversitemiz standını ilgiyle takip eden ziyaretçiler arasında yer aldı. Üniversitemiz Kurumsal İletişim Direktörü Öğr. Gör. Göksel Çelenk, Kurumsal İletişim Direktörlüğü Etkinlik Birimi Sorumlusu Öğr. Gör. Beyza Beşikci, Kurumsal İletişim Direktörlüğü Prodüksiyon Birimi Sorumlusu Öğr. Gör. Peyami Sefa Karabacak’tan oluşan tanıtım ekibi, ziyaretçilerden gelen soruları yanıtlayarak istek ve talepler noktasında onlara yardımcı oldu. HEM TRABZON’U HEM ÜNİVERSİTEMİZİ TANITTIK Trabzon Tanıtım Günleri ile ilgili bir değerlendirmede bulunan Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, “Trabzon Tanıtım günleri gayet güzel geçti. Oluşturduğumuz standımızda üniversitemizin tanıtım materyallerini hazır ettik, gelen misafirlerimizi ağırladık ve onlara üniversitemizi tanıttık. Bu etkinlik hem Trabzon'un geneli açısından hem de üniversitemiz açısından önemli bir etkinlik oldu. Etkinliğin başkentte olması bizim için de son derece önemli bir avantaj oluşturdu. Bunu değerlendirerek gelen misafirlerimize hem Trabzon’u hem de üniversitemizi tanıtmaya çalıştık” dedi. "Trabzon Tanıtım Günleri" kapsamında Başkent Trabzon Dernekler Federasyonu yönetimi tarafından Rektörümüz Âşıkkutlu ‘ya plaket takdimi gerçekleştirildi. Rektörümüz Âşıkkutlu, etkinlik organizasyonu ve nazik hediyeleri için Başkent Trabzon Dernekler Federasyonu Başkanı Hacıfazlıoğlu ve yönetimine teşekkürlerini iletti. -
1735 kez okundu
Kontenjan Oranlarımızda Yüzde 100’lük Doluluk
YÖK tarafından ayrılan yeni kontenjan listelerinin ve doluluk oranlarının ilanının ardından Üniversitemiz geçen dönemin ardından bu yıl da yüzde 100’lük doluluk oranlarına ulaştı. Tercih edilen programlara yerleştirilme yüzdesi açısından toplamda 101,85’lik bir oranı ortaya çıkarken lisans programları için ayrılan Bin 370, önlisans programları için ayrılan Bin 280 kontenjan tamamen doldu. Trabzon Üniversitesi’ni tercih eden gençlere ve tercihlerine yön veren öğretmenlerle ailelere ayrı ayrı teşekkür eden Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, yeni öğrencilerinin şehir olarak Trabzon’u, üniversite olarak Trabzon Üniversitesi’ni tercih etmelerinden dolayı asla pişman olmayacaklarını dile getirdi. Trabzon Üniversitesi olarak 8 fakülte, 2 yüksekokul, 7 meslek yüksekokulu ve 1 devlet konservatuarının yanı sıra 11 araştırma merkezi ile yeni döneme hazır olduklarını ifade eden Rektörümüz “Bilimsel gelişimi ve insanı merkeze alan bir üniversiteyiz. 2023-2024 yükseköğretim dönemi itibariyle tüm programlarımız doldu. Tercihlerde kontenjanları aşan oranlarda taleple karşılaştık. YÖK tarafından bize atanan 2 bin 650 kontenjan için 2 Bin 699 tercih yapıldı. Sosyal tabanlı üniversiteler arasında akademik liderlik hedefimize yeni öğrencilerimizle ilerleyeceğiz. Bizi tercih eden öğrencilerimize şimdiden Trabzon’a ve Üniversitemize hoş geldiniz diyoruz” diye konuştu. Üniversitemize ait 2023-YKS Yerleştirme Sonuçlarına İlişkin Sayısal Bilgilere ulaşmak için tıklayınız. -
1115 kez okundu
Üniversitemiz Düzköy MYO İle Büyümeye Devam Ediyor
Üniversitemiz Düzköy Meslek Yüksekokulu, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından onaylandı. 2 Enstitü, 8 Fakülte, 1 Devlet Konservatuvarı, 2 Yüksekokul ve 6 Meslek Yüksekokulunu bünyesinde barındıran Üniversitemiz, geçen yıl kurulan Bilgisayar ve Bilişim Bilimleri Fakültesi’nden sonra yeni bir Meslek Yüksekokulu’na da kavuştu. Üniversitemiz Rektörlüğü’nün Yükseköğretim Kuruluna sunduğu “Düzköy Meslek Yüksekokulu” açılması yönündeki teklifi, Yükseköğretim Kurulu Başkanlığı'nca uygun görülerek onaylandı. Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, yaptığı açıklamada: “Üniversitemiz Rektörlüğünün, 05.11.2021 tarihli Düzköy Meslek Yüksekokulu kurulması konusundaki teklifi, 09.05.2023 tarihli Yükseköğretim Genel Kurul toplantısında incelenmiş ve 2547 sayılı Kanun'un 2880 sayılı Kanun'la değişik 7/d-2 maddesi uyarınca, söz konusu teklif uygun görülerek Düzköy Meslek Yüksekokulu kurulmuştur. Düzköy Meslek Yüksekokulu Üniversitemize, Düzköy’ümüze ve şehrimize hayırlı olsun. Başta Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan olmak üzere YÖK Başkanımız Sayın Prof. Dr. Erol Özvar ve bu süreçte katkısı bulunan herkese en kalbi şükranlarımı sunuyorum. Hedeflerimiz arasında bulunan diğer akademik birimlerin de kurulması için çalışmalarımızı sürdürüyoruz.” dedi. -
980 kez okundu
Üniversitemiz 11’i Yeni Toplamda 59 Programa Öğrencilerini Bekliyor
Üniversitemiz, kampüs altyapısını iyileştirmeye ve eğitim-öğretim kalitesini yükseltmeye yönelik yoğun çalışmaların yanı sıra, yeni programlar açarak öğrenci sayısını artırmaya ve dengeli büyümeye devam ediyor. 11 YENİ PROGRAMA ÖĞRENCİ KABUL EDİLECEK İktisadi İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nde Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi, Sosyoloji, Tarih, Uluslararası Ticaret ve Lojistik; Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu’nda Acil Yardım ve Afet Yönetimi, Yönetim Bilişim Sistemleri; Yabancı Diller Yüksekokulu’nda İngilizce Mütercim ve Tercümanlık; Çarşıbaşı Meslek Yüksekokulu’nda Bilgisayar Destekli Tasarım ve Animasyon, İnternet ve Ağ Teknolojileri; Tonya Meslek Yüksekokulu’nda Tıbbi Görüntüleme Teknikleri ile Tıbbi Laboratuvar Teknikleri programlarına bu yıl ilk defa öğrenci kabul edecek olan Trabzon Üniversitesi, bölgenin akademik, sosyo-kültürel, ekonomik, sağlık ve bilişim açısından gelişmesine önemli katkılar sağlayacak. BÖLGESEL VE KÜRESEL TRENDLER VE BEKLENTİLER DOĞRULTUSUNDA HAREKET EDİYORUZ Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “İktisadi, İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi’nde 4, Uygulamalı Bilimleri Yüksekokulu’nda 2, Yabancı Diller Yüksekokulu’nda 1, Çarşıbaşı Meslek Yüksekokulu’nda 2, Tonya Meslek Yüksekokulu’nda 2 olmak üzere toplam 11 yeni programa öğrenci kabul edeceğiz. Bilimsel ve akademik gelişmeler, bölgesel ve küresel trendler ve beklentiler doğrultusunda yeni programları öğrencilerimizin tercihlerine açtık. Dengeli, planlı ve istikrarlı büyümeyi merkeze alarak eğitim-öğretim faaliyetlerimizin şekillenmesi için gayret ediyoruz. Üniversitemizin ve şehrimizin ve ülkemiz gelişimi ve geleceği açısından son derece önemli olan yeni programlarımızın üniversitemize, şehrimize, bölgemize ve ülkemize hayırlı ve uğurlu olmasını temenni ediyorum. Nicelik yanında niteliğe de önem vererek 8 fakülte, 2 enstitü, 7 meslek yüksekokulu, 2 yüksekokul, 1 devlet konservatuvarı ile Üniversitemizi daha ileriye taşımak için gayretlerimizi sürdüreceğiz.” dedi. BİRİM ADI PROGRAMI ADI KONTENJAN İktisadi İdari Ve Sosyal Bilimler Fakültesi Siyaset Bilimi Ve Kamu Yönetimi 40 İktisadi İdari Ve Sosyal Bilimler Fakültesi Sosyoloji 30 İktisadi İdari Ve Sosyal Bilimler Fakültesi Tarih 40 İktisadi İdari Ve Sosyal Bilimler Fakültesi Uluslararası Ticaret Ve Lojistik 40 Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Acil Yardım Ve Afet Yönetimi 30 Uygulamalı Bilimler Yüksekokulu Yönetim Bilişim Sistemleri 30 Yabancı Diller Yüksekokulu İngilizce Mütercim Ve Tercümanlık 30 Çarşıbaşı Meslek Yüksekokulu Bilgisayar Destekli Tasarım Ve Animasyon 40 Çarşıbaşı Meslek Yüksekokulu İnternet Ve Ağ Teknolojileri 40 Tonya Meslek Yüksekokulu Tıbbi Görüntüleme Teknikleri 30 Tonya Meslek Yüksekokulu Tıbbi Laboratuvar Teknikleri 30 -
932 kez okundu
2023 Başvuru Dönemi Yükseköğretimde Hareketlilik Projelerimiz (KA171) Kabul Edildi
2023 dönemi Erasmus+ Ana Eylem 1 Bireylerin Öğrenme Hareketliliği - Programla ilişkili olmayan üçüncü ülkeler ile Yükseköğretim Öğrenci ve Personel Hareketliliği faaliyeti kapsamında sunulan proje tekliflerinin değerlendirme süreci tamamlanmıştır. Üniversitemiz Dış İlişkiler Kurum Koordinatörlüğü tarafından hazırlanarak Ulusal Ajansa sunulan 3 ayrı proje hibe desteği almaya hak kazanmıştır. Hibe desteği almaya hak kazanan projelere ait bilgiler şu şekildedir: ASYA BÜTÇESİ KATEGORİSİ Proje No: 2023-1-TR01-KA171-HED-000163097 Ortak Ülke: Hindistan BATI BALKANLAR BÜTÇESİ KATEGORİSİ Proje No: 2023-1-TR01-KA171-HED-000163097 Ortak Ülke: Kosova DOĞU ORTAKLIĞI BÜTÇESİ KATEGORİSİ Proje No: 2023-1-TR01-KA171-HED-000163097 Ortak Ülke: Gürcistan Her bir proje kapsamında personel ders verme hareketliliği, personel eğitim alma hareketliliği ve öğrenci staj hareketliliklerinin yürütülmesi planlanmıştır. Ulusal ajans tarafından hibe sözleşmelerinin imzalanmasının ardından ilgili projeler için başvuru ilanlarına çıkılması beklenmektedir. Erasmus+ KA171 projesi kapsamında başvuru sahibi olarak görev üstlenen Dış İlişkiler Kurum Koordinatörü Doç. Dr. Zuhal Dinç Altun, projenin kabulü vesilesiyle süreçteki desteklerinden dolayı Rektörümüz Sn. Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu’ya teşekkürlerini iletti. Altun, Projenin oluşturulması, sisteme yüklenmesi ve iş birliklerinin sağlanması hususunda ise Dış İlişkiler Kurum Koordinatör Yardımcılarını ve ilgili birimde görev yapan Öğretim Elemanlarını tebrik ederek başarılarının devamını diledi. -
743 kez okundu
Yapay Zeka ve Robotik Kodlama Merkezi Resmi Törenle Açıldı
Üniversitemiz bünyesindeki Yapay Zeka ve Robotik Kodlama Merkezinin açılışı Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır’ın katılımı ile düzenlenen görkemli törenle gerçekleştirildi. Bölgede tek olma özelliğini taşıyan Üniversitemiz Yapay Zeka ve Robotik Kodlama Merkezi, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır tarafından açıldı. Açılış programından önce Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde düzenlenen törende bir konuşma yapan Bakan Kacır; gençliğe, geleceğe ve teknolojiye yatırımı artırarak sürdüreceklerini söyledi. Açılış programına Bakan Kacır’ın yanı sıra önceki dönem ulaştırma bakanı olan Trabzon Milletvekili Adil Karaismailoğlu, Vali Aziz Yıldırım, Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, ilçe kaymakamları ve belediye başkanları, mülki erkân ve il müdürleri, sivil toplum kuruluş temsilcileri, Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, Avrasya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Füsun Terzioğlu, DOKA Genel Sekreteri Kemal Akpınar ile çok sayıda akademisyen, öğrenci ve davetli katıldı. Konukları programın evsahibi olarak ağırlayan Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, açılış töreninde yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan öncülüğünde başlatılan Milli Teknoloji Hamlesi çerçevesinde üstlendiğimiz akademik sorumlulukla Trabzon Üniversitesi olarak bu hamleye var gücümüzle katkıda bulunma azmi ve kararlılığı içinde bölgemizde ilk olma özelliği taşıyan Yapay Zekâ ve Robotik Kodlama Merkezimizde AR-GE temelli proje eğitimlerimize başlamış bulunmaktayız. Bu Merkezimizde hâlihazırda 150’den fazla modern ve yenilikçi makine ve teçhizat, yeni nesil 3 ayrı laboratuvar, tam donanımlı çekim stüdyosu, sosyal alanlar, teknolojik ofisler ve destek üniteleri mevcuttur. İlk kursiyerlerimiz akademisyenlerimiz ve üniversite öğrencilerimiz oldu; ikinci aşamada bölgemizdeki gönüllü genç gruplarla teknolojiye yeni projeler kazandırmak için çalışıyoruz. Paydaşlarımızla birlikte merkezimizde gerçekleştirilecek AR-GE temelli projeler, robotik kodlama ve yapay zekâ alanında eğitim hizmetleri ve danışmanlık faaliyetleri neticesinde ülkemizdeki teknolojik bilgi ve birikimin artırılması, üniversite-sanayi işbirliklerinin geliştirilmesi, veriye dayalı politikalar belirlenmesi ve gençlerin yapay zekâ alanında istihdamının desteklenmesiyle ülkemizin Milli Teknoloji Hamlesine katkı sağlama azmindeyiz." Rektörümüz şöyle devam etti: "Merkezimiz bünyesinde bulunan Elektronik ve Robotik, Yapay Zekâ, Medya ve İçerik Geliştirme atölyeleri ile her türlü işbirliği, bilimsel araştırma ve geliştirme faaliyetlerine hizmet verme çabasındayız. Üniversitemiz bünyesinde 2024-2025 yılında eğitim-öğretime başlaması planlanan Bilgisayar ve Bilişim Bilimleri Fakültemizde yer alan Yapay Zekâ Mühendisliği, Yazılım Mühendisliği, Bilgisayar Mühendisliği ve Dijital Oyun Tasarımı bölümleri için açılışını gerçekleştirdiğimiz bu merkez, bir AR-GE laboratuvarı görevi de üstlenecektir. Bilgisayar ve Bilişim Bilimleri Fakültemizdeki özellikle Yapay Zekâ Mühendisliği ve Dijital Oyun Tasarımı bölümleri bölgemizde ilklerden olmaları özelliği ile öne çıkmaktadır. Verinin işlenmesi ve anlamlandırılması noktasında önemli bir adım olarak YÖK tarafından Büyük Veri Projesi kapsamında 8 pilot üniversiteden biri olarak seçilen Üniversitemiz “Büyük Veri ve Yapay Zekâ Koordinatörlüğü” bünyesinde çalışmalarını sürdürmektedir. Dijital dönüşüm ve çağın gerekliliklerini yakalama noktasında önemli gördüğümüz bir diğer çalışma konumuz ise Dijital Dönüşüm ve Yazılım Alanıdır. Tüm bu birimlerimiz ve Ar-Ge faaliyetlerimiz ile Milli Teknoloji Hamlesine katkı sunma ve bu hamleyi daha da ileriye taşıma gayretindeyiz." Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı ile birlikte Ülkemizin yüz akı Teknofest etkinliklerinde baştan beri paydaş üniversite olarak aktif rol aldıklarını hatırlatan Âşıkkutlu, "2021 yılında biri en iyi sunum kategorisi, diğeri İnsanlık Yararına Teknolojiler kategorisi olmak üzere Teknofest yarışmalarında 2 adet birincilik ödülü aldık. Bu ödüllerin sayısını bu destekler ve özgün projelerimiz sayesinde artırma hedefindeyiz. Yine bu kapsamda bölgemizdeki büyük bir açığı giderecek olan Sporda Performans Değerlendirme ve Yetenek Seçimi Uygulama ve Araştırma Merkezimizi Sanayi ve Teknoloji Bakanlığımız, Gençlik ve Spor Bakanlığımızın destekleri ve Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin iş birliğinde faaliyete geçmiş bulunmaktadır. Merkezimizde disiplinler arası bilimsel ve teknolojik araştırma ve uygulama faaliyetleri, yetenek ve performans analizi ile ilgili sorunların çözümüne yönelik yöntem ve önerilerin geliştirmesi kapsamında faaliyetler sürdürülmektedir. Başta Saygıdeğer Sanayi ve Teknoloji Bakanımız Mehmet Fatih KACIR şahsında önceki bakanlarımıza ve ekiplerine, Gençlik ve Spor Bakanlığımıza, Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı yönetici ve çalışanlarına, süreçte emeği bulunan tüm paydaşlarımıza ve çalışma arkadaşlarıma şahsım ve Üniversitem adına yürekten teşekkür ediyorum. Merkezimiz hayırlı olsun” diye konuştu. KACIR: EN BÜYÜK GÜCÜMÜZ GENÇLİK Yapay Zeka ve Robotik Kodlama Merkezimizin açılışı için Üniversitemize gelen Bakan Kacır ise açılış töreninden önce yaptığı konuşmada şunları kaydetti: ‘Yapay Zeka ve Robotik Kodlama Merkezimizin açılışında sizlerle bir arada olmaktan büyük mutluluk duydum. Dünyada dijital teknoloji alanlarında muazzam değişimler yaşanıyor. Değer temelleri yenilikçi yaklaşımlarla şekilleniyor. Türkiye olarak dijitalleşmenin getirdiği bu yeni dünya düzeninde biz de insan kaynağı altyapısını inşa ediyoruz. Açılışını gerçekleştirdiğimiz merkez Karadeniz’in yeni bilim üssü olarak genç girişimciliği geliştirecek. Buradaki eğitimler ve sunduğumuz danışmanlık hizmetleri ile gençlerimizin geleceğin yeterliliklerine kavuşmalarını, dijital hedeflere ulaşmalarını hedefliyoruz. Son 21 yılda Cumhurbaşkanımız liderliğinde dev bir ar-ge ve yenilik sistemi inşa ettik. 270 bini aşan ar-ge personeli bunun odağında yer alıyor. Bunlar ülkemizdeki siyasi istikrarın ve kararlılığın eseridir. Dünyanın savaşlar, küresel salgınlar, iklim değişikliği, gıda ve hammadde krizleri ile boğuştuğu son 12 çeyrekte Türkiyemiz büyümesini aralıksız sürdürdü. Doğuştan elektrikli milli otomobilimiz Togg artık yollarda. Milli SİHA’larımızı geliştirdiğimiz gibi yapay zekayı da geliştireceğiz.” Yapay zeka teknolojisinin yaşamın birçok alanına hakim olmaya başladığını dile getiren Bakan Kacır şöyle devam etti: “Tıptan savunma sanayisine kadar birçok akıllı sistemin çekirdeğini yapay zeka oluşturuyor. Yaşamımızda her geçen gün daha derin ve dönüştürücü etkileri oluyor. Orta vadede yapay zekanın dünya ekonomisine 15 trilyon doların üzerinde bir katkı yapması öngörülüyor. Bunun aynı zamanda ekonomik bir dönüşüm aracı olduğunu söyleyebiliriz. Yapay zeka ve robotik gibi teknolojilerin bazı geleneksel işlerin yerini alması ile yeni iş gereksinimleri de ortaya çıkacak. Bu fırsatları herkes için erişilebilir kılmak istiyoruz. Türkiye Yüzyılını inşa ederken gençliği merkeze alıyoruz, TÜBİTAK bünyesinde Ulusal Yapay Zeka Enstitüsünü kurduk. KOBİ’ler ve ortak yatırım konsorsiyumları ile bu projeleri destekliyoruz. Ama biz insandan vazgeçmeyeceğiz. Nitelikli insan kaynağı arayışımız devam edecek. Kalkınma ajanslarımızın desteği ile Ekol-42 okullarını açtık. Buralarda ücretsiz yazılım eğitimi sunuyoruz. Nitelikli yazılımcı sayımızı artırıyoruz. TÜBİTAK desteği ile açılan bilim merkezlerimizde robotik kodlama ve programlara eğitimleri vererek gençliğimizi güçlendiriyoruz.” Kacır, Trabzon’a Trabzon Büyükşehir Belediyesi ile birlikte kazandırdıkları Özdemir Bayraktar Bilim Merkezi’nin çok önemli bir açığı kapatacağına vurgu yaparak şöyle konuştu: “Bilim merkezimizin de Trabzon’un çocuklarına, Trabzon’un gençlerine hayırlı uğurlu olmasını diliyorum. TEKNOFEST’te genç yazılımcı ve girişimcileri iş dünyası ile bir araya getiriyoruz. İdeallerini gerçeğe dönüştürmeleri için yenilikler sunuyoruz. Gençlerimizin iş gücüne katılmasını ve bölgesel gelişmeyi hedefliyoruz. Bu yamaçla oluşturduğumuz yatırımlar 400 milyon lirayı aştı. Trabzon Üniversitemizin Yapay Zeka ve Robotik Kodlama merkezine Bakanlık olarak ciddi destek sağladık. Bu ülkenin en büyük gücü genç ve dinamik nüfusudur. AB’nin ortanca genç yaşı 44 iken bizde ise bu yaş 32’dir. Rakiplerimizin önüne geçmemizi sağlayacak ana unsur, önündeki engelleri kaldırabilir ve onları donatabilirsek genç nüfustur. Her işimizde odak noktamız gençlik olmaya devam edecek. Milyar dolarlık şirketlerin kurucularına baktığımızda gençleri görüyoruz. Biz de Milli Teknoloji Hamlesi yolculuğumuzda gençlerimizi önde görmek istiyoruz. Gençlik Spor Bakanlığımıza, Trabzon Üniversitemize ve Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansımıza teşekkür ediyorum. Yapay Zeka ve Robotik Kodlama Merkezimizin hayırlı olmasını diliyorum.” Daha sonra beraberindeki heyetle birlikte merkezin açılış kurdelesini kesen Bakan Kacır, hem yapay zeka eğitimi alan yeni dönem kursiyerlerle görüştü, hem de merkezdeki robotların hareket yeteneklerini ilgiyle izledi. Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu tarafından Bakan Kacır’a çeşitli hediyeler takdim edildi. Program, sağanak yağmura rağmen yoğun ilgi ve katılımla gerçekleşti. -
717 kez okundu
Trabzon’un Fethindeki Büyük Sır: 100 Bin Kişilik Görünmez Ordu
Üniversitemiz tarafından düzenlenen 562. yıl dönümünde Trabzon’un Fethi ve Tarihsel Arka Planı adlı panel büyük ilgi gördü. Tarih Profesörü Kenan İnan: “Bizans Tekfuru, fetih ordusunu denizden bekliyordu. Fatih ise güneyden kuşların uçamadığı ormanlardan ve yamaçlardan inerek Trabzon’u aldı.” Moderatörlüğünü webinar sistemi üzerinden Üniversitemiz Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Nurettin Çakıcı’nın yaptığı Trabzon’un Fethi ve Tarihsel Arka Planı adlı panele Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi’nden Prof. Dr. Kenan İnan ve Marmara Üniversitesinden Doç. Dr. Hanefi Bostan katıldı. Trabzon’un fethinin 562. yıl dönümü nedeniyle bir araya gelen tarihçi akademisyenler, 26 Ekim olan fetih gününün 15 Ağustos şeklinde tespit ve tescilinden azınlıklara, Fatih Sultan Mehmed Han’ın siyasi zekasından Trabzon’un Türkleşmesine kadar birçok konuda aydınlatıcı ve çarpıcı bilgiler verdi. KONJONKTÜRÜN MÜKEMMEL OKUNMASI Fatih Sultan Mehmed Han’ın Trabzon’un fethini komutasındaki ordusu ile birlikte 15 Ağustos 1461’de gerçekleştirdiğini söyleyen Dr. Nurettin Çakıcı, Trabzon’un fethinin başlı başına bir siyaset dehası olarak okunması gerektiğini söyledi. Çakıcı, “Osmanlı yayılmacı ve işgalci değildir. Dünya düzenini esas alarak, Nizam-ı Âlem adına yola çıkmıştır. Fatih Sultan Mehmed de İstanbul’dan sonra fethettiği Trabzon’a bu doğrultuda Türk-İslam ülküsünü yerleştirmiştir. Fatih Sultan Mehmet Han’ın Trabzon planını ve fetih organizasyonunu incelerken büyük Osmanlı hakanının ne kadar öngörülü biri olduğunu görüyoruz. Bir başka deyişle; dönemindeki siyasal konjonktürünü mükemmel okuyan bir padişah olduğunu Trabzon’un fethinden anlayabiliyoruz. Fethin tarihinin 26 Ekim’den 15 Ağustos 1461’e alınması önemlidir. Bu tarih değerli hocalarımızın dikkatli çalışması ile belirlenmiş ve kesinleşerek literatüre girmiştir. Trabzon’un Hatay, Edirne, Mersin gibi ilelebet Türk kalacağından en küçük şüphemiz yoktur. Bu topraklar bize can verilerek, kan dökülerek bırakıldı. Her bir karış için ağır bedel ödendi. Vatan haline getirilen bu toprakları biz aynı şiar ve ülkü ile koruyacağız. Trabzon’un fethini idrak ederken geleceğe bu bilinç ve şuurla yön vereceğiz” ifadelerini kulandı. Erzincan Binali Yıldırım Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Genel Türk Tarihi Anabilim Dalından Prof. Dr. Kenan İnan da Fatih Sultan Mehmed Han’ın Trabzon’un fethini yıllar öncesinden planladığını belirttiği konuşmasında Fatih’in dehasını anlatırken birbirinden çarpıcı tarihi örnekler verdi. İnan programda şunları söyledi: TRABZON’DAN SONRA ROMA’YI ALACAKTI! “Sefer sırasında emek sarfetmiş, gazi olmuş, şehit düşmüş herkese minnetle rahmet diliyoruz. Onların bıraktığı vatan parçasında yaşamaya devam ediyoruz. Tarihi zaruretler bu fethi gerekli kılmıştır. 1461’in 8 yıl öncesinde Fatih, herkesin ittifakla bahsettiği gibi çağ açıp çağ kapatan İstanbul’un fethini tamamlamış, Doğu Roma’nın sonunu getirmişti. Ancak her ne kadar sonu gelse de Doğu Roma’nın; nam-ı diğer Bizans’ın Trabzon’daki Rum devleti ve Mora Yarımadasındaki despotlar vardı. Devletçikler vardı. Fatih ise Doğu Roma’nın tüm topraklarına hakim olmayı kafasına koymuştu. Devletçiklerin devamını sağlaması ya da onları ortada bırakması beklenemezdi. En önemli fetih sebebi buydu. İkincisi, zaten Fatih Sultan Mehmed Han, tüm tarihçilerin belirttiği gibi İstanbul’un fethinden sonra Karadeniz’i bir iç deniz haline getirmek istiyordu. Komutanları ve devlet adamları ile istişarelerinde özellikle Karadeniz’in kıyısındaki yerleşim yerlerinin neden alınmadığını anlamamıştı. Çevresine ‘Bana söyleyin, atam ve dedem bu toprakları neden fethetmedi’ diyordu. Bahsettiği yerler İsfendiyar, Amasra ve Trabzon’du. ‘Bu toprakların alınmaması benim huzurumu giderir’ diyordu. Buralardaki beylikler geçmişten geliyordu. Selçuklu döneminde işbirliği içindeydi. Potansiyel bir haçlı seferi oluşturabilir miyiz, şeklinde idealleri vardı. Avrupa’da bu meyanda görüşmeleri, girişimleri oluyordu. Fatih ise bir hamle önden gidiyordu ve bunu anlayarak harekete geçti. Kendisine ne işin var oralarda diyen annesine, ‘Bizim derdimiz toprak derdi değildir, toprak davası değildir; Allah rızasıdır. Bir İslâm devletinin başında bulunan şahıs, cihatla yükümlüdür’ demişti. Fatih Sultan Mehmed 1461’de sefere çıkarken aslında Trabzon planının 1453’te oluşturulmuş ve tamamlanması gereken faaliyet olarak ortaya çıktığını görüyoruz. Zaten İstanbul’un fethinden önce yaptırılan hisarlar, Karadeniz’e geçişin sınırlandırılması, buradaki potansiyel işbirlikçileri ve gayrimüslim güçlere hizmet eden devletçiklerin Osmanlı topraklarına katılması planlamasıydı. Kırım ve Boğdan seferlerine bakılınca da Fatih’in çok planlı bir şekilde bu amacına hizmet ettiğini görüyoruz. Ki, sonu da Otranto ve İtalya fethiydi ama ömrü vefa etmedi.” 100 BİN KİŞİLİK GÖRÜNMEZ ORDU İnan şöyle devam etti: “1461’den hemen öncesinde yola çıkarken Fatih’in nasıl hareket ettiği çok önemlidir; Osmanlı kaynakları ittifakla belirtir ki, ‘Bu sultan sefere çıktığında nereye gittiğini kimse bilmezdi.’ 1481’deki son seferine çıktığında Anadolu’ya olduğu malum oldu ama nereye olduğu malum olmadı, Fatih kimseye nereye gittiğini söylemezdi. Kişiliği ve komutanlığı özel tasvirler ister. En az 5-6 aylık, 150 bin kişilik bir orduyu yola çıkarıyorsunuz ve buradaki kimse nereye gittiğinizi bilmiyor. Nasıl bir komuta zinciri var ki sultanımız bilir diyor, nereye gittiğini bilmiyor ama sonuna kadar gidiyorlar. Bugünkü haberleşme imkanlarının hiçbirinin olmadığı şartlarda 6 aylığına insanları bilinmeze götürmek… Babası ile sorunları, Yeniçeri Ocağı’nın başkaldırıları, Kapıkulu krizleri içinde bunu yapabilmesi muazzam bir şey. Fatih Sultan Mehmed’in bu yönetimi altında şanslı bir padişah olduğunu da söyleyebiliriz. Komutanları çok iyiydi. Veziriazam Mahmut Paşa bunlardan biridir. Trabzon’u teslim alan kişidir. Donanma bu işin önemli parçasıdır. Fatih Nisan ayı başında sefere çıktığında yine çok enteresan bir şekilde taktiksel bazı adımlar attı, kafaya koyduğu Candaroğulları beyi İsmail beyin gardını düşürdükten sonra Ordu-Ankara civarına geldiğinde İsmail Bey’in oğlu tutuklanmış ve ordu bir anda Kastamonu’ya yönlendirilmiştir. Orada Sinop ele geçirilmiştir. Donanma da Sinop’a girince iki koldan burası ele geçirilmiş ve ordu Trabzon’a gidebilmiştir. Tarihi olarak bilinen şu; Trabzon’a güneyden Karadeniz dağlarını geçerek bir kuvvetin gelmesi çok mümkün olan bir şey değil. Dolayısıyla gelen donanma ile Trabzon’daki Rum güçlerinin birbirlerine bir şeyler atarak oyalanmaları söz konusuydu. Rum tekfuru nasıl olsa deniz bozacak fırtına çıkacak terk edip gidecekler diye düşündü, güneyden kimsenin geleceğini hesap edemiyordu. Çünkü bu zaten pek mümkün değildi. İki-üç sıra dağ vardı, iki bin ve üzerinde rakımda dağlar vardı. Bugün Zigana’yı 10 dakikada geçiyoruz. O gün eski yol bile yoktu. Torul ve civarı Rum beylerinin elindeydi. Osmanlı kuvvetlerinin güneyden gelip kimseye görünmemesi lazımdı. Fatih Trabzon üzerine doğru gelirken bilinmeyen yollardan geldi. Ordusunu iki kısma ayırdı. Kuş uçuşu ile mümkün olmayan yerlerden geçtiler. Ormanları aça aça geldiler. Sonraki yıllarda bakılıyor, Sumela kayıtlarında bölgeden herhangi bir Osmanlı kuvveti geçtiğine dair kayıt yok. Vazelon kayıtlarında da yok. Kabazitenler herhangi bir şekilde haber veremiyorlar. Torul’un bilgisi yok. 100 binin üzerindeki bir kuvvetle buradan geçiyorsunuz ama kimsenin haberi olmuyor. Fetihle biten bir zafer kazanıyorsunuz. Tekfur bir anda dev bir kara ordusunu karşısında görünce mahvolmuş… Onlar belli kayıtlarda 28 gün kuşatma oldu deseler de Gölçayırında kuvvetlerin birleşip geldiklerinde tekfurun iknası ile 15 Ağustos 1461’de Trabzon sulh yolu ile teslim alınmıştır. Görsellerde toplar tüfekler, çarpışmalar, çatışmalar gösterilse de bunlar kale nöbetçilerini korkutmak için yapılmış olabilir ama burası teslim alınmıştır. Bu, çok büyük bir zaferdir. Hemen fethin ardından görüyoruz ki şehrin hemen boşaltılması ve kendi insanlarımızın yerleştirilmesi söz konusu olmuştur.” 15 AĞUSTOS LİTERATÜRE GEÇTİ Fethin 1 yıl öncesine kadar 26 Ekim’de kutlandığına işaret eden İnan bu konuda da şunları kaydetti: “Fatih Sultan Mehmed, Türkistan Hakanı olarak İstanbul fatihi olarak tarihe damga vurduktan sonra Bizans ya da Roma ile ilişkisi olan tüm devletçikleri ortadan kaldırmıştır. Doğu Roma’nın bilinen tüm topraklarına tümü ile hakim olan bir padişahtır. Trabzon’un fethi 15 Ağustos 1461’dir. Trabzon fethedildiği tarihten günümüze kadar bir Türkistan toprağı olarak kaldı ve böyle devam edecektir. 1 yıl öncesine kadar fetih tarihi 26 Ekim olarak kutlanıyordu. 15 Ağustos 1461’in doğru fetih tarihi olduğunu, bunun da tarihi gerçeklere dayandığını, bu bilgileri daha fazla bir araya getirip sunduk. Bilim insanları ve tarihçilerle bir araya gelerek bunu literatüre taşıdık. Bilahare Türk Tarih Kurumu’na yazıldı. Emeği geçenlere teşekkür ediyoruz.” “TÜRKLEŞME”NİN DEMOGRAFİSİ Marmara Üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimlerinden Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hanefi Bostan da programda tarihi gelişimi, fetihten önceki beylik ve birlikleri anlatarak demografik kronoloji hakkında bilgiler verdi. 1486 tarih kaydında şehir nüfusunun 7 bin civarında olduğunu belirten Bostan, “Bunlardan sadece 2 bin 25’i Müslüman Türklerden oluşuyordu. Trabzon’a yerleşenlerin sürgün yolu ile yerleştirildiğini görüyoruz. Tacettinoğulları, Hacıemiroğulları (Bayramoğlu) ve Çepnioğulları beylikleri orta Karadenizde hükümranlık sürdü. Trabzon’a ilk yerleştirilenler Türkmenlerdir. Çepniler ağırlıktadır. Bunların bir kısmı Samsun’dan, bir kısmı Bafra’dan, Vezirköprü’den, Tokat’tan, Çorum’dan, Merzifon’dan, Amasya’dan sürgün edilenler olarak gelmişlerdir. İlk Müslüman Türk gruplar bunlardır. Kendiliğinden gelip yerleşenlerden olmuş. Özellikle Yavuz Sultan Selim şehzadeliği ve padişahlığı döneminde yoğun olarak Trabzon’a dışarıdan gelerek yerleştirilenler oldu. Buradaki Türkmenlerin önemli bir kısmını Of-Rize arasına yerleştirdi. Sanatçılar Akkoyunlular’ın hükümran olduğu Tebriz’den Trabzon’a ve İstanbul’a gelmiştir. 1710’lu yıllara ait bir kayıt bulduk; Of, Çaykara, Dernekpazarı bölgesine Yavuz tarafından Maraşlılar yerleştirilmiş. Buraya yerleştirilenlere genel olarak İslamiyeti anlatma ve bölgeye nüfus aktarma karşılığında Trabzon ve çevresindeki yaylaların kendilerine tahsis edildiğini görüyoruz.” Bostan sözlerini şöyle tamamladı: “Trabzon tarihinde lakaplar ve soyadların da genelden uzak, Trabzon’a özgü olduğu aşikardır. Özellikle Türkmen gruplarının varlıklarına şahit oluyoruz. Tımarlı sipahi olarak ya da bölge nüfusu olarak buraya yerleştirilmişler. Zaman içinde gayrimüslim nüfus da bölgeye yerleştirildi. Özellikle şehir merkezinde ve Rize çevresinde Kıpçaklar uzun süre hüküm sürdü. Bugüne kadar da geldiler. Benim babaannemin isimlerinden biri Çatlı’dır. 19. Yüzyılın ortalarında bu isim verildiğine göre Kıpçaklar günümüze kadar soylarını devam ettirmişler. Buradan Rumeli’ye de çok sürgün yapıldı, böylece gayrimüslimler sürülerek ve bölgeyi kendiliğinden terk ederek nüfus Türkleştirildi.” -
687 kez okundu
Üniversitemizde Çevre Farkındalığı Festivali
Dünya Su Günü, Sıfır Atık Günü ve Orman Haftası kapsamında Kampüsümüzde renkli bir festival düzenlendi. Programa katılan öğrenciler teorik ve pratik bilgiler alırken kampüs içerisindeki fidan dikim töreninde 100 meyve fidanı toprakla buluştu. Cumhurbaşkanlığı himayesinde iki kez buzulları ziyaret ederek Antarktika’da incelemelerde bulunan Prof. Dr. Raif Kandemir buzulların sürekli eridiğini belirtirken, “Birkaç yılda sular 58 metre yükselebilir, okyanusa kıyısı olan bütün ülkeler göç etmek durumunda kalabilirler” dedi. HEM TEORİK HEM PRATİK BİLGİLER Merkez Fatih Yerleşkesi Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde Üniversitemiz Sıfır Atık Koordinatörlüğü öncülüğünde düzenlenen festivalin ilk ayağında Söğütlü Ortaokulu ve İskenderpaşa Ortaokulu öğrencileri Su ve Sıfır Atıkla ilgili farkındalık uyandıracak uygulamalı etkinlikler gerçekleştirdiler. Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu’nun yardımcıları Prof. Dr. Atilla Çimer, Prof. Dr. Hasan Karal ve Prof. Dr. Hüseyin Serencam ile birlikte katıldığı etkinlikte Genel Sekreterimiz Doç. Dr. Ufuk Töman ile üniversitemiz akademik ve idari personeli de yer aldı. Etkinliği düzenleyen Sıfır Atık Koordinatörümüz Doç. Dr. Nazihan Ursavaş Dünya Su Günü, Uluslararası Sıfır Atık Günü ve Orman Haftası içerisinde bulunduğumuza işaretle şunları söyledi: “Dünyamız çevresel anlamda alarm veriyor. İklimler değişiyor. Nüfus artıyor. Kişi başına düşen kaynaklarımız azalıyor. Üç tarafı denizle çevrili ülke olsak da su sıkıntısı yaşayan ülkelerden biriyiz. Bu tehlikenin önüne geçmek için yeterince tedbir alamıyoruz. Artık az su ile yaşamayı öğrenmeliyiz. ‘Ağaç yaşken eğilir’ düsturu ile farkında bireyler yetiştirmekle işe başlayabiliriz” diye konuştu. Koordinatörümüz, bu anlayışla ortaokul öğrencilerini programa davet ettiklerini sözlerine ekledi. BUZULLAR ERİYOR KAYNAKLAR TÜKENİYOR Bilgilendirme ve sunum bölümünde, halen KTÜ Jeoloji Bölümünde görevli olan Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Raif Kandemir söz aldı. İki kez Antarktika’daki inceleme-araştırma ekibinde yer alan bilim insanı, “Antarktika’ya Yolculuk” başlıklı sunumuyla dünyanın içilebilir su rezervinin yüzde 65’ini barındıran kıtayı görsel projeksiyonla öğrencilere anlattı. Kıtanın soğuk, kurak, insansız ve son derece rüzgârlı olmakla birlikte sürekli eridiğini belirten Kandemir, “Antarktika’da ısı eksi 90 dereceye düşebiliyor. Kıtada Türk Bilim üssü adlı araştırma birimimiz var. Tüm ülkeler ‘Barış ve Bilim’ çatı ilkesiyle orada bulunuyor. Antarktika dünyanın damacanası. Sadece su için bile ülkelerin Antarktika’da olması gerekiyor. Buzullar sürekli eriyor. Son birkaç yılda kıta 219 milyar ton buz kaybetti. Bu böyle sürerse dünyadaki su seviyesinin yakında 58 metre yükseleceği ve okyanusa kıyısı olan bütün ülkelerin göç etmek durumunda kalacakları değerlendiriliyor. Bazı deniz canlılarının da soyu tükenecek. İnsanlığın suyu ve havayı zehirlemekten acilen dönmesi gerekiyor” dedi. KAMPÜS BAHÇESİNE 100 MEYVE FİDANI Daha sonra Recep Tayyip Erdoğan Üniversitesi Fen Bilgisi Eğitimi Anabilim Dalından Dr. Öğr. Üyesi Ayşe Aytar ile Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğünden Çevre Mühendisi Arif Yılmaz sıfır atık/kaynakların sürdürülebilirliği konularında sunum yaptı. TÜBİTAK 2204-A Lise Öğrencileri Araştırma Projeleri Yarışmasında başarılı olan öğrenciler projelerini anlattıktan sonra istasyonlarda düzenlenen etkinliklerde eğlenceli anlar yaşadı. Fuaye alanındaki Su Sergisi büyük ilgi görürken festivale katkı sağlayanlara Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu tarafından birer teşekkür belgesi takdim edildi. Festivalin sonunda Orman Genel Müdürlüğü’ne bağlı Trabzon Orman Fidanlık Müdürü Savaş Ayvaz ile ekibince temin edilen 100 meyve fidanı toprakla buluşturuldu. Akademisyenler, öğretmenler ve öğrenciler merkez kampüsümüz içerisindeki yeşil alana hep birlikte ağaç dikti. -
685 kez okundu
Üniversitemize İki Yeni Fakülte Kurulmasına Onay Verildi
15 Eylül 2023 Tarihli ve 32310 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Üniversitemiz bünyesinde iki yeni fakülte kuruldu. Böylece fakülte sayımız 9’a yükseldi. Yeni kurulan fakültelerle birlikte Üniversitemiz bünyesinde bulunan 9 Fakülte, 2 Enstitü, 1 Devlet Konservatuvarı, 2 Yüksekokul ve 7 Meslek Yüksekokulu ile akademik gelişimini sürdürüyor. Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, yaptığı açıklamada: “Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanı Kararı ile Üniversitemiz bünyesinde bulunan İktisadî İdari ve Sosyal Bilimler Fakültesi yerine bölgemizde ilk olan Siyasal Bilgiler Fakültesi ile İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi kurulmuştur. Üniversitemize, şehrimize ve ülkemize hayırlı olsun. Tensipleriyle yeni fakültelerimizin kurulmasına onay veren Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere, YÖK Başkanımız Sayın Prof. Dr. Erol Özvar ve ekibine, ilimiz milletvekilleri ve idari mercileri ile süreçte katkıları bulunan tüm paydaşlarımıza en kalbî şükranlarımı sunuyorum. Bölgesel kalkınma odaklı tematik üniversite anlayışı içinde dengeli ve istikrarlı büyüme hedefimiz doğrultusunda üniversitemizi geliştirecek yeni adımlar atmaya devam edeceğiz” dedi. -
618 kez okundu
Bekiroğlu Mutluluğunu Öğrencileri ile Paylaştı
Üniversitemiz Fatih Eğitim Fakültesi Türkçe ve Sosyal Bilimler Eğitimi Bölümü Türkçe Öğretmenliği Öğretim Üyesi-Yazar Prof. Dr. Nazan Bekiroğlu, 2023 yılı Cumhurbaşkanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülleri'nde “Edebiyat” dalında ödüle layık görüldü. Bekiroğlu büyük bir gurur yaşarken mutluluğunu öğrencileri ve sevenleri ile paylaştı. Odası adeta ziyaretçi akınına uğrayan Hocamızı kutlamak için gelenler koridora sığmadı. Prof. Dr. Nazan Bekiroğlu, kendisini bu ödüle layık görenlere teşekkür etti. “YAZARLIĞIN AĞIRLIĞI” Ödülün kendisini çok mutlu ettiğini belirten Nazan Hoca şunları söyledi: “Bu yıl 38. yılımdayım. Bu bana çok güzel bir sürpriz ve emeklilik hediyesi oldu. Cumhuriyet’in 100. yılında bir kadın yazar olarak beni ayrıca gururlandırdı. Benim asıl ödülüm öğrencilerim ve okurlarım. Onlarla olmaktan çok mutluyum. Bu ödül için okuluma, öğrencilerime, takdir edenlere, Cumhurbaşkanlığı Makamına ve Zat-ı Âlilerine teşekkür ediyorum. Sanatın bedeli çok ağır… Dünyaya bir daha gelsem acaba yazar olmayı tekrar seçer miydim, bundan çok emin değilim.” KAHRAMANLARA MİNNET Milletçe 100. yılını kutlamakta olduğumuz Cumhuriyeti tarihteki kahramanlarımıza borçlu olduğumuzu belirten Prof. Dr. Nazan Bekiroğlu, “Cumhuriyetimizi bize armağan eden başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bütün geçmiş kahramanlarımızı minnet, rahmet, özlem ve saygıyla anıyorum. Akademik tezlerim olan Halide Edip ve Şair Nigar Hanım başta olmak üzere bütün hemşirelerimi, tüm büyük annelerimi de yine aynı sevgi saygı ve minnet duygularımla andığımı da belirtmek istiyorum” ifadelerini kullandı. GENÇLERLE DUYGULANDI Kendisini, Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu ile üniversite yönetimimizin tebrik paylaşımlarının mutlu ettiğini dile getiren Bekiroğlu, ders arasındaki molalarında ziyaretçilerine zaman ayırmaya çalışıyor. Odası çiçek bahçesine dönen Bekiroğlu’nun zaman zaman duygusallaştığı gözleniyor. Eski ve yeni öğrencilerinin tamamına isimleriyle hitap ettiği dikkati çeken ödüllü yazara çiçek takdim eden Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu da başarısından dolayı Hocamızı kutladı. -
615 kez okundu
Gerçek Değerlerin Gözde Eseri “Karadeniz’de Hoca Olmak” Yayında
Üniversitemiz İslâmî İlimler Uygulama ve Araştırma Merkezi; Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçiş dönemine şahit olmuş hocalara yetişmiş olan kişileri bularak kendileriyle yapılan söyleşileri literatüre geçirdi… “Karadeniz’de Hoca Olmak” adlı kitap ve seri videolarda akademisyenlerin tabiri ile; “Trabzon fabrika gibi hoca üretip ülkeye dağıtıyor.” Trabzon Büyükşehir Belediyesi ile ortaklaşa sürdürülen ve Ankara, Bursa, Sakarya, Rize gibi şehirleri de kapsayan çalışma sonunda hem yazılı hem belgesel-video nitelikli eserler hazırlayan akademisyenlerimiz, benzeri olmayan proje ile popüler kültüre esir edilmeye çalışılan olumsuz “Karadenizli Hoca” algısının baştan sona değişeceğinin altını çiziyor. Erken Cumhuriyet döneminde dinî ilimlerin öğretilmesine ve yayılmasına öncülük etmiş hocaları tanıma imkânı bulmuş Trabzonlu hocalardan hayatta olan 40 kişi ile birebir görüşmeler yapan akademisyenlerimiz çok önemli belge ve verileri bir araya toplayarak literatür yayını haline getirdi. Çalışma ile bir taraftan Trabzon’un yetiştirdiği hocaların ülkenin milli-manevi varlığı ve kimliği üzerindeki önemli etkileri röportaj ve belgelerle ortaya konulurken, diğer taraftan popüler kültürle zedelenen Karadenizli hoca imajının tevatür anlatımlara dayanan hataların düzeltilmesine de ciddi bir yol açıldı. KİTAP, VİDEO, KISA TANITIM FİLMLERİ Trabzon Üniversitesi İslâmî İlimler Uygulama ve Araştırma Merkezi öncülüğünde hazırlanan “Karadeniz’de Hoca Olmak” adlı kitap Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nin desteğiyle yayım aşamasına geldi. Projede, kapsamlı kitap eserinin yanı sıra belgesel içerikli video ve kısa tanıtım filmleri de yer aldı. Çalışmanın sorumluluğunu üstlenen İslâmî İlimler Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Doç. Dr. Süleyman Gür proje hakkında bilgi verirken, “Osmanlı’nın son, Cumhuriyet’in ilk dönemlerinde ülke genelinde ilmî eğitim verenlere yetişmiş Trabzonlu hocalarımızla çeşitli illerde görüşmeler gerçekleştirdik. Hocalarımızın şahsiyetleri ile birlikte birbirinden önemli hizmetlerini ve eserlerini ortaya çıkardık. Bu hocaların son derece oturaklı, eğitici ağırlığını taşıyan insanlar olduğu gerçeğine tanık olduk. Eserin doğal çıktıları arasında Trabzonlu hocalar algısının popüler kültürün etkisinden kurtarılabileceği de yer aldı. Karadenizli hocalar hakiki manada ilmî konularda son derece ciddi beşeri münasebetlerde hazır cevap ve nüktedan. Kitabımızın içeriği aynı zamanda video kayıtları ile de yayımlanmakta olup umuyoruz ki literatürde kalıcı olacaktır” ifadelerini kullandı. Tam ismiyle “Karadeniz’de Hoca Olmak: Hatıralara Yansıyan Yönleriyle Yakın Dönemde Dinî Hayat” isimli belgesel nitelikli kitap ve video serisinin geçen yıl başlatılan hazırlık aşaması 536 sayfalık dev bir eser ve video filmlerle tamamlandı. Çalışmanın semeresi içinde ayrıca özel başlıklı kısa filmlerin de yer aldığını belirten Doç. Dr. Süleyman Gür devamla şunları söyledi: “Özellikle Osmanlı’nın son iki asrında Trabzon’dan yetişen hoca efendilerin ülkenin dini hayatında büyük etkisi olduğunu biliyoruz. Bu etkilerin izlerini içtimai ve medeni olarak görebilmek ve kendilerini tanıyıp onlardan temin edeceğimiz bilgi-belgelerle hem bugüne, hem de geleceğe ışık tutabilmek için geniş kapsamlı bir proje başlattık. O yıllarda Trabzon’dan çıkarak yurdun dört bir yanında eğitimler vermiş hocalarımıza ve onlarla çalışmış hocalara bizzat ulaştık. Trabzon Büyükşehir Belediyesi’nden bu konuda destek aldık. Paydaş olarak bize katkı veren belediye yetkililerimize teşekkür ediyoruz. Gerçekleştirdiğimiz görüşmelerin röportajlarını, videolardan seçilen özel fragmanları, videoların dökümünden oluşan proje kitabımızı ve genel değerlendirmeleri içeren tanıtıcı giriş yazımızı büyük bir heyecanla toplumumuza sunmaktan mutluluk duyuyoruz.” Projenin Trabzon’un yakın dönem yerel tarihi açısından önemli olduğu kadar Türkiye’nin son bir asırdaki dinî hayatına katkı sağlama noktasında önemli bir boşluğu doldurmuş olacağını vurgulayan Gür, “Bu anlamda beklentimiz ülkemizin farklı bölge ve şehirlerinde de benzer çalışmaların yapılmasıdır” dedi. PAYDAŞ KURUMLARA MÜTEŞEKKİRİZ Proje araştırmacılarından Doç. Dr. Eyüp Öztürk ise şu ifadeleri kullandı: “Çalışmamızda Trabzonlu hocalarımızın akademiye, dini hayata, sosyolojiye etkilerini araştırdık. Hocalarımızın o dönemde çalışma yapabilmeleri her bakımdan çok zordu. Hem eğitim yapıyorlar, hem de merkez siyasete dâhil olmayan bir vasatta çalışmalarını yürütüyorlardı. Dini ilimlerin tahsilini önemserken merkezi siyasetin hassasiyetlerini gözetiyorlardı. 60’lı yıllardan sonra hafızlık konusunda Trabzon’un rekor sayılara ulaştığını görüyoruz. Türkiye’nin birçok yerindeki Kur’an kurslarına bakıyoruz, Trabzon’da yetişen hocalar gidip bu kursları bizzat kurmuşlardır. Mülakat yaptığımız toplam 40 hocamız oldu. Böyle bir vakıa var, önemli hocalarımızın bir kısmı vefat edip gitmiş. Hayattakilerle bu vesile ile tanışmış olduk. Projeyi yürütürken desteğe ihtiyacımız vardı. İstanbul, Ankara, Bursa, Sakarya ve Rize gibi şehirlerde çekim ve görüşmeler yapmak için destek şarttı. Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu’nun istişare ve yönlendirmesi ile Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu ve belediyemizin Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanı Erdem Zekeriya İskenderoğlu bize ciddi destek sağladılar. Maddi olarak belediye sponsorluğumuzu da üstlendi. Belgesel nitelikli pakette ayrıca bölge hayatını anlatan 90 ayrı kısa tanıtım videolarımız da mevcut. Bunlara sıradan olmayan başlıklar koyduk. Bize belge teslim eden hocaların belgelerini belgesel nitelikli olarak görüntülere yerleştirdik.” 2 ASIR SONRA BUGÜNLERE ULAŞMAK Projenin ilk ortaya çıktığında bölgede hemen fark edilemeyebileceğini, ancak orta vadede çok ciddi katkılar sağlayabileceğini anlatan proje yürütücüsü Doç. Dr. Selim Demirci ise, “Her ne kadar yerel bir çalışma gibi gözükse de ilerleyen günlerde birçok kişi ve kurumun işine yarayacak örnek bir çalışma ortaya çıktı. Yüz yıllık birikimi birleştiren benzeri yapılmamış bir proje ortaya çıkmış oldu. Trabzon ve Karadeniz için kalıcı bir eser olması yönüyle 200 yıl sonra bölge ile ilgili bir çalışma yapacak olan araştırmacılar kaynakları canlı şekilde dinleyebilecek. Köyündeki insanların dönemin hocası ile diyaloğunu izleyecek. Hayatlarını, ilim düzeylerini ve manevi katkılarını belgeleriyle okuyup öğrenebilecek. Kitap ve videoların yanı sıra 90 kısa tanıtım filmi seçtik. Videolardan vurucu ve dikkat çekici bölümleri ele alarak teaser’lar da hazırladık. Uzun soluklu bir çalışma oldu. Dini kurum ve şahısları zan altında bırakacak, cevap hakkı doğuracak ya da siyasi içerik oluşturabilecek bölümleri kapsam dışı tuttuk. Resmi işler biraz yavaş yürüdüğü için zorlandık ama iki ayda 40 görüşme yaptık. Birçok ilde yüz yüze görüşmeler yapıldı, bu kişiler ülkemize sadece ilmî anlamda katkısı olan kimseler değildir; aynı bazı müesseselerin kurumsallaşmasına katkı sağlamışlardır. Mesela Diyanet’in kurumsallaşmasına Rıza Selimbaşoğlu ve Şükrü Öztürk hocaların ciddi katkıları olmuştur. Örneğin yine Trabzon İmam Hatip Lisesi’nin kuruluşunda nasıl bir tablo oluştuğu bu eserle ortaya çıktı. Bazı köylerin ilmî faaliyetlerde rağbet görmesini kolaylaştıran unsurları ve bazı ilim adamlarının medreselerden imam hatip okullarına geçişteki katkılarını ortaya koyduk. Cumhuriyet tarihinin ilk Kıraat İhtisas Kursu 1968’de Of-Uğurlu köyünde yapılmıştır. Osmanlı’dan Cumhuriyet’e geçişte insanların yeniye nasıl intibak sağladığı, var olan gelenekleri nasıl muhafaza ettiği ortaya çıkmış oldu. Projede görüştüğümüz hocaların tamamı proje ekibince belirlenen bazı kriterlere göre seçilmiştir. Medreseler, İmam-Hatipler ve Diyanet söz konusu olduğunda anlatacakları olan kişileri seçmeye çalıştık.” MEŞHUR MABETLERDE TRABZON İZLERİ Proje Araştırmacılarından Doç. Dr. Şenol Saylan da şunları dile getirdi: “Eserimiz bölgesel ve ulusal çapta literatüre büyük katkı verecek. Karadeniz ve İslamî İlimler denilince Of-Çaykara vadisinin ağırlığı biliniyordu. Ancak biz Trabzon’un her noktasından hocalara ulaştık. Türkiye’de cami denince akla ilk gelen bazı meşhur camilerin mihrabını dolduran hocaların Trabzonlular olduğunu ortaya çıkardık. Süleymaniye Camii’nde Süleyman Mollaibrahimoğlu, Sultanahmet Camii’nde Emrullah Hatipoğlu, Yıldız Hamidiye Camii’nde Abdullah Hatipoğlu, Ankara Hacı Bayram Veli Camii’nde Fikret Latifoğlu görev yapmışlar. Bu durum, Trabzon’un kıraat sahasındaki düzeyini gösterir. Trabzon’da kıraat eğitimi almış hocalar sadece imamlık yapmayıp ihtisas düzeyinde kıraat öğretimiyle de ilgilenmişlerdir. İstanbul Gözcübaba Camii’nde imam-hatiplik yapan Kurrâ-Hafız İbrahim Tanrıkulu hoca bu örneklerden birisidir.” NESİL OLARAK HEPSİNE MİNNETTARIZ Çalışmanın tarihe ışık tutarak geleceğe projeksiyon olacağını söyleyen proje araştırmacılarından Öğr. Gör. Ahmet Cevdet Karaca ise şunları dile getirdi: “Trabzon özelinde, Osmanlı’nın son dönemlerinde dikkat çekici bir şekilde bazı köylerde iki-üç ayrı medresenin var olduğu görülmektedir. Buralarda çok sayıda müderris bulunmuş ve talebe okumuş, bunların önemli bir kısmı da köyde yatılı olarak kalmışlar. Osmanlı’nın son dönemi ve Cumhuriyet döneminde din eğitimi daha ziyade sivil inisiyatifle; yani halkın katkılarıyla yürütülmüş. Talebelerin kimisi köylülerin boş olan evlerini tutup bir arada kalmış. Kimisi de ailelerin yanına yerleşip evin bir bireyi gibi 5-6 sene kalarak tahsil görmüşler. Bazen bir camide 15-20 kişi bir arada kalıyorlar!.. Biraz iddialı olacak ama Trabzon fabrika gibi hoca üretip ülkemizin muhtelif yerlerine dağıtmış. Bunun için sadece Ramazanlık için farklı şehirlere giden hocalara dair anlatımlar bile fikir verecektir. 60’lı yıllardan sonra imam-hatip okulları açılmaya başlanıncaya kadar bulunan tedrisat boşluğunu Trabzon çok iyi doldurmuş. Ferdî gayretlerle ve halkın desteğiyle köylerde eğitim kurumları açılarak köylüler tarafından desteklenmiş. Nesil olarak biz hepsine minnettarız.” Proje araştırmacılarından Fatih Topaloğlu da çalışmanın farklı bir yönüne değinirken şunları söyledi: “Bu çalışma İlâhiyat Fakültesi ve fakültede yapılan ihtisas kursundan mezun olan bursiyer üç öğrencinin katkı sunması açısından özel bir anlam taşıyor. Rabia Düzenli, Cansel Akgül ve Serpil Arslan isimli öğrencilerimiz de bizlere projenin farklı aşamalarında destek verdiler. Bu gibi çalışmaların farklı şehirlerde ve daha da geliştirilerek yapılmasının ülkenin yakın dönem hafızasını besleyeceğine inanıyoruz.” Projenin tanıtım sayfası ve içeriklere erişmek için tıklayınız. -
608 kez okundu
'Trabzon Üniversitesi Şanslı Doğmuştur’
Üniversitemizi ziyaret eden Yükseköğretim Kurulu Başkanı Sayın Prof. Dr. Erol Özvar, şehrin ismiyle müsemma Trabzon Üniversitesi’nin kadim birimler ve deneyimli hocalarla çalışma yönünden büyük avantajlara sahip olduğunu söyledi. Beraberindeki Yükseköğretim Kurulu Yürütme Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Naci Gündoğan ve Prof. Dr. Hüseyin Karaman ile birlikte çıktığı bölge üniversiteleri ziyaretleri çerçevesinde Üniversitemizi ziyaret eden YÖK Başkanı Prof. Dr. Erol Özvar, Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu ile görüştü. Senato Toplantısına başkanlık eden Özvar, akademik dereceleri ile öne geçmek isteyen üniversitelerden iletişim ve bilişim vasıflarını öne çıkarmalarını isterken, akademik başarının ödüllendirilmesi gerektiğine dikkat çekti ve “Bunun asla bir ayrıcalık olarak addedilmemesi gerekir” dedi. YÖK Başkanı Özvar başkanlığındaki heyeti yardımcıları ve dekanları ile birlikte karşılayan TRÜ Rektörü Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, konuk heyete üniversite kuruluş, kampüs ve planlamalar hakkında bilgi verdi. Trabzon Üniversitesi Senato Toplantısına katılan YÖK Başkanı, üst yönetim olarak üniversitelerden uluslararası düzeyde rekabet istediklerini söyledi. Özvar, “Trabzon Üniversitesi gerek tanınma, gerekse kadim birimlerde deneyimli hocalarla çalışma yönlerinden şanslı doğdu. Ayrıca şehrin ismiyle anılmak gibi bir imtiyaz ve avantajı var. Trabzon Üniversitesinin kuruluşunda böyle bir avantaj oluştu. Üniversitemiz şanslı doğdu“ diye konuştu. Özvar, şunları kaydetti: “Üniversitemiz yeni ama köklü üniversitelerden biri. Çünkü bünyesinde çok kadim fakülteler ve deneyimli hocalar var. Fakülteler, sektörler, fırsatlar ve endüstriler böyle doğar. Anadolu’da yeni üniversiteler kurulduğunda bu bir dezavantaj değil avantajdır, kadim bir üniversite geleneğini, örfünü, kültürünü oluşturmuştur. Trabzon Üniversitesi de böyle kadim hocaların içinde bulunduğu, diğer hocaların güç verdiği bir üniversitedir. Trabzon’un güzel bir tarihi var. Bu tarihle bütünleşen bir üniversitemiz var. Trabzon şehir olarak da iki devlet üniversitesi ile bir vakıf üniversitesini kaldırabilecek popülasyon ve demografiye sahip olmasıyla hem şehir hem de bölge açısından çok kıymetlidir.” TECRÜBE GÜÇTÜR Yeni kurulan birçok üniversitenin sürece bağlı olarak bazı zorlukları yaşadığına işaret eden YÖK Başkanı, bu gibi yüksek öğretim kuruluşlarının kısa sürede ciddi mesafe almasının beklenmediğini, ancak bünyelerinde tecrübeli hocalar bulunması halinde sürece daha kolay adapte olabildiklerini vurguladıktan sonra şöyle konuştu: “Hocalarınızın tecrübesi ve büyük üniversitelerde görev yapmış olmaları yeniliğin dezavantajını avantaja çevirmenizi sağlayacaktır. Dengeli bir büyüme ve gelişme ile şehrin büyümesine hizmet edeceğinize inanıyorum. Öğrenci ve hoca sayılarınızı yakından takip ediyorum. Rektör Hocamıza sürekli soruyorum. Dengeli ve planlı gelişmeye büyük önem veriyoruz. Bunu sağladığımız zaman Trabzon Üniversitesi İnşallah önümüzdeki yıllarda çok daha iyi yerlere gelecektir. YÖK sahasında bizim perspektifimiz şudur; okullarımızın kendi içlerinde geçmişte ve YÖK tarihinde olmayan bir vasıf kazanmasını istiyoruz. Bu vasıf, rekabet vasfıdır. Üniversitelerimiz kendi içlerinde, centilmenlik kurallarını aşmadan rekabet edecekler. İdare olarak biz de yönlendirme yaparken bu tatlı rekabeti her üniversiteye kazandırabilmeyi ön planda tutuyoruz. Hocalarımızda rekabet hissi olursa, rekabet içinde olduğu bilinci olursa üniversite yönetimleri ve akademisyenler üniversitelere daha fazla katkı sağlayacaktır. Performans biraz rekabetle kurulmalı. Bir sonraki aşamada bu rekabetin sadece ülkede değil, dünyada ön çıkması lazım.” PLANLI YÜRÜYÜN Üniversitelerin öne çıkmasında en önemli yöntemin etkili iletişim ve bilişim olacağını vurgulayan Özvar, senato üyelerine tavsiyelerde bulunurken güçlü iletişim fonksiyonları ile bilişim tekniklerinin üniversitelerde çok yönlülüğü ve öğrenci seviyesinin belirlenmesinde başat faktör olacağının altını çizerek. Üniversiteleri daha iyi yönetebilmek adına iletişim planlamaları yapabilmemiz lazım. Güçlü iletişime ihtiyaç var. Bu hem kurumun kendi içinde kendi paydaşları ile kendi unsurları ile hem de kurumun dış paydaşları ve muhatapları ile yürütülen projelerde, ilişkilerde fevkalade önemli. Bunun kadar önemli bir diğer husus, bilişim konusudur. Bu konuda üniversiteniz gerekli adımları atıyor, yakından takip ediyoruz ve biz de buna çok ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz.” NEWTON ÖRNEĞİ Trabzon Üniversitesi’nin ‘etrafını ihata eden özellikleri ile’ öne çıkmasını isteyen Özvar, “Üniversitelerde rotanın nereye yöneleceğine dair karar vereceği makam senatolardır. Sayın Rektörümüzün riyasetinde senatonuz bunlara kafa yorup çalışmak durumunda. Burada kural çok basit, kural çok belirleyicidir. Kim daha fazla üretiyor; bu kendini gösterir. Tabii ki bazı bölümler diğer bölümlere nispeten dezavantajlı olabilir. Buna rağmen birtakım vasıfları ile bazı programlar bölümler temayüz edebilir. Bu arkadaşlara, programa sahip çıkmak gerekir. Isaac Newton’ın ‘Ben devlerin omuzları üzerinde yükselen bir cüceyim’ sözü önemlidir. Bilimsel performansta ilerleyen arkadaşlara senato olarak sahip çıkmanız lazım. Bunun adı ayrım değil, teşviktir. Bir yerin kalitesi arttığı zaman emin olun diğer bölümlerin kalitesi de artacaktır. Üniversitelerin en büyük temsil makamı olarak senato ve yönetim olarak üstesinden geleceksiniz, biz de sizi destekleyeceğiz” şeklinde konuştu. DESTEK VE MİNNET Rektör Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu da yaptığı konuşmada “Üniversitemizde sizi ağırlamak bizim için çok önemli ve büyük bir anlam taşıyor. Ziyaretiniz bize gerçekten ayrı bir motivasyon sağladı. Bu vesileyle sizlere şahsım, üniversitem ve senatörlerimiz adına en derin şükranlarımı sunuyorum. Üniversite olarak sizlerin destekleriyle dengeli bir şekilde büyüyoruz ve yine sizlerin desteğiyle bunu sürdüreceğiz. Şimdiye kadar idari ve akademik olarak bize verdiğiniz güçlü destekten dolayı zat-ı âlîniz ve şahsınızda Sayın Kurul Üyelerimize minnettarız. Sizlerin riyaseti ve nezaretinde üniversitemiz inşallah çok daha iyi yerlere gelecektir” dedi. YÖK Başkanı ve beraberindeki Heyet daha sonra bir dizi inceleme ve açılış programına katılmak üzere üniversitemizden ayrıldı. -
588 kez okundu
Kurumsal Değerlendirme Raporlarımız Açıklandı
Üniversitemizin 2023 Yılı iç ve dış kurumsal raporlarının paylaşıldığı toplantı Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu başkanlığında gerçekleştirildi. Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu toplantıda yaptığı konuşmada şunları söyledi: “Bugün burada önemli bir konu üzerinde sizleri bilgilendirmek, sizlerin desteğini daha etkin bir şekilde almak ve bu süreçleri daha etkin bir şekilde yürütebilmek için bir toplantı düzenledik. Kurum içi değerlendirme süreçleri ile ilgili olarak sizlerle bu toplantıyı yapmamızın temel nedeni sürecin sadece rektörlük düzeyinde ele alınıp sonlandırılacak bir durumun ötesinde olmasıdır. Bütün programlardan anabilim dallarından başlayıp bize gelecek verilere göre bizim de bunları işleyip üst makamlara sunacağımız şekilde sizlerle birlikte olmayı uygun gördük. Malumunuz, artık üniversiteler iç ve dış değerlendirme kriterleri ile değerlendiriliyor. Üniversite kelimesinin kelime anlamına baktığımızda evrensel birer akademik kurum olarak sadece ülkede değil, ülke dışında ve dünyada görünür, tanınır, bilinir olma yolunda adımlar atması gerekiyor. Trabzon Üniversitesi olarak en köklü birimlerin bizde olması hasebiyle görünürlük sürecinde hak ettiğimiz yerde olmamız için bu toplantı son derece önemli. Bu süreç hep birlikte ortak çalışma ile ortak bir bilinçle, ortak çaba, enerji ve sinerjiyle yürütülebilecek ve sonuç alınabilecek bir süreçtir. Üniversitemizin şu anda nöbetinde olan bir rektör olarak sizden ricam, elinizden gelen en üst düzey katkıyı vermenizdir. Alacağımızın güzel sonuçların yansımaları ortak başarımız ve sevincimiz olacaktır. Üniversitemizin geleceği için hayati önem arz edecektir. Önemli düzeyde bir katılım sağladığınız ve bizi yalnız bırakmadığınız için size teşekkür ediyorum. Bize vereceğiniz desteğin hiyerarşik kademelere de dikkat ederek artmasını bekliyoruz. Buna bir bürokratik anlam yüklemiyorum, en küçük birimden rektörlüğe kadar tümevarım yöntemi ile gerçekleşecek bir süreçtir. Anabilim dalında, programda, bölümde ya da birimde bir çalışma yaptığınızda biz de onu en üst düzeyde birleştirerek mercilere sunacağız. Ortaya çıkacak sonuçlar hepimizi mutlu edecek sonuç olacaktır. Kalite süreçleri ile yakından ilgilenen rektör yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer hocamız bize yol yordam göstermiş olacak ve süreçleri özetleyecek. İstişare niteliğindeki bu toplantının başarılı sonuçlara varmasını niyaz ediyorum. Bu çalışmaya verdiğiniz ve vereceğiniz destek için şahsım, üniversitem ve çalışma ekibim adına hepinize teşekkür ediyorum.” Daha sonra sunum için söz alan Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Atilla Çimer özetle şunları söyledi: “Üniversitemiz kurulduğundan beri YÖKAK bünyesinde devam ettirdiğimiz çalışmalar iki aşamalıydı. 2020 yılında bir dış değerlendirme sürecinden geçtik. 2023 yılında aynı takım tarafından bir izleme sürecine tabi tutulduk. Bunun sonucunda elde edilen rapor yayınlandı. Kurumsal dış değerlendirme raporumuz sonunda YÖKAK tarafından güçlü yanlarımız ve geliştirmeye açık yanlarımız değerlendirildi. Büyük oranda memnuniyetlerini saha ziyaretlerinde bize ifade etmişlerdi. Belirtilen birçok geliştirmeye açık alanın iyileştirildiğini raporlarında ifade ettiler. Bu demek değildir ki işimiz bitti; biliyoruz ki ‘mükemmel iyinin düşmanıdır.’ Sürdürülebilir bu süreçte daha iyiyi hedefliyoruz. İç değerlendirme raporumuzu da oluşturacağız.” YÖKAK’ın üniversiteleri Liderlik, Eğitim-Öğretim, Araştırma-Geliştirme, Toplumsal Katkı başlıklarında değerlendirdiğine işaret eden Çimer, “Yeni bir üniversite olduğumuz için bize özel öncelikler belirlediler. Bize ödevler verdiler. Yeni bir üniversite olmamız bakımından 4 başlıkta da genel puanlarımız iyi. Raporda özetle her başlık için önemli oranda iyileştirme yaptığımız değerlendirildi. Bunlar güçlü yönlerimiz olarak gösterildi. Liderlik anlayışının ve koordinasyon kültürünün yerleşmeye başladığı vurgulandı. Üniversitemizin; değişim ihtiyacı farkındalığı ve değişimin yöntemlerinin bulunması, kurumun kamuoyuyla paylaşılan kuruma özel misyon vizyon ve politikalarının belirlenmiş olması konularında da iyi izlenimler aldı. Doğal afetlerle ilgili üniversite olarak bir koordinatörlük oluşturduk. Bağımlılıkla ilgili yoğun çalışmalarımız oldu; artık bir Bağımlılıkla Mücadele Koordinatörlüğümüz var. Dijital dönüşüme büyük ağırlık verdik. Bunlar somut örneklerimiz. Uzaktan Eğitim Merkezimizin etkinliği ve Robotik Kodlama Merkezimizde eğitimlere başlamış olmamız değerli bulundu. Geliştirilmeye açık yönlerimiz de var. Bunların bir kısmını YÖKAK ziyaretinin ardından iyileştirdik, iyileştirmeye devam ediyoruz. Hiç başlamadıklarımızı en kısa zamanda oluşturacağız. Bu aşamada uygulamalarımızı daha etkin izlememiz gerektiğini değerlendiriyoruz. Özellikle YÖK’e sunduğumuz katkı ve faaliyet algoritmasının kanıtlarını oluşturmak, personele hizmet içi eğitimler vermek, şeffaflık ve organizasyonun iyileştirilmesi gibi başlıklarda ödevler aldık, bunları birliktelik ruhuyla ve titizlikle tamamlayacağız” dedi. YÖKAK’tan geliştirmeye açık yönlerden öncelikli olarak verilen başlıklar şöyle sıralandı; - Kalite kültürünün yaygınlaştırılması ve işlevsel hale getirilmesi - Planla, Uygula, Kontrol Et, Önlem al (PUKÖ) çevriminin kullanılması - Öz değerlendirme raporlarının hazırlanması - Mezun Takip Sistemi’nin kurulması - İç ve dış paydaşların kalite süreçlerine dahil edilmesi - İdari personelin performanslarının değerlendirilmesi - Web sayfasındaki bilgi eksikliklerinin giderilmesi Toplantıda ana sunumu gerçekleştiren Prof. Dr. Atilla Çimer toplantının sonunda Kurumsal İç Değerlendirme Raporunun tüm akademik ve idari birimler ile uygulama ve araştırma merkezileri ve koordinatörlükler tarafından hazırlanmasına yönelik temel usul ve esaslar ile ilkeler hakkında somut örnekler ile birlikte bilgilendirme yaptı. 2023 yılı Kurumsal İç Değerlendirme Raporu hazırlanma süreci ve takvimine yönelik plan ve beklentileri anlattı. Yaklaşık iki saat süren toplantı, katılımcıların sorularının cevaplanmasıyla sona erdi. -
558 kez okundu
Üniversitemiz Öğrencileri ile Buluşan KKTC Cumhurbaşkanı Tatar'dan Birlik Vurgusu
Üniversitemizi ziyaret eden Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezimiz ile Ortahisar Belediyesi’nin birlikte düzenlediği “Kariyer Söyleşisi” konulu geniş içerikli sohbet etkinliğinde Trabzon Üniversitesi öğrencileri ile bir araya geldi. Önce Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu tarafından Üniversitemiz Merkez Yerleşkesinde ağırlanan konuk Cumhurbaşkanı, daha sonra beraberindeki heyetle birlikte Akçaabat ilçe merkezindeki Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültemize geçti. Burada Üniversitemiz Kariyer Geliştirme Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Öğr. Gör. Recep Çolak’ın açılış ve karşılama konuşması ile başlayan programın devamında Cumhurbaşkanı Ersin Tatar söz aldı ve gördüğü yakın ilgiden dolayı Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu ile genç öğrencilere teşekkür etti. Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Akçaabat Kaymakamı Ramazan Kurtyemez, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Trabzon Başkonsolosu Erek Çağatay, Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim, Üniversitemiz yönetimi, dekanlarımız ve akademisyenlerimizin yanı sıra siyasi parti il yöneticileri ve iş adamlarının da hazır bulunduğu programa öğrencilerimiz büyük ilgi gösterdi. Üniversiteli gençlere birlik beraberliğin önemini anlatan Tatar, Kıbrıs tarihi, Kıbrıs sorunu ve KKTC ile ilgili bilgi verirken şunları kaydetti: “Kıbrıs bizim için olduğu gibi Türkiye için de çok önemli ve değerli bir ada. Kıbrıs Türk Halkı Türkiye’ye minnettar. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü saygıyla anıyorum. Biz de Türk Halkı gibi her zaman onun izinden gitmekteyiz. KKTC olarak son dönemlerde eğitim alanında atılımlar yaptık. Turizmle birlikte eğitim yatırımlarının da gelişimini hedefliyoruz. Yakın geçmişte pandemi, savaşlar ve depremler bize de çok zor günler yaşattı. Yeni dönemde Türkiye’nin sağlayacağı gelişmelerin KKTC’ye de olumlu etkilerinin olacağına inanıyoruz. Bazıları kabullenmek istemese de KKTC bölgemizde bağımsız bir Türk devletidir. Türkiye’nin de desteğiyle başta Türk Devletleri Teşkilatı olmak üzere uluslararası alanda görünürlüğü ve tanınırlığının artması için bir dizi çalışma yürütüyoruz. Türkiye’den çıkarak Akdeniz’in altından adaya gelen temiz suyu hem evlerde hem de tarım alanlarında kullanıyoruz. Bununla birlikte KKTC bölgedeki enerji kaynakları açısından da önemli bir stratejik alanda yer alıyor. Daha büyük yatırım projelerinde de yer alabileceğiz. Özellikle Mavi Vatan ile ilgili olarak KKTC ile Türkiye’nin işbirliği ile yapılan anlaşmalarla yetki alanlarımız arttı. Hava sahası ve deniz güvenliği daha da iyi sağlandı. Bunun için birlik beraberliğimizi korumamızın daimi önemi var. Siz gençlere de birlik beraberliğinizi ilelebet sürdürmenizi tavsiye ediyorum.” Osmanlı Devleti’nin tarafından İngiltere’ye kiralanan adanın ilhak edilmesi sonrası Yunan adasına dönüştürülmek istendiğini, ancak Kıbrıs Türk Halkının mücadelesi sonrası Türkiye’nin büyük desteğiyle KKTC’nin bağımsız bir devlet olarak medeni dünyada yerini aldığını belirten Tatar, milli davalarının halen Türkiye ile birlikte sürdürüldüğünü, KKTC’nin her alanda geliştirilmesi ve uluslararası görünürlüğünün sağlanması için de çalıştıklarını vurguladı. Tatar şöyle devam etti: “Bölgede bağımsızlık barış güvenlik ve huzurun teminatıyız. Türkiye ile sarsılmaz bağlarımız var. Trabzon ile KKTC arasında da yakın bağlarımız var. 1974 sonrası bu bölgeden ülkemize yerleşen 30 bine yakın vatandaşımız bulunuyor. Kıbrıs’ın Osmanlı Devleti tarafından fethinin 500 yıla yaklaştı. Bu sürede ciddi bir birlik beraberlik sağlamayı başardık. Şimdi de KKTC’yi geleceğe emin adımlarla taşımak amacıyla her alanda Türkiye ile birlikte ciddi şekilde çalışmaktayız. Trabzon ile direkt uçuşların yeniden başlatılması sağlanırsa karşılıklı ilişkilerin her anlamda gelişeceğine inanıyorum. Kıbrıs Türk halkının büyük bedeller ödeyerek bugünlere geldiğini ve sizin de Türk Gençliği milli davanıza sahip çıkmanız gerektiğini asla unutmayın. KKTC’ye destek verin. Uluslararası temaslarda bizi savunun. Türkiye’nin ikinci yüzyılında önemli bir yere sahip olacaksınız. Kişisel gelişime önem verin.” Cumhurbaşkanı Ersin Tatar programın devamında, öğrencilerin sorularını da yanıtladı. Tatar gençlere eğitim, turizm, inşaat, yatırım ve tarım alanları ile ilgili detaylı bilgiler verirken KKTC’nin gelişen bir devlet olduğunu, çok sayıda ülkeden yatırım aldığını, bazı alanlarda sıkıntılar yaşansa da devletin gereken önlemleri almak için yasal düzenlemeler yaptığını anlattı. Tarımsal arazilerin korunması gerektiğini vurgulayan Tatar, KKTC’nin bağımsız, egemen bir devlet olarak yoluna devam edeceğini ifade etti. Konuk Cumhurbaşkanı ayrıca Kapalı Maraş açılımı, Pile-Yiğitler yolu yapımındaki sıkıntılar, KKTC’nin deniz yetki alanları, BM’nin tutumu ile ilgili öğrencilerin sorunlarını içtenlikle yanıtlarken öğrenciler, KKTC ziyareti taleplerini iletti. Programın sonunda Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’a özel bir tablo takdim etti. Gençlerden büyük alkış alan misafir Cumhurbaşkanı da çeşitli temas ve bilimsel organizasyonlar için geldiği Trabzon’da gördüğü ilgi ve yakınlıktan dolayı son derece memnun ayrıldığını dile getirdi.. -
557 kez okundu
"Depremler Değil Tedbirsizlik Öldürüyor"
6 Şubat Kahramanmaraş merkezli deprem afetinin 1. yıldönümü münasebetiyle Üniversitemizce düzenlenen “Afet Yönetimi Bakış Açısıyla 6 Şubat Depremleri” başlıklı panel ve anma etkinliğinde deprem gerçeği uzmanlarca masaya yatırıldı. Programda Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, “Gayretsiz niyet, tevekkül değil samimiyetsizliktir. Her türlü felaketlere karşı eğitim, teknik, yasal ve yapısal önlem ile sürekli sosyal hassasiyet içinde hep birlikte, bilinçle hareket etmeye mecburuz” ifadesini kullanırken Vali Aziz Yıldırım, “Millet olarak birlik ve dayanışma duyguları çok güçlü bir toplumuz. Duygusal davranış biçimlerine sahibiz ancak rasyonellik yanımız zayıf” dedi. Dr. Öğretim Üyesi Galip Usta ise, “Önümüzde bir İstanbul depremi gerçeği var. Arama-kurtarma personelimiz istediği kadar güçlü olsun, deprem olup bina yere çöktüğü zaman onun altından canlı çıkarmak çok zor bir iştir. Bunun için Bütünleşik Afet Yönetimi’ni etkin şekilde uygulamamız şart” vurgusunu yaptı. Kahramanmaraş merkezli depremlerde hayatını kaybeden vatandaşlarımızı anmak ve deprem farkındalığı oluşturmak için Trabzon Üniversitesi’nde düzenlenen programda protokol mensupları, akademisyenler ve öğrenciler bir araya geldi. “Afet Yönetimi Bakış Açısıyla 6 Şubat Depremleri” başlıklı anma programında konuşan akademisyenler “İnsanlarımızı depremler değil, kalitesiz ve bakımsız binalar öldürüyor” mesajı verdi. Üniversitemiz Mahmut Goloğlu Kültür Merkezinde düzenlenen ve 6 Şubat 2023 tarihinde yaşanan büyük depremlerde kaybettiğimiz vatandaşlarımızı anarak yeni felaketlere karşı alınabilecek tedbirlerin masaya yatırıldığı özel programa Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, Vali Yardımcısı Dr. Ali Yılmaz, Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Gürkan Üçüncü, İl Jandarma Komutan Yardımcısı Albay İbrahim Afşin Tiryaki, Ortahisar Kaymakamı Gürkan Demirkale ve İl Emniyet Müdürü Murat Esertürk ile çok sayıda davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan programda konuşmalardan önce Trabzon Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Görevlisi Mustafa Kurukız tarafından Kur’an-ı Kerim okundu. “GAYRETSİZ NİYET SAMİMİYETSİZLİKTİR” Rektör Yardımcılarımız Prof. Dr. Atilla Çimer ve Prof. Dr. Hasan Karal ile birlikte programın evsahipliğini yapan Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu açılış konuşmasında, önceki dönem mezunlarından üç, mevcut öğrencilerinden de üç olmak üzere altı öğrencilerini deprem felaketinde yitirdiklerini, yine çok sayıda öğrenci ve akademisyenin yakınlarını kaybettiğini, rektör yardımcısı Atilla Çimer’in de 6 Şubat’ta yakınlarını yitiren depremzedelerden biri olduğunu ifade ederek, “Uzaya adım attığımız Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında yeni depremlerde acı kayıplar yaşamak istemiyoruz. Bu nedenle bugünkü anma ve farkındalık programımızın temasını ‘Afet Yönetimi Bakış Açısıyla 6 Şubat Depremleri’ başlığıyla düzenledik. Biz de depremzede bir üniversiteyiz” dedi. Âşıkkutlu, “Günümüzde çevre ve iklim şartlarındaki belirgin değişimler sebebiyle tüm dünya depremler ve doğal afetlerle yaşamayı öğrenmeye çalışıyor. Ülke olarak kendimizi bunun dışında tutamayız; alınması gereken tedbirleri ihmal edemeyiz. Gayretsiz niyet, tevekkül değil samimiyetsizliktir. Her türlü felaketlere karşı eğitim, teknik, yasal ve yapısal önlem ile sürekli sosyal hassasiyet içinde hep birlikte, bilinçle hareket etmeye mecburuz” dedi. “BİLİNÇLİ OLMAK TEDBİR ALMAK DEMEKTİR” Daha sonra kürsüye gelen Trabzon Valisi Aziz Yıldırım, depremlerin toplumlar üzerinde derin izler bırakan afetlerin başında geldiğine işaret ederek, “6 Şubat 2023 sabahı ülkemizi derinden etkileyen ve 53 bin 500 kadar insanımızı kaybettiğimiz yıkıcı depremlerin sene-i devriyesindeyiz. Depremden korunmayı afet yönetimi açısından değerlendirmek çok önemli. Kaybettiğimiz insanlarımızı özlem ve acı ile anarken gelecekte tekrar aynı acıları yaşamamak için bize düşen görevleri hatırlatması açısından bu programlar yarıcı ve yararlı olacaktır. İnsanların afetlerle nasıl başa çıktığını anlamak için kurumların tepkilerine ve bunlarla ortaya çıkacak siyasal, idari ve toplumsal reaksiyonlara bakmamız gerekiyor. Dünyanın yaradılışından beri depremler var; ancak bizim bu gerçeği nasıl algıladığımız, ne gibi tedbirler aldığımız, nasıl bir yönetim gösterdiğimiz bilinç durumumuzu göstermiş oluyor. Depremle mücadelede sadece yönetmelikler yeterli değildir” dedi. Toplumlar kadar kurumların depremi algılayışının da önem arz ettiğini dile getiren Vali Aziz Yıldırım, “Bu tepkileri iyi analiz etmemiz şart. Millet olarak birlik ve dayanışma duyguları çok güçlü bir toplumuz. Duygusal davranış biçimlerine sahibiz. Ancak bu olumlu hasletimiz yanında rasyonellik yanımız zayıf. Gelecekteki felaketlerin verebileceği zararları gidermeye veya asgariye indirmeye yönelik tedbirler yönünden sağlıklı bir sentez yapmak durumundayız. Bundan sonraki muhtemel kayıpları önleyecek, en azından azaltarak hafifletebilecektir. Alanında uzman hocalarımızın bu gibi panellerde gelecekteki felaketlere bizi daha güçlü hazırlayacağına inanıyoruz. Sayın Rektörümüze ve emeği geçenlere teşekkür ediyorum. Milletimize afetsiz günler diliyorum” ifadelerini kullandı. 6 Şubat depremlerini hatırlatan video gösteriminin ardından Tonya Meslek Yüksekokulumuzdan Dr. Öğr. Üyemiz Galip Usta ve Öğr. Gör. Dr Esra Bekircan, Şalpazarı Meslek Yüksekokulumuzdan Öğr. Gör. İsmail Turgut Pala ve Öğr. Gör. Lokman Odabaş’ın sunumlarına geçildi. “Afet Yönetimi Bakış Açısıyla 6 Şubat Depremleri”ni konu alan tespit ve değerlendirmelerde bulunan alanında uzman panelistler, depremlerle mücadele bilinçlenme ve tedbirli olma olgularına vurgu yaptı. SAHADAN GELEN HOCALAR KONUŞTU Depremlerde Üniversitemiz adına sahada görev alan akademisyenlerden biri olan Öğr. Gör. Lokman Odabaş, Türkiye’nin Deprem Gerçeği konusunda sunumda bulunurken afetin olayın kendisi değil, ortaya çıkan durum olduğunu söyledi. Ülkemizde bütünleşik afet yönetimi uygulandığını belirten Odabaş, “Önlem uygulamaları eksik yapılır veya hiç yapılmazsa sonraki evrelerde sonuç almak mümkün olmaz. 1999 depremine kadar olay olduktan sonra müdahale aşamasına önem veriliyordu. Bunun kayıpların önlenmesinde işe yaramadığı ortaya çıktı. Depremlerden önce önlem alma çalışmalarına ağırlık verdik. Jeolojik ve meteorolojik olarak Türkiye çok farklı afetlerle yüzleşiyor. Her yıl neredeyse doğal kaynaklı afetler yaşıyoruz. Depremler için özel bir parantez açmak gerekiyor, çünkü depremler insan kaybına, fizik kaybına ve ekonomik olarak ağır kayıplara yol açıyor. Deprem tehlikesini ortadan kaldıramayız ancak zarar görmeyi azaltabiliriz. Ülkemiz birden fazla fay hattına sahip bir yapı üzerinde yer alıyor. Deprem tehlikesi her zaman mevcut. Maalesef toplumumuzun yüzde 96’sı deprem tehlikesi olan bölgelerde yaşıyor. Tatbikatlarla, bilinçlendirme çalışmalarıyla, yapı kalitesindeki artışla bunun önüne geçebiliriz. Yıkılan binalarda genel olarak yapılanma kurallarına uyulmadığını gördük. Önlemlerin en önemlisi, yumuşak zemine değil sert zemine yapılmasıdır. Zeminde meydana gelen sıvılaşma yüzünden binalar yıkılmakta ya da yan yatmaktadır. Binaların girişinde ve ilk katında yapılan uygunsuz müdahaleler, binalarda uygun olmayan malzeme seçimi oluşturuyor. Profesyonel arama-kurtarma ekipleri çok önemli bir insan kaynağıdır. Asli ihtiyaçlardandır. Bu ekiplerin kurumsal olarak belirlenmesi, toplumumuzun her kesiminden insanları bilinçlendirmek şart” dedi. “LÜTFEN EVE GİTTİĞİNİZDE BUNLARI YAPIN” Depremlere hazırlık, bireysel ve toplumsal stratejiler konularında sunumda bulunan Şalpazarı Meslek Yüksekokulu Öğr. Gör. İsmail Turgut Pala da şunları kaydetti: “Buradaki programdan sonra akşam evlerinize gittiğinizde uygulamanızı istediğimiz bir afet ve acil durum aile planı konusu var. Lütfen E-devlet üzerinden afet durumunda toplanma alanı olarak kullanacağınız noktayı bulabilirsiniz. Size üç ayrı nokta opsiyonu verilecektir. Acil durumda telefonlar çalışmayabilir. Bu alanı belirledikten sonra yapısal olan ve yapısal olmayan risk analizlerini bugünden hazırlamamız gerekir. Bunlar oturduğumuz bina ilgili bilgileri almak ve belediyelere başvuruda bulunmaktır. Evimizin oda ve eşyalar üzerinden ne gibi tehlike oluşturabileceğini tespit etmek gerekir. Azaltın, sabitleyin veya devreden çıkarın. Bu tekniklerini uygulayın. Hiçbirinden vazgeçemiyorsanız kaçış güzergahı açık olacak şekilde yerlerini değiştirmek gerekiyor. Acil durum çantanızı hazırlayın. Depremle karşılaştığınızda sakin olun. Kaçma güdünüzle hemen hareket etmeyin, sakin bir şekilde çök, kapan ve tutun aksiyonunu uygulayın. Kendinizi küçültün. Yaşam boşluğu olan alanları yönelin. Şoku atlattıktan sonra durumu değerlendirin, etraftaki insanlara yardım edin ve uzman ekipler gelince onlara destek olarak çalışmalara katılın. Meslek yüksekokulu olarak depremin ilk günü itibariyle izin isteyip alana gittik. Öğrencilerimize bilgi vermedik. Mezun ve örgün öğrencilerimizin tamamı gelip bizi buldular. Bize orada büyük güç ve destek verdiler. Orada enkazlardan canlı olarak insanlar çıkardık. Çök-kapan-tutun ve uygun yaşam boşluğu alanlarını bul şeklindeki doktrin çok değerlidir, kendimizi bundan soyutlamayalım.” “AĞLANMASI GEREKEN YERDE AĞLAMALIYIZ” Deprem sonrası travmatik yas ve baş etme stratejileri hakkında sunumda bulunan Öğr. Gör. Dr. Esra Bekircan kayıplar ve yas konusu ile ilgili çarpıcı değerlendirmelerde bulundu. 6 Şubat depremleri yönünden, sahada çaresizlik ve yetersizlik algısını bizzat hissetmek zorunda kaldıklarını anlatan Bekircan, “Nitekim acıya doğrudan müdahale etmek ve süreci değiştirmek mümkün olmuyor. Deprem gibi travmatik olaylar bireylerin ve toplumların baş etme sistemlerini yetersiz bırakıyor. Birden fazla ölüm, kış şartları, ani ölüm gibi nedenlerle toplumsal büyük bir yas ortaya çıktı. Yas’taki en önemli unsur uyumdur. Uyum bozulunca birey normal hayatını devam ettiremiyor. Bu da travmatik boyutu tetikliyor. Babalar ağlamaz, erkekler ağlamaz gibi mit ve metaforlarımız var. Ağlanması gereken yerde ağlanmalı. Her şeyin zamanında olması, duyguların doğruca yaşanması önemli ve gereklidir” şeklinde konuştu. “ÖNÜMÜZDE ‘İSTANBUL DEPREMİ’ GERÇEĞİ VAR” Moderatör olarak final ve değerlendirme konuşmasını yapan Dr. Öğretim Üyesi Galip Usta, tatbikatların davranışa dönüşmesi için anaokulundan başlayarak afet bilincini ve kültürünü yaymak gerektiğini söyledi. Usta, “Bütün taşlarımızı alıyoruz, bekliyoruz, sirenler çalmaya başlayınca taşları yerine oturtmaya çalışıyoruz. Şurada, şu salonda bir deprem gerçekleşse nasıl kaçacağız, nasıl duracağız, nereden çıkacağız, nerede toplanacağız, bunları biliyor muyuz? Özellikle evlerimizi zemin etüdüne uygun olarak yapıyor muyuz, çalıştığımız kurumlar ne kadar dayanıklı, hastane-afet koordinasyon binası gibi kritik kuruluşlar ne durumda? Buraların ulaşımı, iletişimi, direnci çok güçlü olmalı. Bir felaket olur, çevre illerden destek gelir, yaraları sararız ve bitiririz. Bu anlayışı değiştirmek durumundayız. Önümüzde bir İstanbul depremi gerçeği var. Arama-kurtarma personelimiz istediği kadar güçlü olsun, deprem olup bina yere çöktüğü zaman onun altından canlı çıkarmak çok çok zor bir iştir. Bunun için 2009’da bütünleşik afet yönetimi sistemi olarak çıkan modülü daha emin yürümemiz lazım. Yoksa depremlerle baş edemeyiz. İşin özü, risklerimizi azaltmaktır. Ön basamağı gerçekleştirmezsek lokasyonu büyük olacak depremlerde başarılı olamayız. Tedbiri zamanında ve doğru şekilde alırsak müdahaleye gerek kalmayacaktır.” Panele katılarak katkı sağlayan akademisyenlere teşekkür plaketi verilmesinin ardından toplu fotoğraf çekimi ile program tamamlandı. -
556 kez okundu
Üniversitemizde 2023-2024 Akademik Yıl Açılışı Gerçekleştirildi
Üniversitemiz 2023-2024 Akademik Yılı Açılışı Fatih Yerleşkemizde düzenlenen törenle gerçekleştirildi. Açılış münasebetiyle İletişim Fakültemiz önündeki Atatürk Anıtı önünde düzenlenen programa Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, rektör yardımcılarımız Prof. Dr. Atilla Çimer, Prof. Dr. Hasan Karal ve Prof. Dr. Hüseyin Serencam’ın yanı sıra akademik ve idari personelimiz ile öğrencilerimiz ve aileleri katıldı. Anıta çelenk sunulmasıyla başlayan törende saygı duruşunda bulunularak İstiklal Marşı’nın okunmasının ardından kürsüye gelen Rektörümüz Âşıkkutlu yeni döneme ilişkin önemli mesajlar verdi. Yeni eğitim öğretim yılının tüm öğrencilere, ailelere ve akademisyenlere hayırlı olmasını dileyen Rektörümüz, “Geçtiğimiz üç yıl içinde bir kısmı global bir kısmı yerel ölçekli, ciddi afetler yaşadık. Tüm insanlığın her açıdan ders çıkarması gereken musibetleri geride bıraktık. Öğrencilerimizden ayrı kaldık. Bu afetlerin ortaya çıkardığı sonuçlar bakımından üniversitemiz ve tüm üniversiteler on-line olarak eğitim öğretim vermek zorunda kaldı. Uzaktan eğitimin yüz yüze eğitimin kalitesine ulaşamayacağını gördük. İnşallah bundan sonra herhangi bir afete maruz kalmaksızın eğitime devam ederiz” temennisinde bulundu. Yükseköğrenim müesseselerinin ancak öğrencilerle varolabileceğini belirten Âşıkkutlu, “Öğrencilerimiz yoksa bizim de burada olmamızın bir anlamı yok” ifadesini kullandı. Rektörümüz daha sonra şunları söyledi: “Öğrencilerimizden uzak kaldığımız dönemde biz de onlar için kampüsümüzün alt ve üst yapıları ile ilgili önemli eksikleri giderdik, bu mekanlarda sorunsuz eğitim öğrenim görmeleri için gayret gösterdik. Çok şükür, bugün itibariyle üniversitemizin bir eksikliği bulunmuyor. Şimdi iş bize düşüyor; eğitimciler olarak yeni dönemde yeniden alanımızla ilgili akademik dünyaya yönelmeye başlayacağız.” Akademisyenlerden bir yandan bilimsel projelerini sürdürürken diğer yandan öğrencilerin düzenli ve verimli çalışmalarına destek vermelerini de isteyen Rektörümüz Âşıkkutlu, “Öğrenciyi motive edecek olan hocalardır. Hocaları da motive edecek olan öğrencilerdir. Eğitim ve öğretim karşılıklı etkileşimle gerçekleşen bir olgudur. Kıymetli öğrencilerimiz, dersleriniz 2 Ekim itibariyle başladı. Ders atamalarınız, kayıtlarınız ve ders paketleriniz yenilendi. Ufak tefek sorunlar günü gününe giderildi. İyi şeyler yapacağınıza inanıyorum. Hepinize sağlıklı, verimli ve başarılı bir eğitim öğretim yılı diliyorum” diyerek sözlerini tamamladı. -
540 kez okundu
Üniversitemizden Başarı Gösteren Akademisyen ve Öğrencilere Teşekkür Belgesi
Dünyanın en etkili bilim insanları içerisinde yer alan Üniversitemiz Fatih Eğitim Fakültesi Temel Eğitim bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Muammer Çalık’a ve başarı gösteren akademisyenlerimiz ile öğrencilerimize Üniversitemizin 5. Kuruluş yıldönümü kutlamalarında teşekkür belgesi takdim edildi. Stanford Üniversitesi bilim insanlarından Prof. Dr. John P. Loannidis ve araştırma ekibi tarafından Eylül 2022 yılı verilerine göre hazırlanan “Updated Science-Wide Author Databases of Standardized Citation İndicators” başlıklı makale verilerine göre Prof. Dr. Çalık, yaklaşık 50 milyon bilim insanı arasında yüzde 1,58’lik dilimde yer aldı. Türkiye’de eğitim bilimleri alanında listeye giren iki akademisyen biri olan Çalık, aynı zamanda AD Scientific Index tarafından 2023 Turkey top 10.000 Scientist listesinde ülkemizde ilk bine girmeyi başardı. Törende, Prof. Dr. Muammer Çalık’a dünyanın en etkili bilim insanları içerisinde yer alması sebebiyle teşekkür belgesi Trabzon Vali Yardımcısı Hacı Osman Hökelekli tarafından takdim edildi. Üniversitemizin kuruluşunun 5. yıl dönümünde üniversiteye maddi destek veren iş adamı Mehmet Kobya ile uluslararası düzeyde başarı elde etmiş, TÜBİTAK projelerinde destek almaya hak kazanmış ve sanatsal alanda ödüller almış akademisyenleri, spor alanında dereceler kazanmış öğrencileri teşekkür belgesi ile onurlandırdı. Mahmut Goloğlu Kültür Merkezi’nde gerçekleşen teşekkür belgeleri takdim töreninde Çarşıbaşı Meslek Yüksekokulu’nun fiziksel ve teknik alt yapısının tamamlanmasında üstün gayretleri bulunan sponsor iş adamı Mehmet Kobya’ya plaket ve teşekkür belgesi, Trabzon Vali Yardımcısı Ali Yavuz tarafından takdim edildi. Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Trabzon Milletvekili Mustafa Şen ise AD Scientific Index tarafından 2023 Turkey top 10.000 Scientist listesinde ülkemizde ilk bine girmeyi başaran akademisyenlerimizden Prof. Dr. Adnan Baki adına Doç. Dr. Temel Kösa’ya, Prof. Dr. Haluk Özmen, Prof. Dr. Muammer Çalık ve Prof. Dr. Hakan Şevki Ayvacı’ya teşekkür belgelerini takdim etti. 2022 yılı içerisinde TÜBİTAK 3005- Sosyal ve Beşerî Bilimlerde Yenilikçi Çözümler Araştırma Projeleri Destekleme Programı’na sunduğu projesi ile destek almaya hak kazanan Üniversitemiz Fatih Eğitim Fakültesi Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sibel Er Nas’a; 1001 – Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Program’ına sunduğu projesi ile destek almaya hak kazanan Üniversitemiz Fatih Eğitim Fakültesi Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hakan Şevki Ayvacı’ya; 1001– Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı’na sunduğu projesi ile destek almaya hak kazanan Üniversitemiz Fatih Eğitim Fakültesi Eğitim Bilimleri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hikmet Yazıcı’ya; 1001– Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Programı’na sunduğu projesi ile destek almaya hak kazanan Üniversitemiz Fatih Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Orhan Çakıroğlu’na; 1001– Bilimsel ve Teknolojik Araştırma Projelerini Destekleme Program’ına Sunduğu Projesi ile destek almaya hak kazanan Üniversitemiz Fatih Eğitim Fakültesi Matematik ve Fen Bilimleri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Dr. Öğr. Üyesi Ayşegül Aslan adına Prof. Dr. Faik Özgür Karataş’a; 1002- Hızlı Destek Programı’na sunduğu proje ile destek almaya hak kazanan Üniversitemiz Fatih Eğitim Fakültesi Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri Eğitimi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ünal Çakıroğlu’na teşekkür belgeleri ise Trabzon Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Yalçın tarafından sunuldu. TRT Genel Müdürlüğü Müzik Dairesi Başkanlığı’na Türk Sanat Müziği repertuar kurulu tarafından bestelediği 16 sanat müziği eserinin tamamı “yayımlanabilir” bulunan Öğretim Görevlisi Özdemir Hafızoğlu’na, teşekkür belgesi Karadeniz Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı tarafından takdim edildi. Üniversitemiz bünyesinde eğitim-öğretim gören ve başarılara imza atarak teşekkür belgesi almaya hak kazanan 16 öğrenci içerisinden törende bulunan öğrencilerden FİSU Üniversiteler arası Dünya Şampiyonası Karate Birincisi ve aynı zamanda Üniversiteler Arası Türkiye Şampiyonası Karate Üçüncüsü Keyda Nur Çolak’a; Üniversiteler Arası Türkiye Boks Şampiyonası İkincisi Yaren Şahin’e; Üniversiteler Arası Türkiye Boks Şampiyonası İkincisi Aleyna Demirkır’a; Üniversiteler Arası Türkiye Boks Şampiyonası İkincisi Cansu Çakır’a teşekkür belgeleri ise İl Jandarma Komutanı Tuğg. Adem Şen tarafından takdim edildi. İl dışında bulunmaları ve milli takım kampında olmaları nedeniyle törene katılamayan başarı kazanmış öğrencilere ise teşekkür belgeleri daha sonra takdim edilecek. -
532 kez okundu
Üniversitemiz Fatih Sultan Mehmet Camii Dualarla Açıldı
Üniversitemiz Fatih Yerleşkesi içerisindeki Fatih Sultan Mehmet Camii’nin açılışı Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın da katıldığı görkemli törenle gerçekleştirildi. Trabzon Üniversitesi Fatih Sultan Mehmet Camii’nin açılışı için düzenlenen geniş kapsamlı programa Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Emin Aşıkkutlu ve yardımcılarının evsahipliğinde; Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Vali Aziz Yıldırım, Bölge Adliye Mahkemeleri Cumhuriyet Başsavcısı Mustafa Yalçın, Büyükşehir Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, İl Jandarma Komutanı Tuğgeneral Mustafa Erdem, KTÜ Rektörü Prof. Dr. Hamdullah Çuvalcı, İl Müftüsü Selami Aydın, Adalet ve Kalkınma Partisi İl Başkanı Dr. Sezgin Mumcu, Akçaabat Kaymakamı Ramazan Kurtyemez, Akçaabat Belediye Başkanı Osman Nuri Ekim ile il ve ilçe protokolünün yanı sıra akademisyenlerimizle öğrencilerimiz katıldı. CAMİLER ŞEHİRLERİN RUHUDUR İstiklal Marşı’nın okunması ve Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından Trabzon Valisi Aziz Yıldırım programda yaptığı konuşmada, “Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla; bu güzel Kutlu Doğum Haftasında, bizleri bir araya getiren Rabbimize sonsuz şükürler olsun. Mü’minler için cami hayatın kendisidir. Mü’minler yalnızca yüce Allah’ın Huzurunda eğilmenin hazzını camide hissederler. Cami kişiye dini bir şuur kazandırır. İslâm medeniyetinde camisiz hiçbir şehir mevcut değildir. Bu sebeple Peygamber Efendimiz Medine’ye varır varmaz sahabe efendilerimizle birlikte cami inşa etmişlerdir. Camiler şehirlerin ruhu olmuştur. Bu caminin inşasında emeği bulunan herkesten Allah razı olsun'' dedi. 'EL CÂMİ', 'CAMİA' VE 'CAMİ' Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ise konuşmasında “Sizlere üç ana kavramdan bahsetmek istiyorum. Bunlar; “El Câmi’, Camia ve Cami’dir. Biliyorsunuz el Câmi ismi, Rabbimizin Esma-ül Hüsnâsından biridir. Nasıl ki El ‘Câmi ismi şerifi ile Rabbimiz bizleri kuşatıyorsa; camilerimiz de bizleri kuşatmaktadır. Dili, dini, ırkı ne olursa olsun bu böyledir. Bu yüzden mabetlerimize cami deriz. Camia ise üniversite demektir. Bilgiyi, ilmi, hocaları ve talebeleri içinde toplayan anlamına gelmektedir. İşte Trabzon Üniversitesi; hangi fakülte hangi bölüm olursa olsun bizim için değerli ve makbuldür. İlahiyat ilimleri ne kadar kıymetli ise Astronomi, Tıp, Fizik, Kimya bilimlerinin her birisi de ayrı ayrı kıymetlidir. Bugün burada el Cami’ ismi şerifi ile Camia’yı birleştiriyoruz. Trabzon Üniversitesi Fatih Sultan Mehmet Camii’nde tüm öğrencilerimizi, mahalle sakinlerini burada ibadete davet ediyoruz. Camilerimiz mihraplarıyla, kürsü ve minberleriyle esasında bir eğitim yuvasıdır. Ülkemizin her yerinde 90 bin camimizde hocalarımız Kur’ân, Hadis, İlmihâl, Tefsir dersleriyle çocuk, genç, yetişkin herkese hizmet ediyorlar. Sadece Cuma günü kürsüdeki vaazlarıyla değil. Milli Eğitim Bakanlığımız ile yaptığımız işbirliği çerçevesinde okul öncesi çağındaki 1 buçuk milyon çocuğumuza bu dersleri anlatma imkanı bulduk. Burada da namazlardan önce ya da sonra inşallah örnek bir suffe olacaktır'' ifadelerini kullandı. DOĞU KARADENİZ'DE TEK Üniversitemiz Rektörü Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu da cami açılış programına katılan herkese minnet ve şükran duygularını dile getirerek cami hakkında bilgiler verdi. Rektörümüz yaptığı konuşmada, “Camimiz 4 bin metrekare alanda yaklaşık Bin 100 metrekare taban zemini üzerinde 5 yıl gibi bir sürede, emsallerine kıyasla oldukça düşük maliyetle tamamlanmıştır. Camimiz, son dönem Osmanlı ve İlk dönem Cumhuriyet mimarileri ile örtüşerek; yekpare örtü kubbesi, dört fil ayağı üzerine oturtulmuştur. Çatısı aslan göğsü statikle çatılan, ortada ayrıca bir kolona ihtiyaç duymayan Doğu Karadeniz’in en büyük ‘kubbe açık mimari tekniği’ ile inşa edilmiş; böylece çok ferah ve aydınlık bir iç mekâna sahip olmuştur. Aynı zamanda estetik kontrast ve geleneksel sade mimari tarzı, çifte minaresi, çevresinde kapalı-açık sosyal alanları, donatıları, diğer müştemilatı, kadın ve erkek ibadet yerleri ile bir yandan üniversitemizin öğrenci, akademik ve idari personel olarak binlerce mensubuna hizmet edebilecek, diğer yandan da halkımızın kullanımına açık olacaktır” dedi. Daha sonra Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, beraberindeki heyetle birlikte ve dualarla açılış kurdelesini kesti. Erbaş, cemaate öğle namazını kıldırırken hemen akabinde caminin yan tarafında bulunan Gençlik Merkezi’nin de açılışı gerçekleştirildi. Sağanak yağmura rağmen cami açılışına çok sayıda davetli katıldı. Daha sonra Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu tarafından Prof. Dr. Ali Erbaş’a Trabzon el işi telkâri hediye edildi. Erbaş da “Bu kitapta Zat-ı Âlinizin de katkıları vardır” dediği Hadis kitaplarından bir seti Rektörümüze hediye etti. Ayrıca açılış konuşmasının sonunda Rektörümüz tarafından Diyanet İşleri Başkanı’na “Vav Başı” temalı bir tablo takdim edildi. Akçaabat Müftülüğü görevlileri ve Fatih Sultan Mehmet Camii İmamı Zafer Şahin, açılış töreninden sonra misafirlere ikramlarda bulundu. -
531 kez okundu
Türkiye’nin İlk Uzay Mühendisi Karakaş: Ülkeme Hizmet Edeceğim
Türkiye'nin ilk serebral palsili (SP) uzay mühendisi Turgay Karakaş, “Türkiye’nin İlk Uzay Mühendisi Turgay Karakaş Genç Fikirleri Teknoloji ile Buluşturuyor” adlı konferansında geçen yıl 360 iş teklifi aldığını ve bunların içinde çok yüksek meblağlar içeren iş teklifleri olduğunu vurgulayarak “Bu iş tekliflerinin yüzde 95’i yurtdışından geldi. Çok ve çok yüksek meblağlar içeriyordu. Ama ben Türküm, Türkiye’de doğdum. Türkiye’nin üniversitelerinde okudum. Bu manada bu millete benim bir borcum var. O borcu ödemek için yurtdışından bana gelen çok yüksek meblağlı teklifleri burada aldığım meblağlara tercih etmiyorum. Ülkemde kalmak o meblağlarla eşdeğerdir. Hiçbir yere de gitmiyorum. Burada ülkeme hizmet etmeye devam edeceğim.” dedi. Çarşıbaşı Meslek Yüksekokulumuz ile Çarşıbaşı Belediyesi iş birliğinde Mahmut Goloğlu Kültür Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansa Üniversitemiz Yapay Zeka ve Robotik Kodlama Merkezi Müdürü Doç. Dr. Ali Kürşat Erümit, Çarşıbaşı Meslek Yüksekokulu Müdürü Dr. Öğretim Üyesi Lokman Şılbır, Trabzon’daki bilgisayar bilimleri ve kodlama eğitimi merkezinin oluşmasında çok önemli katkıları olan işadamı Naci Orhan, akademik ve idari personelimiz ile öğrenciler katıldı. TÜRKİYE’DE AYNI ANDA 3 YAN DAL YAPAN BİRİ İstiklal Marşı’nın okunmasından sonra Türkiye’nin ilk uzay mühendisi Karakaş, “Türkiye Yüzyılı Bilim İnsanı” olmanın halk arasında "beyin felci" olarak da bilinen SP gibi fiziksel bir engel dahi olsa başarılara imza atmak için zorluk teşkil etmediğinin en iyi örneği olduğunu hayatından aktardığı kesitlerle katılımcılarla paylaştı. 1994'teki üniversite sınavında sadece sayısal soruları yanıtlayarak ilk 25'e girdiğini ifade eden Karakaş, “Türkçe öğretmenimin beni incitmesinden dolayı Türkçe sorularını çözmedim. O yıllarda uzay mühendisliği bölümü olmadığı için Ankara Üniversitesi Astronomi ve Uzay Bilimleri Bölümü'ne yerleştim. En büyük hayalim olan uzay mühendisi olabilmek için Türkiye’de matematik, fizik ve kimya alanında aynı anda 3 yan dal yaptım. Mühendislik dersleri de alarak Türkiye’nin ilk uzay mühendisi olmaya hak kazandım. Fakültede yüksek lisans ve doktoramı tamamladıktan sonra TÜBİTAK Savunma Sanayii Araştırma ve Geliştirme Enstitüsü'nde (SAGE) işe başladım. Yılmadım, devletim bana ne görev verdiyse yaptım. Çağrıldığım bir toplantıda üç aydır çözülemeyen bir üç cisim problemini 15 dakikada çözdüm. O günden beri de TÜBİTAK SAGE’nin A takımındayım.” diye konuştu. TÜRKİYE'NİN UZUN MENZİLLİ İLK SEYİR FÜZESİNİN GELİŞTİRİLMESİNDE AKTİF ROL Türkiye'nin ilk uzay mühendisi olmanın heyecanını bütün konferansında hissettiren Karakaş, TÜBİTAK’taki çalışmaları hakkında ise şunları söyledi: "TÜBİTAK'ta savunma sanayine yönelik projelerde görev aldım. İHA, SİHA’ların fizibilite çalışmasını yaptım. Türkiye'nin uzun menzilli ilk seyir füzesi, SOM füzesinin arayıcı başlığını dünyada ilk olarak ben yaptım. Havadan havaya, havadan karaya, karadan denize, denizden havaya, denizden karaya, denizden denize bütün mühimmatlarda aktif rol aldım. Beş yaşında iken zihinsel engelli teşhisi konan çocuk şu anda gökleri fetheden Turgay Karakaş olarak karşınızda.” İMKÂNSIZ DİYE BİR ŞEY YOK, BİRAZCIK ZAMAN ALIR Gençlere çok önemli önerilerde de bulunan Karakaş, “Gençler, hiçbir zaman pes etmeyin. Hayattaki bakış açınız her zaman en ilerisi, en zirve olsun. Mustafa Kemal Atatürk’ün dediği gibi ‘İstikbal göklerdedir’. Bana ait bir sözle bitirmek istiyorum. İmkânsız diye bir şey yoktur, sadece birazcık zaman alır.” dedi. Özel gereksinimli olmanın farkındalığı için katılımcılarla empati düzeyinde etkileşimlerin de yaşandığı yoğun ilgi gören konferans sonunda Karakaş’a teşekkür belgesi ve plaket takdim edildi. -
526 kez okundu
Çarşıbaşı MYO’da Görev Değişikliği
Üniversitemiz Çarşıbaşı MYO Müdürlüğü görevini vekaleten yürütmekte olan Rektör Yardımcımız Prof. Dr. Hasan Karal görevi asaleten atanan Dr. Öğr. Üyesi Lokman Şılbır’a devretti. Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, Rektör Yardımcılarımız Prof. Dr. Atilla Çimer, Prof. Dr. Hasan Karal ve Prof. Dr. Hüseyin Serencam’ın evsahipliğinde Çarşıbaşı Meslek Yüksekokulu Yerleşkemizde gerçekleşen devir-teslim törenine Çarşıbaşı Kaymakam Vekili İsmail Koçdoğan ve Çarşıbaşı Belediye Başkanı Mümin Nuhoğlu ile öğretim kadromuz katıldı. Devir teslim töreninde bir konuşma yapan Rektörümüz Prof. Dr. Emin Âşıkkutlu, ilçe halkının üniversiteyi sahiplenmesi, iş insanlarının da burs desteği sağlaması durumunda Çarşıbaşı Meslek Yüksekokulu’nun yakın tarihlerde ülke çapında adından söz ettirecek hale geleceğini söyledi. Özellikle ilçelerdeki meslek yüksekokullarında sosyal etkileşimin önemli olduğunun altını çizen Âşıkkutlu, “Sadece tek taraflı düşünülürse bir süre sonra öğrenci geri dönüyor. Gençler en başta sahiplenilmeyi istiyor. Aileler de bunları gözeterek evlatlarını gönderiyorlar. Kaymakamlık ve belediye ve sivil toplum kuruluşlarımızın bu konuya hassasiyet göstermelerini bekliyoruz” dedi. İLÇEMİZ SAHİP ÇIKMALI Çarşıbaşı Meslek Yüksekokulunda bu duyarlılık ve dengelerin sağlanması halinde çok yakında rekabet ortamı oluşarak başarının yükseleceğini vurgulayan Âşıkkutlu, “Çarşıbaşı ilçemizde geleceğin mesleklerine yönelik en favori bölümlerimiz yer alıyor. Şu anda bu meslek yüksekokulunu teknik bir altyapı şeklinde kabul ederek Bilgisayar ve Bilişim Bilimleri Fakültemizi aktif ediyoruz. Buradaki bölümler geleceğin mesleklerine yönelik çok önemli bir cazibe merkezi olacak. Devir teslim törenimizi de Mevlid Kandilinde yapıyoruz. Bunda da bir hayır olduğuna inanıyoruz. Hasan Karal Hocamız kurulumdan bugüne meslek yüksekokulumuz için gerek idari, gerekse akademik olarak başarılı olmuştur. Bugün de gönül huzuru ile alnının akıyla görev teslim etmenin gururunu yaşıyor. Meslek yüksekokulumuzun bugünlere gelmesinde gösterdiği katkılar ve başarılardan dolayı kendisine teşekkür ediyoruz. Çarşıbaşı Meslek Yüksekokulumuzdan proje tabanlı ve gelişim odaklı etkin çalışmalar bekliyoruz. Süreçte özellikle Hüseyin Serencam Hocamızın bizi teknik olarak rahatlatan çalışmaları olmuştur. Atilla Çimer Hocamızın da idari ve akademik büyük katkıları olmuştur. Buradaki ortak iradenin yansımalarını somut olarak bekliyoruz. Bu vesile ile görevi devralan Lokman Şılbır Hocamıza da başarılar diliyoruz” dedi. Rektörümüz ayrıca, Çarşıbaşı Meslek Yüksekokulu’nun kuruluşunda ve yapısal dönüşümündeki katkıları nedeniyle Kobya ailesine de teşekkür etti. 271 ÖĞRENCİYE BURS Daha sonra söz alan Çarşıbaşı Belediye Başkanı Mümin Nuhoğlu ise üniversite öğrencilerine doğrudan dokunacak pozitif projeler hazırladıklarını bildirdi. Doğu Karadeniz’in en büyük millet bahçesini Çarşıbaşı ilçesine kazandırma hazırlığında olduklarını belirten Nuhoğlu, “Millet bahçesinin yanı sıra pek yakında meslek yüksekokulumuza yakın mesafede 160 dairelik bir barınma yeri, site yapımı planlıyoruz. Okulumuz sayesinde ilçemizin tanıtımı ve tercih edilirliği artırılmış olacak. Yerel idare olarak üniversite öğrencilerinin buraya gelip bir girdi bırakmasını hiç hesaplamıyoruz. İlçemizin imaj ve tanıtımına, kültürüne önem veriyoruz. Kabuklaşmış sıkıntılardan uzaklaşmak istiyoruz. Halihazırda ilçe olarak 271 öğrenciye burs veriyoruz. Buradaki kültürün değişmesi ve gelişmesi için kendilerini önemsiyoruz. Burada herkes balıkçılıkla uğraşıyor. Küçük bir ilçeyiz fakat bugün Trabzon’un katma değer üretiminde baştan üçünü sıradayız. Devletinden fazla bir şey beklemeyen bir yapımız var. Okulları, sağlık ocaklarını hayırsever insanlarımız yapmış. Bu vesile ile biz de hayırsever Kobya ailesine teşekkür ediyoruz. Ayrıca ilçenin kesimindeki arazinin üniversite tarafından gelişim alanı olması için talebimiz var; bu 7 dönümlük arazinin üniversitenin gelişim alanı olarak projelendirilmesini istiyoruz” diye konuştu. Çarşıbaşı Kaymakam Vekili İsmail Koçdoğan da törende yaptığı konuşmada “İlçemizde bilgisayar destekli bir meslek yüksekokulu bulunması büyük avantaj. Eğitime önem veriyoruz. Yüksekokulun burada kurulması sürecinde emeği geçenlere teşekkür ediyoruz. Belediyemize, üniversitemize, Kobya ailesine ve Çarşıbaşı ilçesine müteşekkiriz. İlçemizde bir meslek yüksekokulu olmasından dolayı buradaki insanların da mutlu olduğunu biliyorum. Devir teslim töreninde de bugüne kadar yaptığı hizmetler ve verdiği emekler için Hasan Karal Hocamıza teşekkür ediyoruz. Kurucu olmak en zorudur. Nasıl başlarsa öyle gider. Hasan Hocamız bu koordinasyonu son derece iyi yaptı. Biz de bu aşamadan sonra yapabileceğimizin en iyisini yapacağız, bu anlamda da kamu kurumlarımızın emrindeyiz. Lokman hocamıza başarılar diliyoruz. Umuyoruz ki kısa zamanda meslek yüksekokulumuz projeci, yarışmacı bir yüksekokul olarak Türkiye’de isim yapar” ifadelerini kullandı. Devir teslim töreninde daha sonra Çarşıbaşı Meslek Yüksekokulu’nun ilk kuruluş günlerinden bugünlere gelinceye kadar geçen süreci anlatan slayt gösterisi sunuldu. Karşılıklı çiçek, plaket ve hediyelerin verilmesinin ardından hayırsever Kobya ailesi adına konuşan Duygu Kobya da Çarşıbaşı ilçesinde yakalanan birlik beraberlik duygusu sayesinde ülke ve dünya çapında akademik başarılara imza atacaklarını söyledi.